Arkadaşlar başları biraz sıkıcı ama iyi olduğunu düşünüyorum. Lütfen yorum yapın ^^ On yaşında olduğumu unutmayın lütfen :)
JOHN NE YAPACAK?
“Kimseye ihtiyacım yok ben başımın çaresine bakarım.”
“Hayır, John bu sefer değil. Yakalayın ve öldürün!
“Patron!”
Bu beklenmedik bir emirdi. David onu sadece kovmalıydı. Ama öldürülme emri almıştı. Hemen koşmaya başladı. Diğerleri de onun peşinden. Daha ne kadar kaçacaktı ki. Evet, o vampir hızlı koşar ama peşindekilerde bir o kadar hızlı. Evet, bir şey hatırlamışa benziyor. Gerçektende hatırlamış. Daha hızlı koşmaya çalıştı. Ama çok yorulmuştu. Yönünü değiştirdi. Artık nereye gideceğini biliyordu. Peşindekileri atlatmıştı. Belki bulunduğu yer fazla güzel değil ama bir süre burada kalmalıydı. Zaten Sam en kısa zamanda yanına gelirdi. Önceden olsa Selly’de ama artık gelmez neden bilmiyordu ama belli ki kendisiyle görüştüğü belli olmuştu.
Bundan sonra evine dönemezdi.
Beklide kardeşini bulur ve birlikte geçinebilirlerdi. O halde derhal işe koyulmalıydı. Ama şurayı biraz toplamalıydı.
Ertesi gün işe başladı her gün geçmişiyle ilgisi olan kişilere bir şeyler soruyordu. Ama hiçbir şey bulamamıştı. Zaten bulmasını da beklemiyorum çünkü aşırı derecede nazik.
Ama tahmin ettiğim gibi olmadı. John çok değişti. Artık tehdide başlamıştı ve başladığından beri 27 kişinin katili olmuştu. Ama bu yolda önemli değildi. Kötü bir haberim var ki asla kız kardeşini ondan kaçırandan yani Selly’ den hiç şüphelenmemişti. Ama artık sormalıydı. Ve sordu da
Tabii ki Sam’da sordu hatta Sam arkadaşı için Selly’nin evini buldu ve konuşmalarını öğrendi. Tabii ki sadece dinlemedi. Kaydetti. Belki John kardeşinin kim tarafından kaçırıldığını bilmiyordu. Ama en yakın dostu biliyordu.
Hemen John’ a söyledi. Ve kaseti dinletti. John duyduklarına inanamıyordu. Selly bunu yapmış olamazdı. Ama yapmıştı. Tehditle de olsa.
Selly’le görüştü.
“Beni dinle Selly sen bir melezsin onlardan çok daha güçlüsün bana yardım et kardeşimi bana getir. Sonra ister bizimle gelirsin ister kaçarsın. Ama lütfen kardeşimi bana getir.”
“Olmaz patron bunu anlarsa beni öldürür.”
“Hayır, sana hiçbir şey yapamaz.”
“Olmaz anla beni.”
“Peki, öyle olsun.”
Geri dönmedi çünkü oraya girmişken aramalıydı. Aradı hem de çok. Ama bulamadı.
Selly ise kendi kendine düşünüyordu. Öleceğini de bilse arkadaşına bunu yapamazdı.
Hemen John’nın kardeşi Ariana’nın yanına gitti ve her şeyi anlattı. Selly onu John’nın yanına götürdü.
John kardeşine sarıldı uzun bir süre. Sonra selly’e dönerek
“Sen”
“Kaçacağım geri dönemem.”
“Bir şeye ihtiyacın olursa buradayım.”
“Tamam.”
