Hayatımın en acı anı ne zaman olabilirdi.Peki ben bunu düşünmeye neden başlamıştım.Kendi başıma sorularıma cevaplar arıyordum.Bir karanlıkta ,kuytu köşede sorularımın cevaplarını bulmak için yaşamalıydım ama ya istemiyorsam. Ölüm en güzel kaçış geliyor insanlara tıpkı bana olduğu gibi .
Bir zamanlar dört kişilik ailemizin en neşeli üyesiydim . Etrafa gülücükler saçan , düştüğünde kendi kalkan ve hiç bişey olmadı deyip etrafına gülümseyen küçücük masum bir kızdım . Masum diyorum çünkü daha o zamanlar hayatın ne acısını görmüştüm ne de çektirdiklerini . Hayat bana bir sabah babamı toprağa verirken acısını yüzüme bir tokat gibi çarpacaktı. Ölümün acı bir şey olduğunu sanmazdım çünkü babamın öldüğünün bilincinde değildim . Yedi yaşında ki bir çoçuk istesen de kabul etmez bu durumu . Bende öyle yaptım o acı kalbimde büyüdü kimseye hissettirmeden . Annemin yüzüne gülüp dertlerine ortak olurken , abimin tüm üzüntüsünü içine atıp bir kere bile baba muhabbetini benimle yapmazken ne kadar gülüne bilirse o kadar güldüm . Bir de mutsuzluğumla onları üzmeye hakkım yoktu ki benim . Bu yüzden defettim kendi ölümümü kafamdan . Annem bu acıyı bir daha yaşamayı hak eden bir kadın mıydı ? Ona evlat acısını da yaşatıp bir daha mı öldürmeliydim onu ? Kalpsiz bir insansanız yapabilirsiniz . Ama ben bu kalbi sıcacık yapmayı öğreten bir babadan sonra onu üzemezdim.
Şu anda 18 yaşındayım . Bir meslek liseliyim . Nasıl biri olduğuma gelirsek 168 boylarında , esmer mi esmer , siyah düz saçlı hayatının tüm acısını kara gözlerinde taşıyan biriyim . Aşktan yana da şansı gülmeyen biri olarak işten yana da yoktu yine bir iş başvurusundan geri çevrildim.Bu kapılarını üç aydır düzenli olarak arşınlamama rağmen alınmadığım hastahaneye girmek için her şeyi denedim . Ben gibi çalışkanını bulamayacaklarının farkında değiller ama ben onlara göstereceğim . Neden alınmadığıma gelirsek fark etmem çok uzun sürmedi .Benimle birlikte baş hemşirenin odasının kapısında bekleyen bir çiftten anladığım kadarıyla torpilim yok. Kız karşımda o uzun çirkin tırnaklarını geçirdiği bir takım elbiseliye güvenip gelmiş . Adam da nasıl çirkin anlatamam . Uzun kemerli bir burnu , keş gibi gözleri var zaten kısa da birşey . Kız tavlamış ama bu züppeyi yazık kendini harcıyor anam . Yandan yandan oturduğum yerden onlara bakıyorum ama çaktırmıyorum derken kız sormaz mı 'Canım sen niye gelmiştin ?' Buradan o sarı yelloz saçlarını arkaya attığın gibi tutarım da neyse zeka seviyeni görmüş oldum . Kapının ağzında elinde bir CV ile bekleyerek ne yapıyor olabilirim . Hastahanenin zemin katında kimsenin gelmediği yerde ben ne yapabilirim sence ?. İkimizde bir saattir burada oturuyoruz sora sora bunu mu sordun a geri zekalı demedim tabi ki de . Gülerekten ' Sizin gibi iş başvurusu için gelmiştim bende . Daha önce bi yerde çalışmış mıydınız ?' dedim maksat benden kaç adım önde öğrenmek .
'Yok canım yaa sağolsun Hayrettin'ciğimin bir doktor arkadaşı varmış onunla konuşmaya geldik biz .' Ahanda arkası sağlam bir götoş çıktı kız . Şimdi ben bunu kafalasam beni de sokarlar mı acaba işe lan . Zaman kaybetme Cansu hallet bu işi . Hemen kıza bir adım yanaştım ' Ne kadar güzel . Sevgilisiniz galiba ben de daha deminden beri size bakıyordum ne kadar da yakışıyorsunuz bu arada ben Cansu merhaba .' diyerek elimi uzattım kıza . Hemen kaptı tabi ' Bende Aslı canım.' Deyince hemen enişte beye yöneldim 'Hayrettin.' deyip kısa kesti . İnsan bir yüzüme bakar be . Sende canımı yaya yaya konuşma çarparım ağzına kızım . Hemen konuya girdim valla bu kıza bir iki acındır kendini cepte . ' Hayrettin bey de mi doktor acaba arkadaşı burda çalışıyorsa ?' Demez olaydım adamın bir dönüşü var sanki boğazına bıçak dayadım , sadece sordum. ' Yok profesörüm ben Aslı çalışmak isteyince arkadaşımla konuştum .Siz ?' Açıldı enişte beyin ağzı demek ki adamda göz altı morlukları olunca bana sert geldi yamulmayalım , baş hemşire gelmeden devam . ' Ben de başvuru için geldim el işim çok iyidir ama buraya giremedim bir türlü uzak bir yerden geliyorum çalışmayı da çok severim ama almıyorlar .' Hemen suratımı astım bir iki damla da göz yaşı yolladım gözlerime sordu tabi hemen bizim yelloz Aslı elini sallaya sallaya ' Daha küçüksün canım ne bu çalışma isteği .Ben Hayrettin sürekli işte olunca sıkılmamak için geldim .Aşkım çok sever çalışanları demi ?' Adama attığı bakışlarla adam hemen bi kendini toparladı , saçını eliyle hafif karıştırdı . Hoşuna mı gitti anam iltifat hemen bende edeyim bekle ' Kesinlikle katılıyorum size beyefendi ben de çalışanları severim ama tecrübem yok diye almıyorlar maalesef . Ev de kimse çalışmayınca çok ihtiyacım var bu işe o yüzden hep kapısındayım .' Göz yaşlarının ve üzgün suratımın etkisene kapılırsan severim seni . 