Annem, babam, ablam ve ben yemek yedikten sonra konuşmaya başladık. Ben böyle konuşmaları sevmem ama dinlemek zorundayım. Annem ve babam geleceğimiz hakkında ne düşündüğümüzü öğrenmek için bir sürü soru soruyorlardı. Bence çok sıkıcı bir konu. "Annecim babacım ben uyumaya gidiyorum. Siz konuşmanıza devam edin. Malum ablamın çok ihtiyacı var."dedim. Herkese iyi geceler dedikten sonra odama çıktım.
***
Bir türlü uyuyamıyordum. Telefonumla uğraşmaya karar verdim. Açtım ve kapattım çünkü eski çıktığım çocuklar mesaj atmıştı. "Neyse ben uyuyayım. İyi geceler bana."
***
Sabah kalktım ve okula gittim. Sırama oturana kadar birçok kızdan hakaret aynı miktarda erkeklerden övgü dolu cümleler aldım. Okulun en popüler kızı olmamın sebeplerinden biride bu kimsenin dediğini umursamıyorum. Ah! Unuttum tabi ya bide okulumuzun ego midelisi Burak. Birbirimizde nefret ederiz. Çünkü o ben okula geldiğimden beri erkeklerin ilgisini çektiğim için nefret eder. Nedenini bilmiyorum. Derse girdik ders yine en sevdiğim hocalarımdan biri olan matematik hocası İsmet hocanındı. Bu hocanın dersi neden bu kadar çabuk geçiyor anlamıyorum. Tenefüs zili çaldı. Yine aynı yerde bizim kızlarla(Pelin ve Aybuke dostlarım.)hep kantinde buluşuruz. Tabiki kışın vazgeçilmez kahvesinide içmeyi unutmadık. Sonra sınıflara dağıldık. Pelin ve Aybuke aynı sınıfta ben ise farklı sınıftayım. Bunun nedeni 1 ay önce olan olay yüzünden.
1 AY ÖNCE
"Sizce Hande'yle konuşup öyle bişey olmadığını anlatayım mı?"dedi Pelin. "Kızım saçmalama açıklama yapmak zorunda değilsin!"dedim. "Bende Masal'a katılıyorum. Çok saçma. Arda seni istedi ve sevgili oldunuz bu kadar!"dedi Aybuke. "Kızım sen ne hakla sevgilimi elimden alırsın!"ve dedi Hande salağı. "Kızım bas git kavga çıkarma olan sana olur!"dedim. "Gitmezsem ne olucak çakma sarışın!"dedi Hande. "Kızım çakma falan düzgün konuş. Haddini aşıyorsun. O, bitli saçlarını yolmadan bas git." dedim. Ardından bir el saçıma yapıştı. Hande'ydi. Hemen bende yapıştım. Kızın yüzünü tırnaklarımla yoldum. Kaşına yumruk attım. Hoca gelince ayırdı bizi. Kızın halini görünce bana'Sen görürsün Masal' bakışı attı. Tenefüste Müdür Bey çağırdı. Kapıyı tıklattım. İçeriden 'Girin' sesini duyunca girdim. "Sen mi geldin Masal otur şöyle."dedi Müdür Bey. "Kızım neden kavga ettiniz?"dedi Müdür Bey. "Hocam ilk önce bana hakaret etti. Sonra saçımı yoldu. Pardon yani çekti."dedim. Müdür Bey kafasını 'Anladım'der gibi salladı. "Sen çıkabilirsin kızım."dedi Müdür Bey. Çıktım. Tenefüs bitmemişti. Kantine indim. Sırada az kişi vardı. Kahve almak için sıraya girdim. Kahvemi aldım ve merdivenlere yöneldim. Birden biri çarpınca sinirlendim ve arkamı döndüğümde Burak'ı gördüm. Pardon bile demeden "Ne çarpıyorsun be!"dedi. Bende "Ego mideli asıl sen çarptın!"dedim. Bir şey demeden aşağı indi. Bende yukarı çıktım. Çıktığımda Müdür Bey'in beni yine çağırdığını söylediler. Aşağı indim. Müdür Bey'in odasına girdim. Benim 9-K sınıfına alındığımı söyledi. Nedenini sorduğumda"Oradakiler çalışkan öğrenciler orada başarını birileriyle kendini rekabet ettirebilirsin. Zaten düşünüyordum. Bu olay vesile oldu."dedi Müdür Bey.
