tören bitişinin üstünden 4 saat geçmiş ve bokuto hâlâ ayakta.kuroo biraz uyuması için çok çaba harcasa da gözünü kapattığı an akaashiyle olan anılarını gördüğünü söylüyor, mümkün olduğu kadar açık tutuyor gözlerini.
odada sadece üç kişi kalmış: bokuto, akaashi ve kuroo.akaashinin olduğunu kuroo her ne kadar farketmese de o bokutonun tam yanında başını sevgilisinin omzuna yaslıyor.
aralarındaki sessizlik rahatsız edici boyuta ulaşana kadar konuşmuyorlar, en sonunda bokuto sessizliği kısık bir fısıldamayla bozarak bir şeyler söylüyor.
"burda olduğun için cidden çok teşekkür ederim ama biraz yalnız kalırsam eğer bir şeyleri daha düzgün düşünebilirmiş gibi hissediyorum"
kuroo hiç üstelemeden kalkıyor ve birkaç adım atarak bokutoya sarılıyor, saçlarını öpüyor ve her zaman destek olacağını söylüyor kulağına.sonra kapıdan çıkıp diğer odaya geçiyor, bokuto biliyor ki kuroo asla evden çıkıp gitmeyecek, hep bir adım ötesinde.
sonunda ikisi yalnız kaldığında akaashi kalkıp asılı resimlerin sağında kalan çekmeceyi açıyor, sanki ordaki bir şeyi almaya gücü yokmuş gibi gösteriyor sadece.bokuto kalkıp çekmecenin içini karıştırıyor biraz, mavi kapaklı büyük bir defter buluyor.arkasına dönüp ne olduğunu soracakken farkediyor ki odada tek kalmış.
daha hiçbir şey okumadan koltuğa geri dönüyor, sanki içinde neler olduğunu biliyormuş gibi anında gözleri doluyor ve ilk sayfayı çeviriyor.
-
sevgili günlük,
sana günlük demek yerine başka bir isim bulmalıyım bence böyle biraz sıkıcı oldu):
reila diyeceğim sana olur mu? ben beğendim!
o zaman baştan alıyorum.sevgili reila,
nasılsın? günün nasıl geçti?
anlatacak çok şeyim var ama beni dinleyebilecek kimsem yok o yüzden seni kullanacağım artık, birlikte benim sıkıntılarımı paylaşacağız.
yalnız değilim yanlış anlama, hatta hayatımda her şeyden çok sevdiğim bir sevgilim var..
ama bunları ona nasıl anlatacağımı bilmiyorum, üzerimdeki bu büyük yükü onun sırtına vermek istemiyorum.
zaten her şey bitti, çok zamanım kalmadı, neden son haftalarımızı onu üzerek geçireyim ki?direkt böyle girdim ama sanırım biraz iç karartıcı oldu, sana kendimi tanıtmamıştım daha [buraya üzgün kedi suratı çizmiş]
ben akaashi!
22 yaşındayım, üniversitemi dondurdum ama normalde çocuk gelişimi okuyorum.
çok güzel değil mi?
düşünsene bitirince tüm günümü küçük şirin çocuklarla ilgilenerek geçirebilecektim.belki de beni çook severlerdi, ailelerine anlatırlardı🥺
keşke bunu gerçekleştirebilseydim, en azından bir yılımı bu işe verebilmek isterdim..başka anlatacak bir şey aklıma gelmiyor, sen de kendinden bahsetsene biraz
meselaa nelerden hoşlanıyorsun?
ben mandalinaları, küçük tuvale resim çizmeyi, bisiklet sürmeyi, dans etmeyi ve
oyun oynamayı seviyorum..
sevgilimle birlikte her birini yapıyoruz ve o kadar eğlenceli oluyor ki!gerçi resim yaparken o tuval yerine bana bakıyor ama olsun, alıştım artık beni izlemesine, gerçekten seviliyormuşum gibi hissettiriyor🥺
biliyor musun ondan sayfalarca bahsedebilirim, o kadar kusursuz ki bazen şaşırıyorum.her insanın kusuru olur derler, ona bakınca bu sözün yanlış olduğunu kabulleniyorum.hiçbir kusuru ya da eksiği yok.beni üzdüğü bir anı sorsan cevaplayamazdım muhtemelen.her saniyemde beni mutlu ettiriyor, güldürüyor ve seviyor.zor bi gün geçirirsem bunu direkt anlıyor ve hemen anlatmam için zorlamıyor.
elimi tutup yatağımıza sürüklüyor, içimi dökene kadar kocaman sarılıyor bana.
sonra film gecesi yapıyoruz, beraber küçük oyunlar oynuyoruz, tanıdıklarımızı taklit ediyoruz ve tüm gece gülüyoruz.mevsimi geldiğinde bir sürü mandalina alıp yarış yapıyoruz, en hızlı kim bitirirse o kazanıyor ve kazanan kişi kaybedene istediği herhangi bir şeyi yaptırıyor. genelde bokuto kazandığı için sürekli saçıyla oynamak zorunda kalıyorum):
saçıyla oynamasına başkasına izin vermiyor hatta gördüğüm kadarıyla dokunulmasından nefret ediyor ama sürekli benim dokunmamı, sevmemi istiyor.garip değil mi?çok uzattım biliyorum ama başlayınca duramıyorum reila, tüm gün onunla olmak ya da onun hakkında konuşmak istiyorum.keşke ona bir ömür verebilsem, keşke mutlu olduğundan emin olacak kadar hayatta kalabilsem.
sana bunu anlatmak zor geliyor ama ben ipf* [pulmoner fibrozis] hastasıyım.günden güne nefesim daralıyor, günden güne ölüyorum.doktorlar bir buçuk ya da iki yılımın kaldığını söylüyor ama ben artık bunu ilerletmek istemiyorum.ileri gittikçe daha kötü olacağım, bokuto ya da ailem beni o halimle görsün istemiyorum.hepsi benim için yeterince zahmete girdi, bir de kötüleştiğimde yatalak bir halde bana bakacaklar, düşünmesi bile korkunç.
*ipf: akciğerlerdeki hava keselerinin kalınlaşıp sertleşmesiyle meydana geliyor, aşırı kalınlaşma sonucu kanla hava arasındaki geçiş zorlaşıyor ve vücuttaki dokuların oksijen ihtiyacı karşılanamıyor.
her neyse, biraz moralim bozuldu o yüzden gideceğim ama sen kendine iyi bak olur mu?
yarın görüşürüz, iyi geceler reila-
cok zor yazdim eger hatam ya da baska bir sey varsa kusura bakmayin,
bu bolum changtolix icindi umarim cok aglamamissindir 😡kaciyorum simdi, kendinize iyi bakin
ŞİMDİ OKUDUĞUN
20:38, bokuaka
Randombokuto için zaman, akaashi sandalyesini hafifçe ittiğinde durmuş