Tam göğsümde bir şey var. Ruhumu daraltıyor. Nefes almamı zorlaştırıyor.
İçimde bir şey var. Ağlasam, çığlık atsam geçer sanıyorum. Ağlıyorum. Geçmiyor. Çığlık atamıyorum. Sesim çıkmıyor.
'Ya bırak değmez' diyorum. İçimden bir ses bana kızıyor. Değiyor çünkü. Çünkü seni hala seviyorum.
Nefret de ediyorum. Kızıyorum. Aptallığıma kızıyorum. Körü körüne sana bağlanmama kızıyorum. Ne olursa olsun, ne yazık ki hala bir açıklaman olduğunu düşündüğüme kızıyorum.
Safım ama salak değilim demiştim sana. Galiba salağım da. Çünkü hala yeniden olabilme ihtimalimizi düşünüyorum.
Sen ne kadar bu halimize üzülmesen de ben üzülüyorum.
Sen beni gerçekten sevmedin hiç. Kandırdın. Valla hakkını vereyim, iyi oynadın. İnandım.
Neden oynadın?
Bir şey mi yaptım sana?
Neden ben?
Başka oyuncak mı yoktu?
Kırılgan olduğumu bile bile neden yaptın?
Ya benim ciğerim parçalandı. Yüreğim soldu. Kalbim toz oldu. Her yaptığınla da o tozu üflüyorsun.
Kaldıramıyorum. Gücüm, halim, yaşama sevincim, hayalim, mutluluğum kalmadı. YOK. Bi canım kaldı. Onu da Allah alsın diye dua etmekten başka şansım yok.
Tükendim. Tükettin beni.
Her boş anımda aklımdasın. Sürekli. Hala kendimde suç arıyorum.
İşte bu da acizliğimin tablosu. Al izle. Belki yeni oyunun için ilham kaynağı olur.