'Yaa kuzumm kötü oldum şimdi yazık sana . Aşkımm baksana ne kadar da üzgün onu da benimle işe almazlar mı ben ona bakarım .' Sanki hayvan besliyorsun güzelim ne o öyle elinle başımı okşamalar falan vallahi kırarım dua et lazımsın bana . Kandı tabi Hayrettin kıza zaten bu kızın Hayrettin'i nasıl tavladığı belli bir insan iş başvurusuna böyle giyinip gelir mi anam .haki rengi bir etek kolları ispanyol boğazlı bir bej rengi kazak ,siyah kadifeden bir yarım bot yandan da bir çanta takmış sanırsın ki iş başvurusuna değil Paris Moda haftasına geliyor .bense altımda bacaklarımı tamamen saran siyah bir kot , eskimeye yüz tutmuş siyah bir nike airmax ve üstüm de bir siyah kazak vardı . Onun yanındayken resmen görünmez oluyordum . ben kıyafetlerimizi analiz ederken ' Bakarız' dedi sadece sevgili profumuz . Gülümsemekle yetindim zaten ondan sonra başka bir şey demediler bana . Bende ayağa kalktım . Koridorun sonuna doğru yürüyüp gelen giden var mı diye bakındım ama beni kocaman bir sessizlik karşıladı . Hastahane duvarlarını hiç bir zaman sevmemiştim taki bu mesleğe kadar yerden gelen amonyak kokusu duvarların beyazlığı açılıp kapanan bir kaç radyoloji kapısı bana huzur verir olmuştu.Tekrar koridorun sonuna gidecektim ki baş hemşireyi gördüm . Benim içinde olmayı özlediğim o lacivert üniformayı giyiyordu . donuk bakışlarla ve sürüyerek yürüdüğü terlikleriyle yanımdan geçti . Peşine takıldım' Nasılsınız Esra hanım ? ' diyerek yanında yürüdüm .Söylediklerimi görmezden geldi .Bizi bekleyen sevgili prof ve Aslımızı görünce bir yüzünde güller açtı hanımımızın yesinler . 'Seni burada görmeyi beklemiyordum Hayrettin . Geldiğini söyleyince hemen işimi halledip geldim . Çok beklememişsindir umarım ' derken bir eliyle de kitlediği kapısını açtı .Beni gören var mı ? bende buradayım da.'gelin şöyle koltuklara oturun bir şey içer misiniz? ' dedi koltuklara onlar kurulurken yüzünce kez geldiğim odaya şöyle bir baktım değişiklik var mı diye ama yoktu . Kapının karşısında bir masa ve bilgisayar .Bilgisayarın karşısına da konulmuş bi dolap vardı . hemen yanında bir askı ve onun üstünde klima . onlar koltuklara kurulunca bana yine ayakta beklemek düştü.yüzüme bakıp 'Sen biraz dışarıda bekle şimdi misafirim var ya da CV ni mi getirdin bana ver biz seni ihtiyaç olursa ararız ' dedi bir çırpıda. Tam suratım düşmüş verip çıkacakken kurtarıcım Hayrettin beyciğim ' Benimle Esra kız Aslının bir arkadaşı bu gün Aslıyla o da geldi .Biliyorsun üniversite de ki bir çok hastamı buraya gelip ameliyat ediyorum . Benim hemşirelerim olarak burda çalışmalarını istiyorum ikisinin de o yüzden geldim ' .Şaşırmadım değil kısa ve öz Esra cadısına söz hakkı vermek yok . Dediğimi yapacaksın tarzında konuşuyor .Bizim cadolozun suratı düştü ama hemen toparladı .' Hastahanemiz en iyilerin arasındadır Hayrettin bu yüzden her zaman kaliteli çalışanlar alırım işe ama bu kızın nasıl bir kalitesi olduğunu bilmiyorum Aslı tamam ama diğeri için söz veremem ' Bende ki bu uğursuzluk ne arkadaş ya yok böyle birşey suratım düştü elimle kıyafetimin kollarıyla oynamaya başlamıştım ama söze hemen can kurtarıcım girdi 'Benim kalitemi mi sorguluyorsun Esra bu hastanenin bir hissedarı da benim lütfen bunu unutma '. Esra'nın gözünün seğirmesinden anlamıştım hafiften sinirlendiğini ama çaktırmadan döndürdü lafı. 'Tabi ki de Hayrettin ben sözleşmeleri hazırlamaya gidiyorum çünkü bir tane eksik ' diyerek bana baktı .Gözünden lazer ışınları çıksa şimdiye küldüm .Hemen yolundan çekildim başımı dikleştirip gülümsedim . Zafer benimdir .
YOU ARE READING
SEN YETERSİN
RandomÖlüm Ne sevdiğin için ölmekti ne de sevdiğin ölünce ölmek. Ölüm , Tanrı sana ne zaman gitmeni söylerse o zaman ayrılmaktı sevdiğinden .