1.1K 108 21
                                    

cigarettes after sex: apocalypse
**

Yoongi ofisine vardığında elleri titreyerek elindeki mektuplara dokundu, korkuyordu çünkü mektup bilmediği birinden gelmişti.
Tanımadığı biri ona niçin altı sayfa bir mektup yazar üstüne onu pullar ve gönderirdi? Yoongi derin nefesler alarak rulo halindeki mektubu açtı ve okumaya başladı.

Yalnızlığımın gözlerini elleriyle örtmüş adama,

Adım, şanım veya onun gibi her şey... Senin için önemli değil bunu biliyorum ve en fazla da bu yakıyor canımı.

Şuan da burada sana adım "A" desem inanacaksın ve ben bu yüzden lekelerle kaplanmış adımı senin güzel gözlerin rahatsız olmasın diye yazmayacağım.

Benim için her şey, senin için pek de önemli olmayan bir gün de yaşandı. Sen o gün ne yediğini bile hatırlamazken ben seni gördüğüm andan o gün bitene kadar aldığım nefes sayısını bile hafızamdan çıkaramıyorum.

Bisikletimin lastiği patlamıştı ve ben yolda tek başıma öylece bekliyordum, bilmiyorum belki de Tanrı'dan bir yardımcı istemiştim. Ben bir yardımcı istemişken senin gibi bir lütufla karşılaşmak... Önceki hayatımda bu Dünya'yı, Dünya etmiş olmalıydım.

Siyah, Mercedes marka arabanla -ki plakasını bile unutmadım- yolda kalan benim yanıma gelmiş ve bagajından benim için bir pompa çıkarmıştın. "İhtiyacınız var galiba." Evet tam da bu cümleyi kurmuştun. Vardı, ama ihtiyacım olan ne pompa ne bu evrendeki oksijenlerdi.

Benim ihtiyacım olan şeyler; sesin, gözlerin ve kahretsin ki hiç tadına bakamadığım o biçimli dudaklarındı. Aynaya her baktığımda atmakta bile problemleri olan kalbimin seni nasıl sevmeye cesaret ettiğine akıl sır erdiremiyorum. Ben kimdim ki, senin gibi bir şahesere aşık oluyordum.

Bu; kalitesi her halinden belli olan bir tabloyu merdiven altı boyama kalemlerle çizmeye çalışmak gibi bir şeydi. "Teşekkür ederim." demiştim, o şokla nasıl konuştuğumu hala bilmiyorum.

Teşekkürler Min Yoongi, hayatımı bir 'hayat' haline getirdiğin için. Acı denen duyguyu sadece benim yaşadığımı sanırdım; aile acısı, iş, okul bilip bileceğin diğer hepsi. Bunlara o gün aşk acısı denen illet de eklenmişti. Bu illet ki asırlarca sigara kullanmış olsaydım bana daha az zarar verirdi, bunu biliyorum. Aylarım, seni bulmak için harcandı.

Evimin hemen aşağısında gözleri gördüklerinden yorgun fazlaca kısık yaşlı bir teyze vardı. İsmini hatırlamıyorum, seninle ilgili onca bilgi var ki aklımda teyzenin adı bir türlü aklıma gelmiyor, Yoongi.

Sabahları ekmeğini sürekli kızartıyorsun, çoğu zaman yakıyorsun ama hâlâ yakmadan yapmayı bilmiyorsun. Utandığında gözlerini iki kat daha hızlı kırpıyorsun ve inan gördüğüm en masum görüntü bu. Hayvanları çok sevmesen de bir köpeğin var ve onu tüm her şeyden daha çok seviyorsun. Bunu biliyorum, çünkü ben de seni seviyorum. Sevdiğimde her şeyi koşulsuz, tutarsız ve inatsız sevecek kadar hem de.

Uyurken bir şeye sarılmadan uyuyamıyorsun bu yüzden de arkadaşın Seokjin'in hediye aldığı oyuncak ayıyla uyuyorsun. Hatta bir keresinde kayak merkezine tatil için gittiğinizde oyuncak ayını unuttuğun için sabaha kadar uyumamıştın, o gün o otelde otel görevlisi gibi davranmış ve seni tüm gün izlemiştim. Hatta bir kez daha konuşmuştuk.

eternity of misery  ●  yoonseokHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin