Artık koca evde annem,ben ve yeğenim yaşıyorduk. Tabi benimkine yaşamak denilirse.
Bir gün evde aile büyükleri, babamın ölümünün üstünden altı ay geçtiğini ve kabristan yapılması gerektiğini konuşuyorlardı. Bu konuşmalar sürerken bir gece babamı rüyamda gördüm.Ben babama hangi mezarı istediğini sordum, o da anne ve babasıyla ayrılmak istemediğini ama mezar yaptırmaya gelmememiz gerektiğini söyledi. Uyandığımda ancak rüya olduğunun farkına varabilmistim. Kalbim ağzımda atıyordu sanki gerçekten yaşayacakmış gibi.
Böyle düşünmeme rağmen kendimi rüya olduğuna inandırıp köye gitmeye karar verdim.
Zaten birkaç gün sonra benim ailem ve nişanlımın ailesi köye gitmek için yola çıkmıştık.Yolda giderken tekrardan bir rüya görmüştüm. Bir kolumu babam bir kolumu da nişanlım tutuyordu. Babam beni ölüme çekmeye çalıştıkça nişanlım beni göndermek istemiyordu.
Bu rüya kendi içimde bir savaş vermeme sebep olmuştu. Artık yaşadıklarımı birine anlatma ihtiyacı duyuyordum ama anlatırsam bana kimsenin inanmayacağını aksine yargılanacağını da biliyordum. Yaşadıklarımı, anlatamadıklarımı ve beni anlamadıklarını düşündükçe hislerimin ve düşüncelerimin bir deniz olduğunu ve orda bozulduğumu hissediyordum. Ne kadar çırpınırsam o kadar dibe batıyordum. Bildiğim tek bir gerçek vardı, o da kendimi sadece ben kurtarabilirim.
Bu düşüncelerle birlikte bir şekilde köye varmıştık ve mezarlığı yaptırmaya başlamıştık.Mezarın bitmesine ve gitmemize iki gün kalmıştı. Dönmeden dayımın mezarını da ziyaret etmek istedik. Ziyaretten sonra arabaya binerken parmağımda nişan yüzüğümün olmadığını farkettim. Oysa oraya gitmeden önce parmağımda olduğuna emindim. Nişanlıma da söyleyip yüzüğü aramak için arabadan indik. Ailelerimiz kendi arabalarıyla dönerken biz orda kaldık. Yüzüğü aramak için ilk yer olarak mezarlığa gittik. Hava kararmaya başladığı için ürkmüştüm.
Bir müddet daha bakındık ama bulamayınca mezarlıktan çıkıp yola indik. Nişanlım arabaya binip farları yaktı ben de ışıktan yararlanıp yerlere baka baka yürümeye başladım. Bir anda hayatım boyunca duyabileceğim en garip ve en korkunç sesi duydum. Başımı çevirdiğimde nişanlımın da duyup tepki verdiğini görmek istemiştim ama hiçbir şekilde tepki vermemişti. Arabanın camları da açıktı duymaması imkansızdı.İçimde yaşadığım korkuyla çığlık atmaya başlatım, nişanlımın bunu da duymadığını farkedince resmen çığlıklarım içimde fısıltıya dönmüştü. İçimden kanımın çekildiğini hissettim. Son bir hamleyle kapıya yöneldim fakat kapı açılmıyordu. İçimdeki korku da yavaş yavaş bedenimi ele geçiriyordu. O an aklımdan babamın rüyamda söyledikleri geçti ve birden kapı açıldığı an kendimi koltuğa attım. Yaşadıklarıma anlam vermeye çalışıyordum, şok geçirmiştim, konuşamıyordum. Düşüncelerim birden telefon sesiyle kesildi.
![](https://img.wattpad.com/cover/129556253-288-k330196.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölümün Soğuk Yüzü
General Fictionbir kız düşünün hep babasının ölmesi için dua eden ama o ölünce herşeyin farkına varan. peki ya bu kızın rüyasında gördükleri kabuslar gerçek olursa ve psikolojisi bozulursa. bir nevi gerçek yaşamdan da aldığım şeyler var bir kere okuyunca merak...