chapter five

63 8 5
                                    

too good at goodbyes, part 1

LOUIS

4 yıl önce

Binadan içeri girdiğim andan itibaren herkesin bana iğrendirici bakışlar attığını fark etmem uzun sürmemişti. Umursamamaya çalışarak koridorda yürümeye devam ettim. Josh dolaplara yaslanmış duruyordu. Hızlı adımlarla yanına gittim ve elini tuttum. Hızlıca elini geri çekti ve bir adım geri gitti.

''Gitmelisin.'' 

''Ne demeye çalışıyorsun? Sabahtan beri herkesin utandırıcı bakışlarına maruz kaldım, Josh ne yaptın?'' Yanına gitmek istedim fakat beni ittirdiğinde gözlerimin dolmasına engel olamadım. Ne yapmıştım?

''Ben senin gibi gay değilim, takıntılı olacak başkasını bul.'' Kalbimin paramparça olduğunu hissedebiliyordum. İki gün önce beni sevdiğini söylediğinde, benim yatağımda bana sarılarak uyuduğunda sonucunun bu olacağını düşünmemiştim.

''Beni öperken öyle gözükmüyordu.'' Bağırmamla elmacık kemiğime gelen yumruk bir olmuştu. 

''Siktir git Louis!'' Karnıma gelen ikinci yumruk yere düşmeme neden olmuştu. Hiçbir şey yapamıyordum. Arka arkaya gelen yumruklarla burnumdan ve dudaklarımdan kanlar akıyordu.  Herkes bizi izliyordu. Kimse durdurmak bir şey yapmıyordu. Herkes telefonundan video çekmekle meşguldü. Ben ise öylece orada duruyordum. Göz yaşlarımın yanaklarımdan süzülmesine izin verdim.

***

Uyandığım gibi yatakta döndüm ve kenarda duran telefonumu elime aldım. Saat neredeyse 10 olmuştu ve ben işe geç kalmıştım. Hızlı bir şekilde üstüme bir tişört geçirdim ve başımın ağrısını kesmek için bir ağrı kesici aldım. Evden çıktım ve yoldan geçen bir taksiye bindim. Başımı cama yasladım ve öylece süzülen damlaları izledim.Dün gece yaşananlar gözümün önünden geçerken gözlerimin dolmamasına engel olamamıştım. 

Tanrım, kendimden nefret ediyordum. Nasıl böyle bir şey yapabilmiştim? Her şeyi mahvetmiştim. Aptal gibi hissediyordum.Dükkanın önünde durduğumuzda taksiciye parasını verdim ve arabadan indim. Emile beni gördüğü gibi yanıma koştu.

''Aptal! Nerelerdeydin? Çok endişelendik ve telefonunu bile açmıyorsun.'' Omzuma vurduktan sonra yüzüme baktı. Özür dilemekten başka bir şey diyememiştim. Çok kötü hissediyordum. 

''Hey, ne oldu? İyi misin?'' Bana sarıldı ve birlikte masalardan birine oturduk.

''Her şeyi batırdım Emile.'' Ellerimle yüzümü kapadım ve göz yaşlarımın süzülmesine izin verdim. Pazar sabahı çok insan olmadığı için daha rahattım. 

''Neler oldu? Bana anlatabileceğini biliyorsun.'' Gözyaşlarından ıslanmış gözlüğümü çıkarıp tişörtüme sildim. Kısaca her şeyi Emile'e anlattığımda elimi tuttu.

''Bence üzülmemelisin. Belki de bu iyi bir şeydir. Senin de ondan hoşlandığını anlar ve belki bir şeyler olur. Eğer seninle gay olduğun için konuşmama kararı alırsa da -ki bu ne kadar saçma bir düşünce farkındasındır umarım, yıl olmuş 2017- bu onun kaybı ve sen de daha iyi birini bulacaksın.'' Gülümsedim ve ayağa kalktım. Depoda duran kitap kolilerini açtım ve türlerine göre ayırdım. Emile de içeride müşterilerle ilgileniyordu. Aiden pazar günleri izinli  olmasına rağmen kalabalık olmadığı için rahattık. 

***

Saat 6 olmuştu. Askılıkta duran ceketimi giydim ve Emile'e dükkanı kapatmasına yardım ettim. 

''Louis, çabuk camdan dışarı bak!'' dedi ve beni parmağıyla gösterdiği yere döndürdü. 

''Git konuş onunla.'' Emile beni kapıya ittirdi. Ya şimdi konuşacaktım ya da hiç. Kapıdan çıktım ve peşinden koştum. 

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 04, 2018 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Book Shop | LarryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin