Bu Sefer Hiçbir Şey Düzelmeyecek!

18 1 20
                                    

7 yıl önce insanlara güvenmeyi bıraktım. Tam 7 yıl oldu. Sebebi "Her zaman senin yanındayım. Hiçbir zaman seni bırakmayacağım." diyen kişinin kendi geleceği için beni bırakması. Çok sevmiştim onu. Gerçi ne kadar kin tutmaya çalışsam da onu çok seviyorum. Saçma! Çok saçma. 7 yıl oldu. O çoktan beni unutmuştur. Sonuçta şu anda onun için ölümü göze alacak birçok fanı var.
.
.
.
Yine lanet bir güne üniversiteye gitmek için uyandım. Psikolojimin aksine derslerim çok iyiydi. Annem sayesinde. Derslerimle hep ilgileniyor. Babam bizi bırakalı 8 sene oldu. Türkiye'den buraya geleli ise tam 18 yıl. Ve benim yarın doğum günüm. Babam öldükten sonra hayatımdaki tek erkekte beni terk etti. Geleceği için... Bu konuyu hatırlamak bile kalbimi acıtıyor. Her neyse... Her zaman ki gibi siyahlara bürünüp annemin hazırladığı kahvaltıdan iki üç lokma alıp çıktım. Daha derse girmeme çok vardı. Yürümeyi çok seviyorum. Özellikle yağmurlu günde. Evet yağmur yağıyor. Şemsiye kullanmıyorum. Hiçbir önlem almıyorum. Yağmurlu günlerde ağlamak daha güzel oluyor. O narin yağmur damlaları göz pınarlarımdan firar eden gözyaşlarıma karışıyor. Bu çok güzel... Ağlayınca rahatlıyorum. Zaten sokakta kimse yok. Bir süre böyle,ağlayarak yürüyerek üniversiteye geldim. Göz yaşlarımı elimin tersi ile sildikten sonra içeri girdim. Bugün son sınavını vereceğim. İkinci derste hem de.

Sonunda ikinci derse girip sınavımı verdim. Bundan da iyi not alırsam üniversiteyi birincilikle bitirecektim. Tuhaf bir şekilde derslerim çok iyi. Zaten iyi olan notlarıma bu da eklenirse cidden iyi bir mimar olacağımı garantilemiş olacağım. Yağan yağmurla beraber evin yolunu tuttum. Biraz fazla oyalanmışım. Saat 22.00 olmuştu eve geldiğimde. İçeri geçip uyuyan annemi öptüm ve odama geçtim. Sırılsıklam olan kıyafetlerimi değiştirip uykum gelmediği için düşünmeye başladım. Ne kadar kimseye belli etmesem de gittiğinden beri ağır bir depresyondayım. Aslında böyle daha iyi. Belki de alıştığım için iyi geliyordur. Bilmiyorum. Ama sanırım annem her şeyin farkında. Çünkü bazı geceler yanıma geliyor ve saçlarımı okşayarak ağlıyor. Onu öyle görmek içimi yaksada bu halimle iyiyim. Düşüncelere dalarken uyuyakalmışım.

Sabah kalktım ve her zaman ki gibi üzerimi değiştirip annemin hazırladığı kahvaltıdan iki üç lokma yedikten sonra çıktım. Hava bulanıklıktı ama yağmur yoktu. Şimdilik yoktu. Bugün dünkü sınavın sonuçları açıklanacaktı. Hemen okula geldim ve sınav sonuçlarına baktım. Çok şükür tam not almıştım. Bu da birincilik ile okulu bitirip; mimarlığımı garantilediğimi gösteriyor. 5 sene sonra okulum bitti ama balo varmış. Umrumda değil! Hemen eve gidip annemi mutlu etmem lazım. Onca kişi arasından tebrikleri kabul ederek çıkmayı başardım. Ama bir sorun vardı. Yağmurlu bir havada yangın kokusu vardı. Hey bu kokunun geldiği yer bizim ev. Neden herkes toplanmış? Anne! O ambulansa bindirilen annem mi? Koşup yanına gittim. Evet annemdi. Cansız bedeni göz yaşlarım ile ıslanırken tüm sokak bağırışlarım ile yankılanıyordu. Ne yani o da mı gitti? Ayakta duracak mecalim kalmadı. Yere, dizlerimin üzerine çökerek ağlamaya başladım. Garip olan ağlamam değil ağlarken kahkaha atmam... Önce babam sonra o şimdi de annem. Artık kaybedecek bir şeyim kalmadı.