ŞİMDİKİ ZAMAN
Onlar ayrılırken bende sınıfıma gittim. Edebiyat dersiydi Derviş hocanındı. Bide ayrıca sınıf öğretmenimizdi. Sınıfa girdiğimde sıramda oturan bir adet Burak gördüm. "Kalk sıramdan."dedim. O da"Artık burası benimde sıram."dedi. "Anlamadım?"dedim. "Dün gelmedin ya hoca yerlerimizi değiştirdi. Canan'la çok konuşuyormuşsunuz."dedi. Hafif bir kahkaha attı. Evet dün gelmemiştim. "Off" dedim ve oturdum. Neyseki Edebiyat dersini seviyordum ve zaman çabuk geçiyordu. Tenefüs zili çaldı.
***
Ben, Pelin ve Aybuke'nin yanına gidecektim. Tabi biri gelip kolumu tutmasaydı. Arkamı döndüğümde Burak'ı gördüm. "Bırakır mısın kolumu!"dedim. "Erkekleri etkilemekten vazgeç! Arkadaşımın sana ihtiyacı yok!"dedi. Mert'ten bahsediyordu. "Bırak kolumu! Senle tartışmak istemiyorum."dedim ve kolumu çekip kantine indim. Pelin ve Aybuke 'Nerede kaldın'der gibi baktılar. Açıklama yapma gereği duydum:"Şu ego mideliyle uğraşıyordum. O yüzden geç kaldım boşverin."dedim. İlk kez beni dinleyip sormadılar. Sıraya girip kafve aldık. Kahvelerimizi içtikten sonra sınıflara çıktık.
Mert:Gönderilen
Buluşabilir miyiz?
Mert:Gönderen
Olur. Okulun yanındaki kafede. Okul çıkışı.
Mert'le buluşacağımız kafeye geldim. Oradaydı beni bekliyordu. Yanına gittim. "Buyur otur."dedi. "Ne oldu? " dedi. "Ben ayrılmak istiyorum."dedim. Hiç şaşırmadı sanki önceden böyle bir şey olacağını biliyormuş. "Görüşürüz."dedim. "Benle görüşebileceğini sanmıyorum ya. Neyse görüşürüz."dedi. Ama dediğinden bir şey anlamadım ya neyse. Kafeden çıktım ve eve doğru yürümeye başladım.***
Akşam annem ve babam geldi. Annem yemeğin hazır olduğunu haber verdi. Yemeğimi yedikten sonra odama çekildim. Uyudum.
***
Sabah olduğunda aniden önüme biri geçip beni kendine çekti. Burak olduğunu görünce tam bir şey söyleyeceğim anda dudaklarıma doğru eğildi ve beni kendine biraz daha çekip öpmeye başladı. Şaşkınlıktan tepki veremiyordum. Öylece duruyordum. En sonunda nefes nefese kalınca ayrıldı. Benim şok içinde olduğumu gördü. "Masal ben senden hoşlanıyorum."dedi. İkinci bir şok daha yaşamadım. Daha birinciyi atlatamadım. Demek ki benimle Mert hakkında konuşmasının ve erkekleri etkilememden dolayı rahatsız olduğunu anladım. Beni yine kendine çekti ve "Benimle çıkar mısın demeyeceğim."dedi. "Benimle sonsuz bir masal yaşamaya ne dersin Masal'ım ?"
DEVAM EDECEK...