YAPARSIN AŞKIM GSDE

YAPARSIN AŞKIM

GSDE YE İTAFEN hantal_kedi

'Ben ilker ayrık! Yaparsın Aşkım'a hoş geldiniz.'

Stüdyo alkışlarla bürünürken taraflar birbirine baktı. Bir yanda Serkay-Nilay , bir yanda İbo-Tuba , bir yanda Türkan-Yiğit vardı. O da ne? Diğer yanda Şado ve Tosun mu vardı?

Üç çiftte şaşkınlıkla Şadiye ve Tosun'a baktı. Şadiye üzerindeki bakışları hissedince onlara dönüp bütün fenalığını gösterdi.

'Ne bakıyosunuz ayol! Hiçmi birbirine yakışan çift görmediniz?'

Şadiye adı gibi tosun olan Tosun'a cilveli bir bakış atıp omuzunu silkti. Tosun ise kaytan bıyıklarını okşadı. Evlilik programında bulduğu bu kadınla çıkışta Yaparsın Aşkım'a gelmişti. Artık yarışma yarışma dolaşırken nikahını yapar o sıradada evini düzerdi. Ekmek elden su gölden evlenirlerdi.

Yiğit sinirle onlara bakıp heybetli vücudunu ayağa kaldırdığında Türkan onun kollarından tuttu. Yine dört ayak üzerine düştüm diye düşündü. Yiğitin güçlü kaslı kolları elleri arasındaydı.

'Anne! Ne işin var senin o adamla? Kim o lan?'

Türkan onu oturtmaya çalışırken 'Sakin ol aşkım' dedi. Aslında içten içe Yiğitin sütüdyoyu dağıtmasını ve kendi intikamını almasını istiyordu. Hem bu olay instadaki takipçilerinide yükseltirdi. Ama bu sefer de kötü yorumlara maruz kalabilirdi. 'Amaaan' diye omzunu silkti. Yorum yapmayı kapatırım bişey olmaz diye düşündü.

İlker ayrık ve İbo gelip yiğiti sakinleştirdiler. İlker ayrık hepsine ben sizi tutuyorum dedikten sonra ilk oyun başladı. İlk oyun karısını en çok kucağında tutan kazanır oyunuydu.

Herkes oyun alanına geçip eşlerini kucağına aldı. Tuba türkana senin gibi öküzü kim taşır o kadar bakışı atarken türkan senin ağzına sıçarım temalı bakışlar atıyordu. Nilay ve serkay ise birbirlerine aşkla bakıyorlardı. Şadiye ve tosun da öyle. Ama sanki onlarda aşktan daha farklı şeyler de vardı. Neyse. Bunu yazan kişi farklı şeylerden bahsederse hikayesi yetişkin içeriğe alınabilirdi.

Nilay 'hadi aşkım yaparsın' diye serkayı gaza getirmeye çalıştı. Ancak serkayın gazı çoktan alınmıştı. Alllam! Bu ne büyük acılardı! İlk kaybeden serkay olmuştu. Bir gözü Hanyaya diğeri Konyaya bakarken yere yığıldı. Çocuğun resmen nevri dönmüştü.

Yarışma son gaz devam ediyordu. Bakalım ikinci ezik kim olacaktı?

Herkesin nefret ettiği başta Türkancıların ağzına sıçmak istediği o sinsi, yılan insan ve bazen dost olup bazen düşman olan o kız. TuBo!

İbo dayanamayıp tubayı yere bırakırken türkan Danla biliç, saba tümer ve kerimcan durmaz karışımı bir kahkaha attı. Ay! Hic gülesi yoktu.

Olsundu. TuBo arabayı kazanamasa bile dünyanın en itici çifti seçilmeye hak kazanmıştı.

Ve son kalanlar... TüYi ve ŞaTos... ŞaTos da neydi? Cips ismi gibiydi. Belkide prezervatif. Kumharanede oynanan oyunlardan birinin ismids olabilirdi.

Tosun da daha fazla dayanamıyordu. Ve dayanamadı da. Ve kucağında şadiyeyle düştü. Puşt yiğit hem onu rezil etmiş hemde yenmişti. Ama tosunun da bi planı vardı. Çok hayın bi plandı. Herkes tosunun gücünü görecekti.

Yiğit kazanmanın verdiği güçle güçlü kaslı kollarını en havaya kaldırdı. Doğrusu türkanı taşımakta her yiğidin harcı değildi. Sadece o Yiğit'in harcıydı. İkisi alkışlar eşliğinde romantikçe kucaklaştılar. Ve o anı bozan çok kötü bişey oldu. Yiğit elinde bir kağıt buldu. Okuduklarına inanamıyordu! Ne demekti bu! Felaketti. Tam bir felaket. Ama yiğit bunun hesabını sorcaktı. Peki kağıtta ne yazıyordu? Nemi yazıyordu?

BUNU YAZAN TOSUN OKUYANA KOSUN!