NE EKSİKSE SENİNLE TAMAMLANACAK

2.1K 127 66
                                    


Hilal evin çevresini kontrol ederken Leon Hilal'in belinden tutarak eve girmesini sağladı. Elinden tuttuktan sonra yavaş adımlarla salona doğru geriledi. Hilal gözlerini Leon ile buluşturdu. Leon'un yüzündeki gülümseme Hilal'i bulduğunda eline daha sıkı tutundu. Adımları Leon'un adımlarına eşlik ediyordu. Salona girdiklerinde gözleri Leon'dan sıyrıldı ve yerleştirilmeyi bekleyen kitapları gördü. "Kalan kitapları yerleştirelim mi?" diye sordu sinsi bir gülüşle. "Hilal!"

"Hep sen mi latife edeceksin Leon? Biraz da zevcen etsin." diye güldüğünde Hilal'in gülüşünü izlemeye koyuldu Leon. "Zevcem." dedi kısık bir sesle. Hayal ile gerçeğin arasında yalpalanıyordu genç adam. İnanmakta güçlük çekiyordu. Sevdiği kadın yanındaydı. Aynı çatının altındaydılar. Nefesleri dört duvarın arasında birbirine karışıyordu. Hilal gülümseyerek başparmağı ile genç adamın çenesini okşadı.

"Biz beraber yaşayacağız." dedi Leon inanamayarak. "Beraber uyanacağız. Günün ilk ışıkları yatak odamızı doldurduğunda ışığın saçlarına yansıyışını izleyeceğim, öyle mi? Saatlerce seni izleyebileceğim. Güne birlikte başlayacağız. Mutfağımızdan yayılan kokuların sebebi sen veya ben değil, biz olacağız. İnanabiliyor musun Hilal?'' diye konuşmasını sürdürdüğünde Hilal başıyla onaylayıp gülümsemekle yetindi.

Tek bir kelimesiyle her şeyi yerle bir etmekten korkmuştu Hilal. İçinde bulundukları anın büyüsünü bozmaktan kaçınmıştı. Leon'un kurduğu hayallerin en büyük parçası olduğunu bilmek yüreğinde kımıldamalara sebep olmuştu. Hayallerinin yavaş yavaş gerçeğe büründüğüne şahit olmuştu Leon. Bunu bilerek hayal kurmaktan alıkoyamıyordu kendini.

''Sen mutfaktan bana sesleneceksin. Ben koşup geleceğim yanına. Eve geldiğimde kapıyı açan sen olacaksın. Sana kavuşmayı arzularken günlerimi nasıl tamamlayacağım, kim bilir! Kollarımı açıp sımsıkı sarılacağım sana. Bunu hak edecek ne yaptım ben Hilal?'' deyip duraksadığında gözlerindeki ışıltıya şahit oldu Hilal. Leon'un gözlerindeki ışıltı ve kurduğu hayaller gözlerini doldurmuştu.

''Sevdik.'' dediğinde daha derin baktı Leon'a. Parmak uçları sevdiği adamın yanaklarını okşadı. ''Çok sevdik. Her şeye ve herkese rağmen...''

Hilal'in cümlesinde de ben veya sen yoktu, biz vardı. Leon bu gerçekle gülümsemişti. ''Bu ev bizim evimiz." diyerek bize dair kurdukları tüm cümleleri taçlandırmak istedi Leon. Heyecandan ölebileceği fikri uğradı zihnine.

"Bu ev bizim evimiz." diye tekrarladı Hilal.

"Evimizde... Yani kütüphanemizde... Bir eksiğimiz olsun istemem." dediğinde konuşmasını tamamlayamadan Leon'un dudakları aralandı. "Bir eksiğimiz mi var Hilal? Söyle lütfen. Ben hayalimdeki gibi döşedim ama... Eksiklerimiz olabilir tabii. Kalan eksiklerimizi de tamamlarız." dedi heyecanla. Hilal'in kahkahaları odayı doldurdu. Hilal'in memnuniyetini önemsiyordu. Bu evi onun için bir yuva kılmak, en güzel telaşıydı. ''Ne eksikse seninle tamamlanacak Hilal.''

"Leon dur lütfen!" dedi kahkahaları yerini tebessüme bırakırken. Kabanının cebinde Leon'u bekleyen ve belki de yüzünde tebessüme sebep olacak sürprizi saklıydı. Elindeki yemek kabını yere bıraktıktan sonra kabanının cebindeki sürprize uzandı. "Leon." dedi kısık bir tonla. "Urganın ucundayken beni yalnızlığımdan kurtarmıştın."

Leon dudaklarını aralayacakken parmaklarını dudaklarına götürerek susturdu genç adamı. "Karşı tarafta da olsan elini üzerimden hiç çekmemiştin. Bir gün su uzatmıştın bana. Battaniye ile örtmüştün üzerimi. O battaniye değil ama vicdanın ısıtmıştı içimi. Cebinden bir kitap çıkarmıştın sonra."

"Rübab-ı Şikeste."

Eş zamanlı söylemişlerdi kitabın adını. Hilal başıyla onaylayıp gülümsedikten sonra Leon'un ince ruhunu düşündü ve ince ruhundan defalarca öptü genç adamı. "Ne dediğini hatırlıyor musun?" diye sordu. "Neyi seversin bilmiyorum ama bir şeyler okumak istersin diye düşündüm." diye yanıtladılar dolan gözlerinin ardından.

DEMWhere stories live. Discover now