2017 Aralık 23, Cumartesi
Yeni yılın ve Noel'in yaklaştığını iyiden iyiye hissettiren tüm süslemeler, şehrin sokaklarına, mağazalara, kafelere ve daha pek çok yere çoktan asılmıştı. Çam ağaçları güzelce süslenmiş, altına özenle hediyeler bırakıp dallarına dileklerini asmıştı birçok insan. Bu insanların birçoğu, belki de en çok çocuklar, bir hafta sürecek olan tatil için seviniyordu elbette. Kimisi ailesini ziyarete gidecekti kimisiyse büyük şehrin stresinden kurtulmak için kısa bir seyahat planlıyordu şimdiden.
Diğer yandan sevdiklerine hediye vermek isteyenlerle doluydu sokaklar ve caddeler, hediye alışverişini son güne bırakanlar vızır vızır dolaşıyordu yine etrafta, o mağaza senin bu mağaza benim koşturuyordular. Tabii mutfak alışverişi yapanları da unutmamak gerek, hiç de az değildiler; Noel akşamı ailelerine en güzel yemeği pişirmek için özenle sepetlerini dolduruyordular kuşkusuz.
Ancak tüm bu telaşın farkında bile olmayan, bambaşka sorunları düşünmek zorunda olan biri vardı, tam da o Noel için süslenmiş olan kafelerden birinde. Onun endişeleri başka bir boyuttaydı adeta.
"Mingyu-ya bulabildin mi uygun bir yer? Lütfen iyi bir haber ver bana, sığıntı gibi yaşamaktan kurtar beni.."
Yüzündeki acıklı ifadeyle karşısındaki gence bunları söylediğinde son derece çaresizdi Changkyun. Şimdiye dek hayattan aldığı tüm yaralar zihninde canlanıp canını yakıyordu, tek tek. Hiçbirini kendi rızasıyla kabul etmemişti elbet; sadece oluvermişti ve kalbi yaralarla dolmuştu en sonunda. Artık daha fazlasını kaldıramayacağının bilincinde olduğu için güvendiği dostlarına, büyüklerine sığınmıştı. Ancak işler orada da umduğu gibi gitmiyordu.
Bir süredir onu dinleyen genç çocuk, büyüğün içinde bulunduğu durumu az çok bildiğinden kendine engel olamayıp dişlerini göstererek sessizce gülmüştü, bıyık altından. Ardından da sormuştu, yeni bir şey olup olmadığını merak ederek. "Neden Hyung? Hoseok Hyung ve Minhyuk Hyung'la yaşamak çok mu kötü? Onlar senden memnun gibilerdi sanki."
İç geçirdi Changkyun, büyük bir sıkıntıyla. "Ya sorma, fazla memnunlar." dedikten sonraysa kışın ortasında olmalarına aldırış etmeden sipariş ettiği önünde duran buzlu koladan büyükçe bir yudum aldı. Ağzına aldığı buzları kütürdeterek yerken de devam etti, daha da kalınlaşan sesiyle huysuzca söylenmeye. "Çocukları falan sanmaya başladılar beni. Geçen gün Hoseok Hyung bana nasıl seslendi biliyor musun? 'Shin Changkyun' İşte bu, bardağı taşıran son damlaydı! Artık katlanamıyorum."
Büyüğün dertlenerek ve öfkelenerek anlattıklarından sonra Mingyu bu kez kahkaha atmıştı kendini tutamayıp. Sonra da aceleyle ama hâlâ bıyık altından gülmeye devam ederken özür diledi. "Çok pardon Hyung, gülmek istememiştim."
Umursamazca "Gülebilirsin." diyen Changkyun, acınası hatta komik bir durumda olduğunu kabul ediyordu. Bu yüzden pes etmiş bir ifadeyle devam etti. "Zaten bir komedinin içindeymişim gibi hissediyorum." Ardından da umutla sordu, gözleri parlarken. "Her neyse, sen evden haber ver. Bulabildin mi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
✓ [KiKyun/ChangKi] Troubled Homemate [One-Shot]
Fanfiction2018 Ocak 20-31 Not: Smut sahneler içermektedir! (18+) İyi ki doğdun Im Changkyun!! (180126) Saf ve tertemiz seven bir genç olan Changkyun, uzun süre birlikte zaman geçirdiği insanlara çok kolay güvenip âşık oluyordu. Bunlar bazen proje ödevindeki...