... Yeni Biri ...
Sabah kaltım, dün gece Ron'u çok takmışım kafama uyuyakamlışım. Bu kadar düşünmemeliydim işim bir felakete dönüşebilirdi. Bugün haftasonuydu yarın gösterim var, yani bu gün boşum, yapacak bir şeyim yok şöyle etrafa bir göz attım. Heryer yine dağınıktı aklıma bir fikir geldi temizlikçi alabilirdim, yeteri kadar param var artık çokta güzel olur. Hemen internetten arkadaşlarıma tanıdık temizlikçi var mı diye mesaj attım, neyse ki birinin tanıdığı birisi varmış. Telefon numarasını aldım temizlikçi 2saate burda olacaktı. Bende televizyonun karşısına uzandım. Uyuyakalmışım kapı çalıyordu, temzlikçi gelmiştir herhalde kapıyı açtım kadın bana gülümsedi, Çok ta güzel bir kadındı, etkilenmiştim. Evi tanıttım o da işe başladı aynı zamanda sohbet ediyorduk, adı Angela'imiş. Biraz daha sohbet ettikten sonra ben sihirbazlık numaralarımı denemeye başladım. Angela beni hayranlıkla izliyordu. Ne oldu diye sordum '' Hiç sadece hep sihirbazlığı merak etmişimdir'' dedi bende birkaç numara gösterdim. Acemice de olsa o da birkaç numara yapabiliyordu. Bundan hoşlanmıştım. Sihirbazlıktan bahsediyordum ki bi baktım özel numaralarımı anlatıyorum, bir insana bu kadar çabuk güvenip sevemezdim. Ardından biraz daha sohbet ettik, Akşam olmuştu biraz yemek yedik ve yine sohbet ettik evli değilmiş bu hoşuma gitti (artık nedense). Biraz içtik, demi, biraz ...
... Ertesi Gün ...
Kalktığımda yatağımın diğer ucunda Angela yatıyordu. Hayır bu olamazdı aşık olmadım demi ? Niye soruyordum ki her şey ortada işte. Angela'yı uyandırmadım, gidip kahvaltı hazırladım. Angela geldi ve '' Özür dilerim, bu kadar ilerlememesi gerekiyordu'' dedi. Bende gayet memnun bir şekilde ''Önemli değil'' dedim. Kahvaltıya davet ettim. Yerken aynı zamanda sohbet ediyorduk. Bugünkü gösteriye gelmesi için yalvardım. Kabul etti. Beraber otobüse bindik Chaindown'a vardık. Sahne arkasına götürdüm onu, seyircilerin arasına geçmesini istedim ama unuttuğum bir şey vardı ya Ron ordaysa, hemen bi göz attım Ron yoktu acayip rahatlamıştım. Gösteri başladı Ron olmadığı için gayet memnun ve rahat bir şekilde gösterimi sundum. Ardından artık gece oldu Angela'nın gitmesi gerekti evine kadar eşlik ettim. Evine girerken arkasını döndü ve '' Seni seviyorum'' dedi. O an Dünya'nın en mutlu adamı bendim herhalde, sonra evime çok mutlu bir şekilde gittim.
... 6 Yıl Sonra ...
Sabah kalktım. Biricik eşim Angela bana kahvaltı hazırlamıştı. Onu öpüp kahvaltıya oturdum Angela da son birkaç reçel koyup oturdu. İçeriden '' Baba ! Anne ! bakın ne yaptım '' diye koşarak kızım Jenny geldi. Elindeki resmi bize gösterdi bizde beğendiğimizi söyledik. Hep beraber kahvaltı yaptıktan sonra benim işe çıkmam gerek diyerek kızımı ve Angela'yı öpüp çıktım. Artk Dünya'nın en ünlü sihirbazıydım. Herkes beni tanıyordu. Chaindown benim sayemde çok kazanan, büyümüş ve marka olmuş bir yer oldu. En iyi gösterilerimi sunuyor paraya doymuyordum. Çok iyi bir hayatım vardı. Angela bir iş yerinde genel müdür olmuştu. Kızım Jenny, o benim herşeyim çok tatlı ve 6 yaşında ama kanser çok ileri bir düzeyde değil. Fiziksel olarak diğer çocuklarla aynı. Doktorlar iyileşeceğini söylemişlerdi. O çok mutlu bir kızdı hasta olduğunu biliyor ama Dünya'yı tozpembe görüyordu. O mutluluğu bize hasta olduğunu unutturuyordu. Ha bu arada Ron mu? Ron'u en son 6 yıl önce görmüştüm ve bir daha haber almadım. Neyse ki yoksa aileme bela olabilirdi.
