Uyanmak istemiyordum.Gerçekten, şu an isteyeceğim en son şeydi.Ne yaparsam yapayım uyandırılacağımı da biliyordum.Okulun ilk günüydü ve kim isyan edip yatağından çıkmak üzere olan çarşafa sarılarak annesi tarafından bacaklarından tutulup yataktan düşürülmeye çalışılan kişiydi?Ben!
"Okumayacağım ben ya!Gülsüm'e verin beni.Manikür pedikür yaparım, bu kadar da erken kalkmam!"
"Saçmalama Peri!Her sene aynı şeyi dinliyorum senden.Bir haftalık okula başlama sendromun bitince neşeli neşeli anlatacaksın bana okulu."
"Belki buraya taşınmasaydık ve okulumu değiştirmeseydim ve yeni insanlarla tanışmak zorunda kalmasaydım ve yine ismimle uğraşılmayacak olsaydı bu dediğin olabilirdi."
"Geçen sene de uğraştılar da ne oldu?En fazla bir iki ay sürüyor biliyorsun."
"Hayır bu çok farklı anne.Geçen sene herkes yeni başlamıştı liseye ve ismi benim gibi tuhaf olanlar vardı.Kimse birbirini tanımıyordu bile.Ama şimdi öyle değil!Herkes herkesi tanıyor!Ben yeniyim ve yeni olmaktan nefret ediyorum."
"Nasıl bir koalasın Peri?Bırak şu yatağını artık."
Annemin sert çekişlerinden Sonra ellerimin arasından kayıp giden çarşafıma hüzünle baktım.
"Şimdi gidiyorum, beş dakika Sonra hazır bir halde bulmazsam seni bütün Edward posterlerini atarım.Yaparım, bilirsin!"
"Anne ya!"
Kapım kapandı.Halıda oturmuş, saçım başım birbirine karışmış bir şekilde dağınık yatağıma baktım bir süre.Odadaki sessizlik artık ayaklanmam gerektiğini söylüyordu.Sıfır yaşam enerjisiyle ayağa kalktım ve saçımın içinde kaybolan tokamı aramaya koyuldum.
Sadece beş dakika Sonra annem kapımı açtığında kıyafetim, saçım, sırtımda çantam her şeyim hazır, hayattan bezmiş bir şekilde sandalyemde oturuyordum.
"Güzel, hazırsan gidelim!"
Neden bu kadar mutlusun anne?Neden?
"Gidelim."Arabadayken annemin yüzümü güldürmek amaçlı kurduğu cümleleri dinlemiyordum.Çünkü yirmi dakika sonra başıma geleceği biliyordum ve bunu hiç bir moral düzeltici cümle değiştiremezdi.Keşke dokuzuncu sınıfa tekrar başlasaydım, bu kadar gerilmezdim.
"Güzel tarafından bak hayatım, bir sürü yeni arkadaşın olacak.Yeni bir okul, yeni bir ortam.Bunlar heyecan verici şeyler."
"Değil anne, değil.Bunlar sadece ürkütücü, gerici, düşündürücü."
"Sana söz veriyorum sadece bir ay sonra ne kadar güzel arkadaşlar edindiğini ve ne kadar güzel bir okulunun olduğundan konuşacağız."
"Umarım anne, umarım."
Annemin yanağına bir öpücük bıraktım Ve kapıyı açıp indim.Selam yeni okul.Selam onuncu sınıf.
Okula ilk adımımı attığımda birbirine aşina yüzler sohpet ediyordu.Büyük bir dokuzuncu sınıf ordusu hariç ve şu an eminim beni dokuz sanabilirlerdi.Ellerim cebimde ve kulaklığımdan gelen sevdiğim bir melodiyle kendimi rahatlatmaya çalışıyordum.Müdürün ve öğretmenlerin gelmesiyle öğrenciler belli bir sıraya göre toplandılar.Bense saf saf bakmaya devam ettim.Kaçıncı sınıf olduğunu bilmediğim bir sıranın arkasına geçtim.Müdürün konuşmasıydı, öğrencilerin gruplar halinde içeri girmesiydi derken bahçede kalan tek öğrenci olacağım dakikalar çok yakındı.Usulca bir kenara çekildim ve müdürün yanına gidip sınıfımı sormak İçin zaman kolladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güneş Ve Ay
Teen Fiction"Teşekkürler Mert Bey.Sayenizde evime bir saat geç gideceğim." "Lütfen, benim olduğu kadar sizin de payınız büyük bu konuda.Kendinize haksızlık etmeyin." " Sen ne diye derste bana not yazıyorsun ki?" "Üzgünüm Perihancım, seninle uğraşmadan duramıyor...