Aslında bir önceki bölümde size yalan söyledim. Ben erkekler yiyişmem, ağzıma fesat anlam yüklenebilecek kelimeleri bile almam.
Ayakkabılarımı giydim ve asansöre doğru koştum. Yine servisi kaçıracaktım! 3-4 defa tuşa bastım ve asansörün gelmesini bekledim. Hayır, olamaz! Asansör tam bizim kata 1 kat kala bozulmuştu. 69.Kattan en alt kata kadar koşmaya başladım. 31.katta gördüğüm taş manzarasından sonra yolu sürünerek gitmeye başlamıştım. Eriyordum. Hayır, kaşar olduğum için değil, o çok yakışıklı olduğu için. Servise bindim ve yakışıklı çocuk da benim peşimden servise bindi. :O
"Kalk oradan, oraya ben oturacağım." dediğinde kalktım ve ayakta durmaya başladım.
Araba ani fren yaptığında yakışıklı çocuğun kucağına düştüm.
"Haa... Ben burada oturayım, burası rahatmış." dedim ve düştüğüm yere yerleştim.
Birden altımda bir şişlik hissettim. Benim anlamaya çalışır gibi ifademi görüp küçük bir kahkaha attı. Midem gerçekten bulanmıştı. EĞWK.
Birden çocuğun tüm yüzünü kusmaya başladım. O çocuk yakışıklıydı ve ben onun yüzüne kusmuştum. Utanmalı mıydım? Tabii ki hayır. O şişliğinden utanmıyorken ben kusmuğumdan mu utanacaktım!?