... 2 Hafta Sonra ...
Bugün erken çıkmam gerekti. Angela'yı ve Jenny'i alınlarından öpüp. Hemen arabayla Chaindown'a yola çıktım, bugün Dünya'nın en ünlü tiyatrocuları ve başkan beni izlemeye geleceklerdi. Heyecanlıydım, Chaindown'a vardım. Hemen sahne arkasına geçtim. Telefonum çaldı arayan Angela'ydı sesi çok telaşlı ve korktuğunu belli eder bir şekilde Jenny'nin iyice hasta olduğunu nefes almakta zorlandığını, arkadaşlarıyla beraber hastaneye götürdüklerini söyledi. Telefonu kapatamadım bile felaket yaşıyordum, ya biricik tatlı kızımı kaybedersem, ne olurdu midem bulanıyordu çok kötü hissediyordum izin almam gerekti ama perde açılmış şov başlamıştı. Arkadan bana bu işi sakın mahvetme diye işaret yapan müdürüm George'un olanlardan haberi bile yoktu. Biraz durdum başkan bana garip baktı ve herşeyin iyi gitmesini umarak gösterime başladım. İlk numaramı yaparken telefon yine çaldı kalbim çıkacak gibi oluyordu. İzin isteyip Telefonumu açtım Angela ağlıyordu arkadan ağlama sesleri geliyordu ve en yakın arkadaşım John '' Tory üzgünüm, başın sağolsun'' dedi. Dünya başıma yıkıldı nefes alamadım hiçbiryerimi hissetmiyordum sahneye bayıldım. Herşey bulanıktı kızımı görüyordum hala gülüyordu o tatlı sesiyle. Diğer insanlar beni uyandırmaya çalışırken ben baygındım, ağlıyordum. O an şunu düşündüm Ne kadar iyi bir sihirbaz olursan ol, neleri geri getirirsen getir, kaybettiklerini asla geri getiremezsin.......
... 1 Yıl Sonra ...
Angela'yla beraber Jenny'nin yerini tutması için yeni bir çocuk Dünya'ya getirmiştik. Çok tatlı bir oğlandı adını David koyduk. Yine ailemiz mutluydu, her şey yavaş yavaş yerine oturuyordu. Yine de içimizde bir boşluk Jenny'İ unutamıyorduk. Ben artık başka bir yerde sahne alıyordum. Chaindown olanlardan sonra bana yüklüce para vermeye devam etti. Ben de onlara anılarımın burada kalması için başka bir yere geçtim. Müdürüm yine aynıydı. o yüzden rahat alışmıştım. 2 haftada 1 kez çıkıyordum artık sahneye. David'in büyümesini sağlıklı bir çocuk olması için elimizden gelen herşeyi yapıyorduk. O artık son canımızdı onu kaybedemezdik.
... David büyüdü ...
David artık büyümüştü, hatta bugün evleniyordu, son hazırlıklarımızı yaptık. Düğün salonuna doğru yola çıktık ben artık emekli olmuştum. Bayağıda yaşlanmıştım David çok ünlü bir internet şirketinde çalışıyordu. Angela ise Genel müdürlüğün son senesindeydi. David çok mutlu görünüyordu. Onun mutluluğu bizim herşeyimizdi. Gelinle beraber kilise de evlendiler. Birbirlerine çok yakışıyorlardı tekrar bir aile olmuştuk torunlarım olacaktı içimde garip bir his, bir mutluluk vardı. O kadar macera yaşayan Tory artık bir ihtiyar olmuş sihirbazlığı gençlikte meslek edinmiş şimdi ise özlemini çeken bir ihtiyar....
