O gün çok soğuktu. Sokakta atılan "Yardım edin!" seslerini duyabiliyordum. Yanımda ve nefes nefeseydi. "Ne zaman gidicez?" Hala üşüyordum.
"Ne zaman defolurlarsa." Geçmişe dönmek istiyorum;
-Üniversitemdeyken-
"Anne artık dert etme. İyiyim işte." Telefonla annemle konuşuyordum. O sırada sol tarafımda siyah bir iz gördüm. Odamın kapısında.
"Tamam...Anne görüşürüz." aceleyle kapattım telefonu.
"Hayal görüyor olmalıyım? Orda kimse var mı?..." İz silinmişti. Oda arkadaşım yoktu. Kendimi toparlamam gerektiğine karar verdim. Televizyonu açıp derslerden uzaklaşmaya devam edecektim ki arkamdan fısıltı sesi geldi 'korkma...' diyordu ve korkumdan ölecektim.
"Ah!" Arkamı döndüm, kimse yoktu.
"Lütfen...Bi şey yapma?..." omuzuma birinin dokunduğunu hissettim. "Aaah..." aniden karşımda bir çocuk gördüm. Benim yaşlarımda. Öylece duruyordu. Yerde duran vazoyu aldım elime. "Sakın...Ben yokum." değişik konuşuyordu.
"İmdat!" kimse duymadan önce sanki arkama ışınlandı ve ağzımı kapattı. Eliyle değil. Konuşamıyordum. "Benimle...Ge-geel." sadece oturduğum yerde kıvranabiliyordum.
"Sana zarar vermicem." beni kucağına aldı. Yolculuğumuz iki dakika sürmemişti. Mezarlık gibi bi yere gelmiştik.
"Bağırma yeter." büyü gibi bi şeyi ağzımdan çıkardı.
"Korkuyorum. Lütfen..."
"Beni hatırlamadın mı?"
" Daha fazla korkutma beni? Lütfen..."
"Bak...Sadece sen ve ben kaldık."
"Neyden bahsediyorsun?! sesimi yükselttim.
"Şşt!" eline anlıma değdirdi.
"Uzak dur!" eline vurdum.
"Ne olduğunu bilmiyosun!" eline anlıma tekrar getirdi.
"Ne olduğunu anlat lütf..." yavaş yavaş uyumuştum. Gözümün önünden bi şeyler geçiyordu ama belli değildi. Uğultu duydum ve tekrar onu gördüm.
"Ne gördün?" dedi.
"Hiç...Hiç bi şey. Nolduğunu anlat?!" "Önce içeri girelim." dedi. Ben ne olduğunu anlamadan mezarlığın yanındaki kulübeye gelmiştik.
"Sen de bizdensin."
"Kimsin...? Yeter!"
"Her şeyi anlatayım. Ben...Bir vampirim ve sen de benimle aynı ırktansın, geriye sadece ikimiz kaldık ve eğer seni buraya getirmeseydim ölecektin."
"Ben? Vampir? Hayır hayır. Komik değil."
"Buraya nasıl ölmeden gelebiliyorsun o zaman?"
"Sen...Ciddisin?"
"Artık o sıcak üniversite ve hayatını bıraktın bile."
"Adın ne? Neden geldim peki...?"
"Connor."
"Ben-"
"Teressa."
"Nasıl biliyo-"
"Şşt. Sadece soru sorma..."