Cenaze işlerini hallettim. Annem bana daha önceden cansız bedeninin Türkiye'de defnedilmesini istemişti. Uçakla cansız bedenine Türkiye'ye göndermiştim. Teyzemgil gelmemin gerekmediğini söylemişti. Böyle daha iyiydi. Kimseyi şu anki durumum ile üzmek istemiyordum.

Çok komik değil mi? Ne sığınacak bir ailem ne de bir evim var. Bu akşam üniversite balosu var. Öğretmenler diplomamı balodan önce verdiler. Çünkü durumum ortadaydı. Ne kadar yardım etmek isteseler de itiraz ettim. Üstelemediler.

Akşam olunca yağmur başladı. Ben ağladıkça yağmur hızlanıyordu. Önceden yağmurdan korkardım şimdi yağmur dostum oldu. Hayat çok garip. Çantamda iki roman, diplomam, telefonum (ne gerek varsa) içinde 500 nakit, kredi kartında son 6.000 liram vardı. Önceden annemle biriktirmiştim. Hala ağlıyorum. Aynı zamanda sokaklardan sokaklara geçiyorum. Ağlarken kahkaha da atıyorum. Halime gülüyorum. Gerçekten acınacak haldeyim ama kimsenin bana acımasını istemiyorum. Şu anda Kore'de hiç bilmediğim sokaklarda yürüyordum. Aslında çok geç değildi. Ayrıca tüm Kore annemin ölümünü duymuştu. Sebebini bende bilmiyorum. Artık ayakta kalacak halim kalmadı ve yere yığıldım. Hala ağlıyorum. Şansa bir şirketin önüne çökmüşüm. Çok şanslıyım (!). Evet bu şirket onun şirketi. Onun çıkış yaptığı, beni bırakmayı bile göze aldığı şirket. Neden burda hiç güvenlik yoktu ki? Ah kimin umrunda o gelmeden burdan gitmeliyim. Ayağa kalktım. Şirketten 7 maskeli kişi çıkıyordu. Evet onlar bunlar. İçlerinde o da var. O çok daha yakışıklı olmuş ama ben hala yerimde sayıyorum. O şu an çok mutlu,beni unuttu ben yerlerde sürünüyorum ve hala onu ilk günden daha çok seviyorum. Bir insandan hem nefret edip hem de o insana ilk günden daha çok aşık olmak çok tuhaf. Oyalanmamam gerek. Hızlı adımlarla gitmeye başladım. Ama nafile. Anında yere yığıldım. Hayır şimdi sırası değil. Acilen gitmem gerekirken şimdi bacaklarım bedenimi taşımayı bıraktı. Duvarlara tutunarak ayağa kalktım ve yanımda bir beden belirdi ve bu koku çok tanıdık geldi. Evet O'ydu. Yanımdaydı. Gözlerime bakıyordu. Ben ise sadece duruyordum. "Pınar?!" beni hatırladı. Ama ben bunu istemiyordum. Belki de istiyorum. Bilmiyorum. Adımı söylemesi ile kolunu ittirip yoluma devam etmeye çalıştım. O ise sadece arkamda bana bakmakla yetindi. Ben ise buğulu gözlerim ile yoluma devam etmeye çalıştım. Köşeyi dönünce haykırarak ağlamaya başladım. Her şey çok ani olmaya başladı. Artık yaşamak istemiyorum. Ama aklıma bu canın emanet olduğu geliyor. Dayanmam gerek.

İyice kayboldum. Şimdi başıma iş aldım işte. Bir grup içkicinin olduğu çıkmaz, uzun bir sokağa girdim. Ateş yakmışlardı. Biri üstüme gelmeye başladı. Sonra diğeri sonra diğeri. Hepsi çevremi sardı. Zaten yorgun olan vücudum ayakta kalmaya dayanamadı ve yere yığıldı. Hala üstüme geliyorlar. Bu lanet sokakta bu şekilde ölmek istemiyorum. Eğer öleceksem bu şekilde olmasını istemiyorum.
BU SEFER  HİÇ BİR ŞEY DÜZELMEYECEK!

KADAR 879 KELİMELER KULLANDIM. İLK KİTABIM OLACAK. İNŞALLAH BEĞENİRSİNİZ. HATASINI VARSA BELİRTİN.
💜💜💜

ÖZLEDİM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin