BİR YILDIZ SÖNER

15 2 0
                                    

Yıldız, 19 yaşında üniversite sınavına hazırlanan gencecik bir kız. Küçüklüğünden beri hedefleri olan ve hedeflerine ulaşmak için çabalayan kararlı,azimli çalışkan biri. En büyük hayali İstanbul da psikoloji okumak Çirkin sayılmaz hatta birçoğu güzel olduğunu bile söyler o genelde buna inanmasa da kendini çirkin de bulmaz. Çok makyaj yapmaz ama her zaman temiz ve bakımlıdır. İnsanlara güvenmez, çoğunlukla erkeklere, en çok da yakışıklı erkeklere bir türlü güvenemez. Çabuk sinirlenir ama bir içten bakışa bir sıcak gülüşe hemen tav olur. Kendini değersiz hissettiren her şeyden ve herkesten uzak durur. Hayatında sayılı insan vardır. Çevresiyle ilişkileri iyidir yeni insanlardan çekinse de alışınca muhakkak ortaya ortak zevklerden oluşan bir konu çıkar keyifle sohbet ederler. Hayatının merkezinde Ailesi ve yakın arkadaşı Bahar vardır. Onun için diğerleri sadece arkadaş, tanıdıkdır. Onları da sever elbette, hatta her sabah gördüğü kediyi , her gün okuduğu duvar yazısını, kitaplarını, kahveyi, gökyüzünü, iki sokak ötede çalışan boyacı yaşlı amcayı, kaldırımlarda yeşeren otları... sevdiği birçok küçük detay vardı Yıldız'ın tabi birde boksu. Düşününce , ne kadar da sinirlenmişti ilkokul da sınıf arkadaşı Baharla kavga ettiğini öğrenen babası eve kocaman kum torbası ve boks eldivenleriyle geldiğinde. Yıldız o gün tek başına odasında oturmuş kavgayı düşünüyordu. Öğretmenleri Esra Hanım onları o halde görünce o kadar utanmıştı ki odasında olanları düşünürken bile yanakları kızarmıştı. Sonra aslında Bahar'ı da sevdiğini fark edip daha da üzüldü. O bunları düşünürken Vedat Bey odasının kapısından ellerini çenesine dayamış siyah saçlarının kızarmış yanaklarını gizleyemediği kızını izliyordu. Onun ne kadar üzgün olduğunu gördüğü için fazla üzerine gitmemeye karar verdi. Babası hafifçe öksürünce Yıldız başını kaldırdı. Vedat Bet ortaboylarda göbekli şakacı bir adamdı. Yıldız simsiyah gözlerini ve sıcak gülümsemesini ondan aldığı babasına kaçamak bir bakış attı.
Vedat Bey: Girebilir miyim kavgacı prenses sana layık bir hediyem de var üstelik.
Dedi hafifçe gülerek. Yıldız'ın yanakları artık kötü kraliçenin elmalarını kıskandıracak kadar kırmızıydı.
Yıldız: Üzgünüm baba.
Dedi gözlerini babasından kaçırarak.
Vedat Bey: Biliyorum kavgacı prensesim. Madem o kadar enerjin var bunları döv kızım Bahar senin arkadaşın.
Diyip boks eldivenini ve kum torbasını vermişti kızına. Yıldız o günü hatırlayınca tekrar güler gibi olduysa da gözleri vakit kaybetmeden yaşla doldu. Babası Vedat ,kızının her zaman yanında olmuş onu çabalarsa istediğini elde edebileceğine o gücün onda olduğuna inandırmıştı. İsterse futbol da oynayabileceğini, boks ya da bale de yapabileceğini, sadece barbieleri değil arabaları da sevebileceğini öğretmişti. Erkek gibi kız değil de kendine inanan, kararlarını verebilen bir kız olarak büyütmüştü onu. Babasıyla her zaman çok yakın ilişkileri olmuştu. Annesi Banu'nun bazen kıskanacağı tutar çocuk gibi trip atardı yinede baba kız her zaman gönlünü almayı bilmişlerdi Banu'nun. Psikiyatri servisinde doktor Sinan Bey in gelmesini beklerken bunları sanki başka bir yaşamda kalmış gibi sisli bir perdeden izler gibi anımsadı Yıldız. Sinan Bey'in ona vermiş olduğu talimatı yerine getirmiş eskiden nasıl biri olduğunu düşünmüştü. Peki şimdi nasıldı? Yıldızın şimdisi o kazayla beraber yok olmuştu. Şimdi yoktu.Koca dünyada kuduz bir köpek kadar yalnız ve çaresizdi. Eskiden olduğu şeyin yakınından bile geçemiyordu. İçsel buhranı git gide büyüyor onu yiyip bitiriyordu. Son umudunu da doktorun annesine koyduğu şizofreni tanısıyla morga kaldırmıştı. Ellili yaşlarına yeni basmış gibi görünen, orta boylarda,arasında beyazların odluğu sakalları daha dün traş olduğu yüzünde kendini ele veren, beyazlamaya durmuş saçlarına rağmen karizmatik sayılabilen Doktor Sinan konuşmaya başladı.

Sinan Bey : Bunları bir büyükle konuşsam daha iyi olurdu kızım ama durumunu biliyorum. Dedi.
Yıldız ise son bir buçuk ayda ne kadar büyümek zorunda kaldığını düşündü. Sanki salıncakda sallanırken çirkin bir el ipi kesmiş de yere düşmüştü sonra da çirkin eller o iple boynuna intihar kolyesini takmıştı. Haftalardır yaptığı gibi yine düşünmemeye çalıştı. Sinan Beye döndü.

DOLUNAYDA SÖNÜK BİR YILDIZ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin