ğüneş ışığının yüzüme degmesiyle lanet okuyarak uykumdan uyandım. merhaba ben ela ela allison büğün losengelesta ilk ğünüm okula kayıt olucaktım . banyoya gidip günlük işleri haletikten sonra bir kot ve de tsirt giydim üzerimede deri mont aşagı indim ğünaydın anne + ğünaydın tatlım kahvaltı etmeyecekmisin? hayır anne kayıt olmam gerekiyor biliyorsun. +peki canım haa anne babam nerede + ofise gitti tatlım. birazdan bende gidecegim + tamam deyip yağından bir öpüp kapıya doğru ilerledim tam çıkacakken türkiye'dekende bizimle çalışan hizmetçimiz tatianna'yla karşılaştım. ğünaydin tatlım dedi (türkçeyi tam konuşamıyor) günaydiin canim diye bende karşılk verdim. ama artık amerikadayız türkçe konuşmasına gerek yok zaten. türkiyeden sadece onu getirebilmiştik ötekilerinin orada bir hayatı vardı. kapıdan ilerledim ve arabam bozuk olduğu için taksi varmı diye durağa sordum yokmuş yürümeye başladım. bir anda sağanak bir yağış başladı. karşıma çıkan ilk taksiye koşmaya başladım. JUSTİNİN AGZINDAN kahretsin yetişmem gereken bir konser var. yagmur hıla yagmaya başladı. ilk ğördüğüm taksiye koşmaya başladım. ELANIN AĞZINDAN bir çocukla aynı anda arabaya bindik. ilk önce ben bindim dedim oda hayır ben ben bindim dedi şöför bana sordu . aynı sempte gidiyormuşuz biraz idare etmemiz gerektiğini söyledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
it must be love ( justin BİEBER)
Fanfictionher şeyden vazgeçmiş bir kızı bir dokunuş değiştirebilirmi bir karşılaşma asilik sinirlenme devamı aşk