'Bi hıçkırarak ağlamak çok kötüdür, birde ağlayamayacak kadar acıya alışmış olmak.'Başladığınız saati ve tarihi yazmayı unutmayın! 💕
~~~~
Ruhuna ilmek ilmek işleyen acının tarifi imkansızdı genç adam için. Fiziksel acıya katlanabilirdi de peki ya ruhsal acıya? Onunla nasıl başa çıkabileceğini hiç bilmiyordu. Bu zamana kadar her türlü sorunla, engelle başa çıkabildiği halde neden bu çektiği acıya karşı koyamıyordu?
Karanlık artık genç adamın ruhunu ele geçirmiş ve onun bir parçası olmayı başarabilmişti. O uçsuz bucaksız sokaklarında adamın hayallerini, gülümsemelerini, mutluluğunu yutmuş ve ardında tek bir iz bile bırakmadan sonsuzluğa göndermişti.
Haksızlığa gram tahammülü olmayan biriyken, hayat ona en büyük haksızlığı yapıyordu. Peki bunun bedelini kime ödetmeliydi?
🎵🎵🎵
Çaresizlik. Bütün hayatını bir ahtapot misali sarmışken, eli kolu bağlı bir şekilde izliyordu hayatını genç kız. Tabi buna hayat denirse. Yaraları vardı kızın, kimsenin fark edemediği... Kabuk bağlaması gerekirken günden güne daha da parçalanıp kanayan yaralar...Hep merak etmişti 'değerli olduğunu hissetmek nasıl bir duygu' diye. Sonra acaba bende bir gün hissedecek miyim diye düşünmeden alıkoyamadı kendini. Ardından güldü bu imkansız düşüncesine. Ne gülüş ama! İçinde daha 19 yaşındaki kızın yürek yakan feryadı, ağlamaları ve acı çığlıklarını bulunduran bir gülümseme!
Sustu. Tüm haksızlıklara, tüm yanlışlara ve tüm yalanlara. Başka ne yapabilirdi ki? Ne gücü yeterdi karşı çıkmaya ne de cesareti. Usulca fısıldadı kendine genç kız 'herşeye rağmen, herkese inat' deyip gülümsedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mavi Kurşun
Teen FictionÖlüm.. Kaçınılmaz bir son. Her ikisi içinde. Yaşamak zorundalar ama ruhları hep bu sonu arzuluyor. Ölümü çare olarak gören bu iki yabancı nasıl olur da birden yaşamak için bir sebep arar? Kalp ritimlerinin değişimi buna bir sebep olur mu? **** Babas...