Hava Haziran ayında olduğumuz için aşırı sıcaktı. Ben ise evde pijamalarımla oturduğum için istifimi bozmadan pijamalarımla dışarı çıkmıştım. Yakınlar da bir meteor geçse gördüğüm ilk ağacın arkasına saklanmayı planlıyorum.
Bir süre ilerledikten sonra uzun ağaçların ve en fazla üç katlı evlerin birleştiği bir yere geldim. Sırayla banklar dizilmiş olsa bile, ben yere oturup o terliklerimi çıkararak çimenlere elektrik verirken gıdıklanmasam olmazdı. Biraz çıplak ayak gezindikten sonra çimenlere uzanıp Sinan ve Güneş'i aradım. Üçlü telefon görüşmesi yapacaktık.
"Oğlum, alın beni burdan. Ya da siz gelin. Olmuyor böyle. Bir arkadaş bulayım dedim, iki haftadır evden dışarı çıkmadım. Dışarı çıkayım dedim, onda da don atlet yeşilliklere uzanıyorum." İkisi de bu dediklerime gülmüşlerdi.
Sinan kahverengi gözlü kumral saçlı bir çocuktu. 174 cm boyu, hafif spora gidilmiş ergenlik kasları vardı. Komik, rahatına düşkün, ağzını açsa taramalıya bağlayan birisiydi.
Güneş ise Sinan'dan daha az düşük ağızlı sinirlenince karşı tarafın kafasını ısırıp söven birisi. 'Yaşanmış bir olaydır.' Adına uygun olarak sarı saçlı ve kehribar rengi gözlere, 168 cm boya sahip. Erkek olsam kesin yazardım Güneş'e."Ben bu kızı anlayamıyorum. Gelmişsin Los Angeles'a, dışarıda her türlü fiziksel özelliğe sahip erkek dolu. Sen de terlikleri çıkarmış pijamalarla elektrik veriyorsun."
Dedi Sinan.
"Kanka onu bunu bırak kız iyi ki elektrik veriyor. İlk ayından başka bir şeyler vermesin de."
Dedi Güneş.Dediklerini anlamam 5 saniye sürünce ikisi de anırmaya başladılar.
"Allahım biliyorum, bugünleri de atlatacağım. Sen şu ikisine akıl versen vallahi yeter!" Deyip telefonu kapattım. O iki zeki telefonu kapattığımı bile anlamamıştır...
Telefonumu biraz daha kurcaladıktan sonra etrafı tekrar gözlemlemeye başladım. Gerçekten harika bir yerdi. Tam tekrar uzanacaktım ki havlama sesi duyup üstüme koşan bir bulldog görünce, hayatım da beden derslerin de atmadığım deparı şuan da atmaya başlamıştım.
Güzelim ormanlığı arka da bırakıp otabana geçince, asfalt çok sıcak olduğundan hem depar atıp hem de ayağım yanmasın diye zıplıyordum.
Tam hafif yavaşlamaya başlamıştım ki arkamdan bir kız sesi duydum.
"Sakin ol sen koştukça o daha çok oyun oynamak istiyor!"
Kızın dediği üzerine bir çığlık kopardım "Nasıl bir oyun oynamak istiyor bu köpek? Umarım bu oyun ısırmak ile alakalı bir oyun değildir!"Selamm umarım hikaye hoşunuza gider . Çünkü uğraşıyoz yani dksndk Neyse uzatmayı sevmem ksks görüşüruzzz💕💕
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Neighbor
FanfictionRüzgar, onun saçlarını benimkilerine, teninin kokusunu denizinkine karıştırıyor. Gözlerim kapalı. İki eli de avuçlarımda. Sıkıyorum. Başını hafiçe çekiyor ve gülümsüyor.... (Peyami Safa/Yalnızız) Joey Birlem için hayran kurgu hikayesidir. KEPXKSŞD