Burnumun tam ucuna düşen bir su damlasıyla irkildim. Parmağımla su damlasını yavaşça sildim. Ve havaya doğru başımı yukarı kaldırdım. Parmağımdaki su damlasından birer birer ve milyonlarca aktığını görünce yüzümdeki azıcık olan bir tebessüm kocaman bir gülümsemeye dönüştü.
Yağmur damlaları usul usul yere düşerken yüzümü evlerinin önüne kapları yerleştirmeye çalışan insanları çevirdim. Damlalar üzerimi ıslatmaya başlayınca koşarak eve girdim ve hiç vakit kaybetmeden dışarıyı seyre de bilecek bir yere geçtim.Bahar ayındaydık. En sevdiğim zamanlardı bahar ayları. Çünkü bu zamanlarda yağmur müjdenin habercisiydi. Yani güzeldi. Herkes kaplarını almış evlerinin önüne koyuyordu. "Shigatsu haydi!" Diyen annemin sesiyle o müthiş izlemeden mahrum kaldım. Oflayarak arkamı döndüm. Annem kapları aldı ve yanıma geldi. "Shigatsu hadi al şu kapları da kapının önüne diz. Çabuk!" dedi ve kapları elime tıkıştırdı.
Burası Japonya. Ben Japonya'nın küçük bir köyünde yaşıyorum. Adım Shigatsu Kawasaki. Köyde herkes beni, köyün yöneticisi olarak bilir ama yöneticisi değilim tabiki. Ben sadece ailemle mutlu mesut yaşayan birisiyim. Kendi ailem yapmayacağım hiçbir fedakarlık yok. Onları çok seviyorum ve mutlu etmeyi. Şimdi yaşamıma dönelim.
Oflayarak mutfağa gittim. Sashi'de oradaydı. "Sashi kapları al" dedim. "Neden ben alıyorum,sen al" dedi. Of!!
Yağmuru izlemek istiyordum. Sashi benim kardeşim olur. İnatçının tekidir. Her zaman küçük kardeş olduğu için bütün işler bana kalıyor. Hemen kapları kapının önüne dizdim ve sonra bir oh çektim. Mutfağa girdim ve artık izleme zevkim kalmadığı için yemek yapmaya karar verdim. Sashi'de fırsat bu fırsat yanıma geldi. Aslında Sashi, küçük kardeşim sayılmaz çünkü o, 16 yaşında bende,18 yaşındayım. Yani o kadar küçük değil.
"Abla n'apıyorsun?" Dedi gözleri elimdeki bıçağın üzerindeyken.
"Yemek yapacağım,"dedim işe koyularak.
Gerekli malzemeleri doğradıktan sonra dışarıdan bir patlama sesi geldi. Patlama sesi o kadar büyük ve aniden oldu ki yerimde zıpladım.
Sashi bir anda yere düştü. Ben bıçağı bırakarak dışarıya baktım. Dışarısı felaketti. Her yer yanmaya başlamıştı. Her yer değildi aslında sadece büyük Çınar yanıyordu. Bu bizim için büyük bir sorundu. Çünkü o çınar bizim için bir Özgürlük Çınarı idi. Herkes, bir şal alır ve dileklerini bu ağaca bağlardı. Şimdi ise alevler içerisindeydi.
Ben hemen işe koyuldum. Odama girip, gizli kutumu açıp içinden yelpazelerimi aldım. Yelpazelerimin ucunda keskin bıçaklar vardı. Bu sayede bir ağacı tek bir atışta ikiye böle biliyordum. Bu yetenek nereden geldi ben de bilmiyorum ama işime yarıyor.
Yelpazelerimi de alıp dışarı çıktım."Shigatsu yardımın lazım!" Diye herkes üzerime gelmişti.
"Tamam. Merak etmeyin, bu sorunu halledebilirim" dedim ve ağacın yanına geldim. "Umarım halledebilirim"dedim kendi kendime.
İlk olarak yangını söndürmek için büyük bir su kaynağı lazım. Ama nasıl?
"Ne yapabilirsin Shigatsu?" Yanıma gelen Sashi idi. "İlk önce bana bir su kaynağı bul. Büyük olsun."İkimiz de sessizliğe büründükten sonra Sashi ilk sessizliği bozan kişi oldu.
"Buldum!"
"Ne peki?"
