Evet, bu onun sesiydi... İşte gelmişti, beni kurtarmaya gelmişti... Çocukluğumdaki gibi yine o kurtaracaktı beni işte...
Bir silah sesi duydum. Ardından gelen o çığlığı... Yere düşme sesini....Tekmelenme sesini... Levi'nin küfürlerini.... Bunlar çok tanıdıktı. Çocukluğum hep bunlarla geçmişti...Çığlıklar, silah sesleri...
Hatırlamaya başlıyorum işte... Levi'yle biz ikimiz yeni bir başlangıç yapmak için kaçmıştık... Sonra bizi sokakta bulup yetimhaneye götürmüşlerdi. Özgürlüğün ne kadar kıymetli olduğunu daha o yaşta öğrenmiştik biz... Diğer çocuklar gibi özgürce sokağa çıkıp oynayamamıştık, sadece dört duvar arasında silah kullanmayı öğretmişlerdi bize... Sadece alıştırma yapmak için bahçeye çıkmıştık, diğer çocuklar gibi saklambaç oynamak için değil.
Gözlerimi açmıştı Levi. İşte görüyordum artık dünyayı. Tutsaklık yoktu artık. Özgürdüm... "Özgürüm"diye bir mırıldandım umut dolu bir sesle. "Özgürsün" diye mırıldandı Levi. Onun sesini duymak ne kadar iyi gelmişti yıllar sonra...
Ellerimi, ayaklarımı çözdü sinirle. Yavaşça önüme doğru getirdim ellerimi. O kadar acıyordu ki ellerim... Ne zamandır kıpırdatmıyordum hiçbir fikrim yoktu...
Ayağa kalkmayı denediğimde acıyla bir çığlık attım. Boynumu eğip üstüme baktığımda her yerimin kan içinde olduğunu fark ettim. Levi'ye baktığımda acıyla bakıyordu yüzüme. Dokunsan ağlayacak gibiydi. B-Benim yüzümden mi bu haldeydi? Levi'nin ağladığını hayatımda sadece bir kez görmüştüm ve o anı da hatırlamak istemiyorum.
Levi sinirden yeni yeni küfürler üretip de söylüyordu. Sonra bir an durdu yeniden o acı ve sinir ifadesiyle baktı bana. "Bu biraz acıyacak" dedi.
Kucağına alırken her yerim öyle bir acıyordu ki... Özellikle sırtım... Her yerimden kanlar damlıyordu. Göz ucuyla yere baktım. Her yerde kan vardı. Çocukluğumdaki gibi...
Gözlerim yavaşça kapanıyordu. Levi'ye baktım bir daha. Sonra uyuyakaldım.
Gözlerimi açınca önce beyaz bir tavan gördüm. Başımı yana çevirince yüzümü buruşturdum acıyla. Gözlerimi açtığımda karşımda bir adet kahverengi saçlı, yemyeşil gözlü bir çocuk duruyordu. Çocuk dediğime bakmayın benimle aynı yaştaydı.
"Sen kimsin? " diyebildim zorlukla. Bu dediğime karşılık gülümsedi hafifçe. Kaşlarını kaldırdı "Beni hatırlamadın mı Mikasa? " dedi.Bu yeşil gözler... Bir yerden tanıdık geliyor ama... Kafama sesler doluşmaya başladı. Geçmişten gelen sesler....
"Mikasa gitme nolursun! "
"Levi birgün seni bırakacak biliyorum!"
"Lütfen Mikasa benimle kal! ""Benim adım Eren. " Hafifçe gülümsedi. "Seni son gördüğümden beri hiç değişmemişsin Mikasa. " Elini yavaşça yüzüme koydu. O kadar sevgi dolu bakıyordu ki bana...Ama nedense hiç içten gelmiyordu. Üstelik bu çocukla nereden tanıştığımızı da bilmiyordum.
Hızlıca kapı açıldı. Gelene baktığımda sarı saçlı bir oğlan vardı. Gözleri o kadar saf bakıyordu ki. Yüzünde çok telaşlı bir ifade vardı. "Mikasa, sana birşey oldu diye çok korktum. Tüm adamlarıma emir verdim sana bunun yapılmasını istenen kişiyi her yerde arıyorl- " Sarı saçlı oğlan cümlesini bitiremeden sözünü kestim. "Biz de mi tanışıyoruz? "Sarı saçlı oğlan kaşlarını kaldırdı şaşkınlıkla. "Mikasa beni hatırlamıyor musun? " Hatırlamam mı gerekiyor ki?
"Onun adı Armin, Mikasa. Gerçekten onu da mı hatırlamıyorsun? " O çocuk, sarı saçlar, saf gözler... Hatırlayacak gibiyim ama bir türlü hatırlayamıyorum kafayı yiyeceğim.
Adının Armin olduğunu öğrendiğim oğlan anlayışla gülümsedi "Neyse, ben seni fazla zorlamayayım sanırım travmadan dolayı bizi biraz unutmuşsun. Ben senin çocukluk arkadaşınım Mikasa. Biz dördümüz küçükken hiç ayrılmazdık ama bir şekilde ayrıldık ve ben tam yedi yıldır sizi arıyordum. Levi'nin sayesinde sizi bulabildim. A-" Eren yeniden söze dahil oldu "Biz Mikasa'yı yormayalım fazla Armin. O biraz dinlensin biz de dışarı çıkıp biraz birşeyler yiyelim. " Armin kafasını salladı. "Sonra görüşürüz Mikasa.İstediğin birşey var mı? " dedi Armin. "Hayır, sağol. " dedim. Kafasını sallayıp dışarı çıktı. Eren de bana uzunca bir bakış attı. Bir an ürperdiğimi hissettim. Kafasını iki yana sallayıp kapıyı kapattı.Gözüm üstümdeki çarşafa kaydı. Bazı yerleri kan olmuştu. Ve üstümde çarşaftan başka hiçbirşey yoktu. Yok, hayır sakin oluyorum. 1 missipisi, 2missipisi, 3 missipisi... Armin ve Eren girdiler ve beni bu halde gördüler ve en beteri de Eren bana uzunca bir baktı. Düşündükçe yanaklarım kızarıyor.
Kapının yeniden açılmasıyla düşüncelerim bölündü. Gelen.... Gelen Levi'ydi. Hemen gözlerimi kapattım. Neden bilmiyorum uyuma numarası yapma ihtiyacı hissetmiştim. Ayak seslerinden yatağın diğer tarafına geçmek için dolandığı belli oluyordu. Yatağın sol tarafında bir ağırlık hissettim. Levi yanıma mı yatmıştı yani?Kolunu başımın altına koyup beni kendine çekti. O an her ne kadar çok fazla canım yanmış olsada dişlerimi sıkıp sesimi çıkarmadım. Saçımı kokladı.
Nedense o yanımdayken birden utanıyordum, kalp atışlarım değişiyordu. Sürekli onun yanında olmak istiyordum, onun yanında olmak beni mutlu ediyordu...
Derin bir nefes alıp söze başladı"Herşey benim yüzümden oldu Mikasa. Benim yüzümden sen zarar gördün. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Başlangıç
Fanfiction(RivaMika kitabıdır.SNK zamanıyla ve olaylarıyla alakası yoktur.) 4 tane çocukluk arkadaşı.Eren,Armin,Mikasa ve Levi.Hepsi de tek başlarına hayatın zorluklarıyla mücadele etmeye çalışıyor.Bir gün tesadüf eseri karşılaşıyorlar ve hikaye burada başlıy...