Kardeşlerin Maçı

Hayaller Bir Gün Hayatlar Olabilir mi?

Hayal nedir? Kimlerin hayali olur, yada hayaller gerçekleşir mi yada kimler hayallerini gerçekleştirebilir? Zenginler mi yoksa çılgınlar mı?  İnsanların hayatlarını daha iyi bir hale getirmek için verdikleri çaba mıdır hayal, yeni bir araba daha büyük bir ev bunlar hayallerimiz midir? Yeni bir araba hayali o arabanın son modeli çıktığında, yada ev hayali o evin daha büyüğü yapıldığında bitmez mi? Oysa ki hayal dediğimiz şey; ona ulaşana kadar kolaylığıyla zorluğuyla, güldürmesiyle ağlatmasıyla bize bir şeyler katan, bizi geliştiren ve ona ulaşınca yenisini istemek yerine şöyle bir kat ettiğimiz yola bakıp gülümseyerek emekliye ayrılırmışçasına hayatımıza devam etmektir bence.

Akşam saat sekiz suları inşaatta iş bitti, Adrian ve Nick inşaata yaklaşık 1 kilometre uzaklıkta olan evlerine doğru yürümeye başladılar. İkisi de 1,70 boylarında 65 kilo civarında esmer tenliler. Birbirlerine çok benziyorlar, hem görünüş hemde huy olarak, ikisi de çok azimli, çalışkan, yaratıcı ve hırslı gençler. Havanın dondurucu rüzgarı yüzlerini sıyırıyor, kulakları dokunsan kırılacak sanki. Evleri Adrianın ailesinden kalan tek şey, müstakil bahçeli bir ev. Nick ise ailesini hiç tanımıyor. Evin kapısından içeri girip yemek yedikten sonra televizyonun karşısına geçip bu geceki boks maçını açtılar. Maç bir hayli çekişmeliydi, bittikten sonra yetimhanede her boks izledikten sonra yaptıkları gibi güreştiler ve yorgunluktan yattıkları yerde uyuya kaldılar.

Ertesi sabah Nick harika bir kahvaltının kokusuyla uyandı, Adrian çok iyi yemek yapıyor kimsenin buna diyecek bir lafı yok. Kahvaltıdan sonra her izin günlerinde yaptıkları gibi turlamaya çıktılar, cebinde çok fazla paraları olmadığı için yapabilecekleri tek aktivite dolaşmak; ama bu şekilde de gayet mutlular. Meydandaki parkın ortasındaki dev ekranda gördükleri reklam dikkatlerini çekti. Reklam bir boks turnuvasının tanıtımıydı. Turnuvadan birinci çıkan ünvan maçında Danny Sanders' ın rakibi olmaya hak kazanacaktı. En büyük hayallerini gerçekleştirmek için büyük bir fırsattı bu; televizyona çıkan ünlü bir boksör olmak.
Hemen yanındaki banklara oturdular ve ceplerindeki paraları çıkardılar, salona gitmeye yetmiyordu. Nick kaşlarını çatıp gözleriyle yukarı doğru baktı; aklıma bir fikir gelmişti Adrian' a doğru dönüp:

"İnşaatın marangozundan alabildiğin kadar talaş, 5 cm çapında demir ve bir çuval çimento al benimle evin bahçesinde buluş."

Adrian Nick' in dediklerini el arabasına doldurup bahçeye geldi. Nick elinde iki bandaj, iki boks eldiveni ve bir kaç CD ile duruyordu.

"Paramız eldiven ve eğitim CD lerine yetti geri kalan malzemeleri kendimiz yapacağız."

Çimentoyu el arabasına boşalttı, içine talaş doldurup bahçedeki basketbol potasına zincirle kum torbası gibi sarkıttı, çimentolarla demirin uçlarına kalıplarla dondurarak kendileri için ağırlıklar yaptı. Adrian:

"Artık bu bahçe bizim spor salonumuz olacak desene Nick"