Artık üniversitenin açılmasına az kalmıştı.Esma ile İstanbul'a birkaç gün önceden gelmiştik.Bol bol gezdik beraber.Baya güzel ve huzurlu bi şehir ama çok kalabalık.Sanki kalabalık seni içine alacakmış gibi hissediyorsun.Bu yüzden çok kaybolduk,rehber falan da yok tabi,dışarıdaki herkese sorduk yardim ettiler sağ olsunlar.Aklıma yine o gerizekalı geldi. O da çok severdi İstanbul'u.Ama tam bi Ankara erkeğiydi.Hafif kaba görünümlü,biraz bozuk ağızlı.Ama tam bi delikanli.Komik olduğunu sanardı.Hic oyle olmamasına rağmen katıla katıla gulerdim ona.Aşıktım o zamanlar..(Hala deli gibi aşığım çaktırmayın.) O değil de niye Rüzgar diyorsam hala.
Üniversite açılmadan birgün önce Esma ile film izliyorduk.TİTANİK.Ahh belki de 40 kere izlemiştir ama bana da izletiyor.Esirim bu salağın elinde.Hayır bi de hep ayni sahnede ağlıyor ya
Rose :Jack come back please! (Geri don diyor o kadar ezberlemişim ki artık İngilizcesinin yazıyorum be)
Jack ten ses seda yok.Hayır bi de bi ölüm sahnesini yarim saat gösteriyorlar ya ..Allah'ııımm sanki öldüğünü anlamıyoz.
Kapatıyorum filmi.Esma hala ağlıyor.Ben hic ağlamadım.Duygusuz falan değilim sadece Titanik'te ağlanacak bir şey görmüyorum.O kadar yani.Bu günlük pansiyonda kaldık yarın yurttayız..Derken uyuyoruz beraber.Bi daha gözlerimi açmayım da onun o nemrut suratını görmeyim diye geçiriyorum içimden ama nafile..
Esma :Hadi kalksana olum geç kalıyoruz ya senin yüzünden!
Ben sarhoş gibiyim.Ne diyo onu bile anlamam dakikalar alıyor.
Ben :Tamam be bağırma sabah sabah!
Hazırlanıyorum hemen.Esma nin sesinin boy göstermesi zaman almıyor :
"Seni mi bekliycem ben hadi acele et kafanı kırcam simdi haa!!!!!"
Bekleme defol git diycem de üseniyorum simdi ya.Beraber yola çıkıyoruz kız çok mutlu valla.Bende zerre mutluluk yok.Kapıdan girdiğimizde bizden büyük olduğunu tahmin ettiğim öğrencileri felaket kıskanıyorum ya.Ezici gözlerle süzüyorlar bizi.Hele bi tanesi tuhaf tuhaf bakıyor bu tarafa.Sonra arkadaşı ile ayağa kalkıp arkamızdan geliyorlar ama hoca öğrencileri çağırdığı için yani başka bi şey değil.Esma laf etmeyi unutmuyor :
"Kızım bunlar insan mi?? çocuğa bak be Rüzgar da neymiş bunların yanında??"
Niye Rüzgar?? Başka ornek verecek insan yok mu??? dercesine bakınca lafı değiştiriyor bu sefer :
"Kanka mavi hırkalıya bak ya vuruldum valla buna.Bizi ayarlarsın demi???? cidden çok tatlı.Ama büyüktür simdi.Olsun biz yakisiriz kızım" diyor.
Aslında benim bir şey dememe gerek kalmıyor.Kendisi sorup yanıtladığı için..
Ay ay sınıfa girene kadar Mavili de mavili.O bize bakar mı hic Esma ya.Belli zengin züppe..Aman neyse 1-2 gün çekerim şunu. Oturdum milleti izliyoruz.Sınıfın çoğu yakışıklı ve guzellerden oluşuyor.Kendimi kotu hissediyorum.O sırada içeri Rüzgar giriyor!! Ve :
"Arkadaşlar burası hangi bölüm??" diycekken gözü geçmişine takılıyor.Harcadığı kalbe özlemle bakıyor.Ben ise sadece gülüyorum.Bi kız atlıyor hemen :
"Endüstri mühendisliği yakışıklı." Rüzgar hafif gülüp tesekkür ediyor ve ardı sıra bakmadan Meriç ile dışarı çıkıyor.Bi bakıyorum sınıfın kapısından içeri biri giriyor.Bu şu mavili!! Esma birden heyecanlanıyor..Ama bu çocuk büyük belli yani derken anlıyoruz her şeyi..:
"Gençler beni dinleyin.Siz daha yenisiniz.Bir ihtiyacınız olursa abiniz olarak yardim etmeye hazırım."
Arkadaşları ve mavili kahkaha yı patlatıyorlar..sdfghh ne kadar komik anlatamam! Herkes sinirli bi şekilde bakıyor.Esma ya bakıyorum hala eriyip gidiyor be Yuh! Mavili tam sınıftan itleriyle beraber çıkacakken susmaya alışık olmadığım için cevap veriyorum :
"Yok ya bizim bi şeye ihtiyacımız olmaz ama senin bi karaktere ihtiyacın var sanırım.Bir ara gel yanıma ablan yardım eder." Herkes ooovvvv lamaya başlıyor.Esma saskın ,çok şaşkın.Mavili gülümseyerek yanıma geliyor.Herkes nefesini tutmuş bize bakıyor.Mavili o masmavi gözlerini bana dikmiş bi şekilde bakıyor.Ve :
"Bir şey söylerim sen bana laf attığın için ,arkadaşın benden hoşlandığı için kendinize lanet edersiniz.Fazla konuşma bence." diyip sırıtmaya başlıyor.Esma itiraz bile edemezken ben konuşuyorum :
"Neymiş o söyle de anlayalım??"
Arkasını dönüp yanıma geliyor ve hic beklemediğimiz bir şey söylüyor :
"Şura sensin demi? Bak Şura ben de Mirza Kaya, Rüzgar Kaya nin ağabeyi..Tanıştığımıza çok memnun oldum."
NEEEEE!!!?!? Rüzgar ın mı?? Yuh ama Yuh! diyemeden çıkıp gidiyor.Rüzgar bana lanet bi abisi olduğunu söylemişti.Aralarının hiç iyi olmadığını da..Esma büyük bi hayal kırıklığı yaşıyor tabii.Sonuçta eski sevgilimin ağabeyi ve onunla çıkamayacağını düşünüyor.Aslında benim açımdan sorun yok ama Mirza nin nasıl biri olduğunu gördü.O sırada Fizik hocamız içeri giriyor.Esma hemen hocadan izin isteyip dışarı çıkıyor.Ben de onunla gitmek istiyorum ama tek başıma kalmalıyım diyince bi şey diyemiyorum. Pencereden bakıyorum dışarıda oturuyor öyle.. Maviliye bak sen, gelir gelmez bi kızın hayallerini yıktı.Esma çaresiz bi şekilde o bankta otururken aklıma takılan tek bi şey vardı.
YA YIKTIĞIN HAYAL O KİŞİNİN SON UMUDUYSA? (Facebook ta görmüştüm :D)
Derken Esma nin yaninda birini gördüm.. Mavili?!?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Adını Sen Koy
ChickLitRüzgar.. bu şey nefesimdi. Ya şimdi nefesim kesilseydi? Yaşayamazdım ben.. Yaşayamadım zaten. Aşkın ihanetle buluşması bir insanı bu kadar mahvedebilir mi?? Bekleyelim ve görelim yenileni..