Dedi ve gitti. John ve Ariana uzun bir süre orada kaldı. Ama sonra kurtların Selly’nin peşinde olduklarını öğrendi. Ariana ile Selly’i buldular. Ama hemen baskına uğradılar. Kaçmaya başladılar. Selly ile Ariana öndeydi. Çünkü onlar melezdi. John onlara kaçmalarını söyledi. Kendisi arkada kaldı ve bacağından yaralandı. Bir vampirin bir sürü kurtla baş etmesi mümkün değildir. Kurt adamlar hızlı bir şekilde Ariana ve Selly’e yetişti. İkisi beraber hepsini öldürebildi ikisi hariç bunlardan biri Chris yani başkanları diğeri ise sıradan bir kurt idi. Selly köprüde Chris dövüşürken insanların attığı gazla her yer karardı. Ve üzülerek söylüyorum ki Ariana yardıma koşarken Selly suya düştü. Ariana koşarak abisinin yanına döndü.
Eğer John acela ederse belki Selly’i kurtarabilir.
“Abi çabuk ol Selly suya düştü.”
“Ne? Hemen oraya gitmeliyiz.
John hemen suya atladı. Selly onun için önamliydi. Çünkü ona kardeşini getirmişti.
“Selly cevap ver iyi misin?”
Selly’den cevap gelmedi. Nefes de almıyordu. Onu bırakıp gidemezdi. Onu aldı ve gitti.
Ariana vampir olmasına rağmen okula gidiyordu. Eğitimine ara vermişti. Ama John onun eğitimine devam etmesini istiyordu. İstediğini yapmıştı da. Ariana yarın okula gidecekti.
Ertesi gün Ariana okula gitti. Bir hafta sonra arkadaş edindi. Ama fazla değil bir tane. Arkadaşı Jennifer çok iyi biriydi. Ama kafasını vampirlere takmıştı. Her gün vampirlerle ilgili yeni bir haber... Şunun gibi:
“Vampirler gerçek olabilirmiş. Ama inanmıyorum. Sence gerçekler mi?
“Hayır, öyle bir şey olamaz.”
Ariana hep böyle cevap verirdi. Ama bu gün yeni bir haber… Vampirlerin gerçek olduğunu öğrenmişti. Gelir gelmez vampirler gerçekmiş bu sefer eminim vc17 virüsü kime bulaşırsa vampir olurmuş yarasa tarafından ısırılırsak bu virüs bize de bulaşır. Keşke bulaşsa. Demişti.
“Sen delirdin mi? Onlara inanıyor musun?
“Anlamıyorum Ariana neden hep kızgın bir şekilde cevap veriyorsun? Bence sen bu konuda bir şeyler biliyorsun ve bana söylemiyorsun. Ve söyleyene kadarda karşıma çıkma!
“Jennifer lütfen bekle.”
Hayır, Jennifer beklememişti. Fazlasıyla sinirlenmişti.
Ertesi gün Ariana Jennifer’in yanına gitti ve her şeyi anlattı. Jennifer duyduklarına inanamadı ve onu da vampir yapması için ısrar etti. Ama Ariana bunu yapmadı. Arkadaşının canı yanabilirdi ve aşırıya kaçarsa ölebilirdi.
Ama Jennifer o yapmazsa kendisi yapardı. Bütün okulun konuştuğu içi yarasalarla dolu mağaraya gitti. Mağarada akşam olana kadar bekledi çünkü yarasalar gece hayvanıdır. Eve geç dönmüştü. Doğal olarak babası da kızmıştı. Ne önemi var ki zaten evde geçirdiği son gecesiydi. Yarın erkenden kalkıp okula gidecek ve bir daha dönmeyecekti.
Sabah olmuştu. Ama Jennifer uyanmamıştı. Yarasa fazla kan emmişti. Hemen hastaneye gittiler. Ariana en yakın arkadaşı olmasına rağmen gitmemişti. Daha doğrusu gitmiş ama dönmüştü. Çünkü kolundaki yaradan ve morluklardan ne olduğunu anlamıştı. Abisinin yanına gidip her şeyi anlatmıştı.
“Bir kurt adamın onu ısırması lazım yoksa yaşayamaz.”
“İyi de tanıdığım bir kurt adam yok ki.”
“Benim var hemen onu bulalım.”
Kurt adam Jones’ in yanına gittiler ve durumu anlattılar.