"Tabii ki de büyük su kulesi."
"Tabii ya, su kulesi" dedim ve su kulesini yanına geldim. Zaten ağaca da yakındı. Artık kimseye zarar gelmeyecek. İki Yelpazemi de gelişigüzel bir şekilde su kulesinin tam ortasına fırlattım. Ve attığım anda su kulesi ikiye bölündü ve büyük bir su kütlesi tam yanan ağacın üzerine düştü. Geriye yanan alevler yerine artık alevi söndüren sular kalmıştı. Böylece herşey yoluna girmiş oldu. Herkes bir anda değinmeye başladı. Bende rahatladım tabii.
"İyi iş abla." diyen Sashi'ye büyük bir teşekkür hediye ettim.
"Teşekkür ederim." Dedim ve arkamdaki halka döndüm.
"Beni dinleyin millet! Bu tehlikeyi atlattık ama tamamıyla değil tabii. Şimdilik güvendesiniz." Dedikten sonra bir bağırma sesi köyde yankılandı. Bende rahatladım ve eve doğru yol aldım. Tam adımımı içeriye atacakken bir ses duydum ve arkama döndüm.
"Herkes beni dinlesin! Shigatsu'nun bu başarısının üzerine bir kutlama yapalım. Ne dersiniz?" Dedi ve sustu. Halk bir anda 'Evet' diye bağırdı. Ben biraz şüpheliydim. Nedense bir felaket olacakmış gibi hissediyordum.
"Tamam, o zaman yarın kutlama için hazırlık yaparız. Ama bu kutlama öyle bir kutlama olmayacak. Bu büyük bir kutlama olacak o yüzden bu kutlama üç gün üç gece sürecek. " Dedi ve kürsüden indi.
İçimdeki bir ses nedense kötü bir şey olacak diyor.★★★
Odama girdikten sonra yatağıma uzandım. Bence o partiyi yapmamalıyız. Çünkü içimden bir ses kötü bir şey olacak diyor. Neden onu bile bilmiyorum. Ve hiç bu kadar da kötü hissetmemiştim.
"Shigatsu, ben geldim."
Sanırım Akari geldi. Hemen kapının yanına geldim. Ayakkabılarını çıkarıyordu. İçeri girdi ve masaya oturdu. Ben öylece duruyordum.
"Eee.. Nasılsın?" Dedi neşeli bir şekilde.
"İyiyim de sen niye geldin?" Dedim o boş boş bakan gözlerle. Durdu ve omuzlarını silkti. Bir şey demedi.
Ardından Sashi geldi. Akari, Sashi geldiği anda yüzünü astı. Akari,Sashi'yi pek sevmiyordu. Neden bende bilmiyordum."Yemek hazır, kızlar!" Diyen anneme baktım ve sofraya oturdum. Benimle birlikte Akari de oturdu. Sashi yemeğini yediği için odasına gitti. Yani Akari ile baş başa kalmıştık. İkimizde çubuklarımızı aldık ve yemek yemeye başladık.
"Gerçekten o kutlamayı yapacak mısın? "Diye ilk sessizliği bozan ben oldum.
"Evet, neden? "Dedi ağzında makarna varken. "Bilmiyorum sadece... Sordum. "Dedim ağzıma bir parça makarna atarak. "Bu kutlama senin adına Shigatsu, neden sordun? Sen buranın en çok parti sevenisin." Dedi. "Aslında severim kutlamayı ama sanki kötü bir şey olacakmış gibi hissediyorum. "Dedim ağzımdaki lokmayı yutarak. "Merak etme ben bütün hazırlıkları yaparım. Sen sadece keyfine bak ve eğlen. "Dedi ve son lokmayı da ağzına götürdü.Yemeğimizi yedikten sonra ve tabaklarımızı yerleştirdikten sonra Akari'yi evine uğurlamak için onu yolcu ettim ve kapıyı kapattım.Nedense içimde büyük kötü bir his vardı.
Kelime sayısı: 857
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yelpaze Rüzgârı
FantasyBir Orta Çağ Hikayesi Hayatını sadece ailesinin mutluluğunu sağlamak için adamış bir kızın hikayesi. Meydanda kutlama yapılır. Bu kutlama içerisinde bazı olaylar gerçekleşir ve kahramanımızın kardeşi bu olaylar sonucunda kayıptır. Kahramanımız karde...