1-BÖLÜM. - Altınları Bulduktan Sonra
Tom Sawyer ile Finn nihayet haydutlarin mağarada gizledikleri altınları bulmuşlardı.
Öykünün gerisini. Huckleberry Finn şöyle anlatıyor:
Biz Tom Sawyer'le hırsızların mağraya gizledikleri altınları bulduk.Hem Tom'a hemde bana altışar bin altın düştü.Altınlar kocaman birer küme meydana getirdi doğrusu. Yargıc Thatcher , paralarımızı alarak bankaya yatırdı. ikimize de günde birer dolar faiz düşüyordu . Mrs. Douglas da beni özoğlunun yerine koyup eğitmeye, uygarlaştırmaya başlamıştı. Ancak onun evinde oturup böyle bir yaşama katlanmak zordu.
Bir keresinde dayanamayarak evden kaçtım . Eski paçavralarımi giyip bağımsız bir hayat sürdüğüm için memnundum. Fakat Tom Sawyer gelip beni buldu. <<bir haydut cetesi kuracagim >> dedi. <<eğer Mrs.Douglas'in yanına döner ve saygı değer biri olursan seni de ceteye alırım.>>
Geri dönünce Mrs. Douglas hüngür hüngür ağladı. Bana , kaybolmuş,zavallı küçük kuzu ,>> dedi. Yine o elbiseleri giydirdi ve eskisi gibi yasamaya basladik. O çıngırağı çalınca yemeğe oturuyorduk. Hem öyle yiyeceklerin üstüne atılmamız da doğru değildi. Yaşlı kadın başını eğip sanki yemeklerde bir tuhaflık varmış gibi birseyler mirildaniyordu , dua ediyordu. Yemekten sonra da kitabını cıkarıp bana türlü kimseyle ilgili seyleri ogretiyordu. Bunları anlamak icin ter döküyordum. Fakat sonra sözünü ettiği kimselerin yüz yıllar önce ölmüş olduklarını anladım ve bir daha aldırmadım. Zira ölmüş kişilere ilgimyoktur.
O sırada Miss Dougles'ın gözlüklü , yaşlı bir kadın olan kardesi Miss watson da geldi. O da bana okuma ögretmeye başladı. Dersler pek sıkıcıydı, fakat dayanmaya gayret ediyordum. ama kadın sıksık, << Ayaklarını oraya dayama Huckleberry ,>> <<Öyle kamburunu cikarma Huckleberry >> <<Böyle agzini acip aptal aptal bakma , Huckleberry , >> diyordu. Oradan uzaklarda bir yerde olmayi arzulamaya baslamistim.
Miss Watson, hergün beni böyle canımdan bezdiriyordu . Bir gece yine böyle sıkıcı bir dersten sonra odama cıktım. Şamdanı masaya bırakıp pencerenin yanındaki koltuğa oturdum ve neşeli şeyler düşünmeye çalıştım. Ama bunun hiç yararı yoktu. Kendimi çok yalnız hissettiğim için ölmeyi istiyordum. Yıldızlar parlıyor ,rüzgar ormandaki ağaçları hışırdatıyordu. Bir baykuşun öttüğünü duydum. Büyük bir karamsarlığa ve korkuya kapıldım. O anda bana çok kötü bir şey olacakmış gibi geldi.
Ev karanlıklara gömülmüştü ve "ÇIT" çıkmıyordu. Bir süre bekledikten sonra kilise kulesindeki saati duydum. Onikiyi çalıyordu. Bunu ağaçların arasindaki bir hisirti izledi. Hareketsiz kalarak dinledim. Nihayet asağida bir miyavlama oldu. Bende kabil oldugu kadar hafif sesle miyavlayip mumu söndürdüm ve pencereden dısarıya cıkıp yandaki damin üstüne ve oradanda yere atladım. Yerde dört ayak üstü giderek ağaclarin arasina girdim. Gerçekten de Tom Sawyer beni orada bekliyordu.
2-BÖLÜM. - Tom Sawyer'ın Planları
Ses çıkarmadan Mrs. Douglas'ın evinden uzaklaştık. Miss Watson'un zenci esiri Jim, yine de sesimizi duyup, << Kim var orada!!!?>> diye seslendi. Fakat oradan uzaklaşmayı da başardık. Jim ,batıl inançları olan ve pek çok şeyden korkan bir zenciydi. Tam giderken Tom, mırıldandı. << yeteri kadar mumumuz yok mutfaktan alayım.>>
<<Jim seni görür,>> diye atıldım.
Fakat arkadaşım onun yine uykuya dalmış olacağını söyledi. <<Hem gidip onu bağlayacağım.>> Bunu yapamayacağına dair iddiaya girdim. Ama Tom, muhakkak birşey yapacağını söyleyerek uzaklaştı ve onun evin arkasına doğru gittiğini gördüm. Biraz sonra arkadaşım bayırı tırmanarak yanıma döndü. <<Daha sonra Jim, uyanıp şapkasını dalda görünce perilerin kendisini sihirlediklerini, onu alıp bütün eyaleti gezdirdiklerini ve bunu kanıtlamak içinde şapkasını dala astıklarını idda etti. Hem herseferinde bu hikaye dallanıp budaklandı. Jim, New Oreleans'a gittiğini idda etti. Daha sonra da cinlerin onu bütün dünyayı gezditrdiklerini söylemeye başladı.
Neyse Tom'la ben, tepeden inerek beklemekte olan Joe Harper, Ben Rogers ve diğer arkadaşlara katıldık. Bir kayığı çözüp karşıya geçtik ve orada ağaçların arasına girdik. Tom, hepimze yemin ettirdikten sonra bize orada ki gizli bir mağranın ağzını gösterdi. Sonra mumlarımızı yakarak elletimizin üzerinde iki yüz metre kadar ilerledik. Donunda mağranın ağzına vardık. Rutubetli ve soğuk odamsı yere gelince durduk.
Tom, << Şimdi bu çete işine başlayacağız. >> dedi. << Buna Tom Sawyetin çetesi diyeceğiz. Bu çete ye katılmak isteyen herkesin yemin edip adınıda kanla yazması gerek. >>
Herkes razıydı doğrusu.Tom, edeceğimiz yemini yazmıştı. Buna göre herkes sırları gizleyecekti. Birine bir kimseyi ve ailesi öldürmesi söylenirse bunu yapacaktı. Çeteden biri bir sırrı açıklarsa onun gırtlağı kesilecek, cesedi yakılıp külleri etrafa serpilecekti. Adıda kanla listeden silinecek ve birdaha çeteden hiçbir kimse onu anmayacaktı.
Herkes bunun essiz bir yemin olduğunu söyledi. Tom'a bunu kendisinin miş düşünüp yazdığını sorduk. << Bir bölümünü >> diye cevap verdi. << Kalanını korsan ve haydut hikayelerinden aldım .>>
Çocuklardan bazıları sırları açıklayan üyelerin ailelerinin öldürülmesinin de uygun olacağını da söylediler. Tom ,bu fikri beğenerek kağıda geçirdi. Sonra Rogers, atıldı. << Fakat Huck Finn'in ailesi yok. Onu ne yapacaksın???>>
Tom Sawyer , << Babası var ya ? >> dedi.
<< Evet babası ,var,ama bu arada onu bulmamız çok zor. Kendisi bir zamanlar sızıp domuzların ahırında uyurdu. Yalnız bir yıldır buralarda görülmedi. >>
Bir süre tartıştılar . Beni listeden çıkarmayı düşünmekteydiler. Çunku her çocugun öldürülecek bir ailesi bulunmak zorundaydı. Aksi halde bu haksızlık olurdu. Ancak kimse bir çare bulamadı. Neredeyse ağlıyacaktım. Ama sonra aklıma birden bana ders veren Miss Watson geldi. Onu öldürebileceklerini söyledim. Bütün çocuklar hep bir ağızdan bağırdılar. << Oh , iyi o kadın buna uygun Huck da çeteye girebilir artık.>>
Herkes parmağına iğne batırarak kan çıkararak ismini yazdı. Bende kağıda parmak bastım .
Ben Rogers , << Simdi bu cetenin ne is yapacagini anlatın .>> dedi.
Tom ,karşılık verdi .<< sadece soygun ve cinayet .>>
<< Fakat nereyi soyacağız, Evleri mi... Yoksa sürümü çalacağız?>>