1 . BÖLÜM

12 2 1
                                    

Ortama alışmaya çalışıyorum,yeni bir hayatın başlangıcı... Ortaokul bitti ve artık bir lise öğrencisiyim,kendi ayaklarının üzerinde durmak için çabalayan bir lise öğrencisi...
Çok sevdiğim ailemden uzak kalmak zorundayım,evin en büyük çocuğu olarak kardeşlerime örnek olmak zorundayım,onlar da yarın bir gün liseye,üniversiteye gelip ayaklarının üzerinde durabilsin diye çok iyi bir örnek olmalıydım onlara Tunceli den Ankaraya geldim ve yatılı kalıyorum,okulum oranının en iyi Anadolu lisesi aslında,hatta pilot okul,yatılı kaldığım öğrenci yurdu da öyle.
Aile özlemi denen şey her an beni Tunceli den Ankaraya ayakla götürecek gibi ama dayanmak zorundayım ne olursa olsun kardeşlerim için,Ceyhun ile Virane nin yedi çocuğundan en büyükler olan ben,onların yüzünü kara çıkartmamak için her şeye dayanacağım,ilk geldiğim günlerde yemekten kalkıp sözde elimi yüzümü yıkamaya giden ve orda kapıyı üstüme kilitleyip ağlayan ben,kimse ağladığımı duymasın diye çabalayan ben her şeye dayanmalıyım benden sonraki kardeşlerim Ahmet,Zehra,Fatma,Selçuk,Baran ve Merve ye iyi bir abla olmak için...
Bu akşam annemle konuştuk,annemi çok seviyorum ama takıntılı olduğunu ve çevredekilere göre hareket ettiğini düşünüyorum"Elalem ne der?"lafını çok önemser ve benimser ,bu akşam da bana telefonda uzaktan akrabalarımızın söylediği saçma sapan,a bük subuk konuşmalarını anlattı işte bunun gibi şeyler nedeniyle  takıntılı olduğunu düşünüyorum okumaya karşı bir annem, ben daha 8. Sınıftayken amcam a "Benim Leylam büyüsün, hem okudum hem de evlensin,yuvasını kursun,hele bir büyüsün,hele bir liseye gelsin" derdi hep,bu beni fazlasıyla sıkıyordu ,ben daha küçük yaştayken bana evlilik konularını açması gerçekten canımı sıkıyordu,beni çok rahatsız ediyordu,keşke ağladığını tek şey aile özlemi olsaydı,benim annem berdel denilen bir şekilde evlenmiş,bir tür kız alışverişi gibi yani.
Annem evlendiğinde daha onsekiz yaşındaydı,gelinlik bile giymedi düğününde,bu beni ayrı üzüyor,bide halam ve dayımın hiç çocuğu olmadı.
Aslında biz sekiz kardeştik ,kardeşim Fatma nın bir ikizi vardı ve onu dayımlara evlatlık verdiler,kardeşimin adı Ezgin,öz kardeşimden ayrı olduğum için ve tam da benim bir şeyleri anlayabildiğim yaşta kardeşimin evlatlık gitmesi yüzünden her gece hıçkıra hıçkıra ağladım,bu olay beni çok derinden etkilemişti.
Benden bir küçük olan kız kardeşim Zehra o yıllarda anasınıfına gidiyordu,o da Ezgin in evlatlık olarak gittiğini anlıyordu,artık beş yaşındaydı çünkü ve ağladığını belli etmeden ya gider mutfakta ya da dışarıda tek başına,gizlice ağlardı,o da tıpkı benim gibi hissediyordu o küçük yaşıyla,Zehra çok akıllı bir kızdı,eve gelen herkes derdi ki "Zehra çok akıllı bir kız" ve en sonda kardeşim Zehra bir gece...,hiç beklenmedik bir gece hem de... ,havale geçirdi,çok hastaydı,onu bu hâlde görmek benim içimi yakıyordu ama belli etmemek için elimden gelenin fazlasını yapıyordum.Annem defalarca babamı arıyordu,
-çocuk çok hasta,ne olur çabuk gel,hastaneye götürelim,ateşi düşmüyor,kendinde değil!
Derdi,yalvarırcasına, ağlarcasına
Bu beni çok etkilediği için bu sözleri hiç unutamıyorum,keşke unutmak mümkün olsa bazı şeyleri,eğer bazı şeyleri unutmak mümkün olsaydı hayattaki birçok kötü şey de uçup giderdi ama birşey birini çok etkiliyor ise çok da onu unutmakta zorlanıyor

yalnızlık deryasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin