Jongdae'nin ölümünden iki gün sonra Minseok yatağında bağdaş kurarak oturmuş, şişkin gözleriyle boş boş karşıya bakıyordu.
Hayatının aşkını kaybetmişti.
Onu şimdiden özlemişti. Kısa bir mesajına dahi razıydı ama sorun şurdaydı ki, artık o hayatta değildi.
Fakat hâlâ rüyalarına girmeye devam ediyordu Jongdae. Elini uzatıp onun yanına gelmesini söylüyordu Minseok'a. Minseok da onun yanına gitmeyi isterdi.
Zaten Jongdae'yle de bu konu yüzünden tanışmamışlar mıydı? Minseok intihar etmek istediğinden ona mesaj atmıştı en başta. Şimdi ise ona tekrardan ulaşmak için bunu yapabilirdi.
Onu hayata döndüren son şey de gittiğine göre Minseok'un varolma sebebi neydi? Tüm günleri onu düşünüp acı çekmekle devam edecekti. En azından onun yanında olayım, diyordu içinden. Jongdae de onu yanında istiyordu ve Minseok onun isteğini kıramazdı, kıyamazdı.
O anda aklına bir şey geldi. Bu işin en başında kendi canına kıymakta kullanacağı bir bıçak olmalıydı hemen buralarda bir yerde. Bu nedenle kuvvetini ayağa kalkmada kullandı ve çekmeceleri karıştırdığında, bir kutunun içindeki bıçağı çıkardı.
Bıçakla bakıştı birkaç saniye, sonra da üstündekini çıkardı. Ayakları adım adım banyoya götürüyorken bedenini, hiç engel olası gelmedi Minseok'un. Belki de en başında bunu yapsaydı çok acı çekmezdi bile. Banyoya girince kapıyı arkasından kapadı ve altı üstü iki dakikayı küvetin dolmasını bekleyip harcarken elindeki bıçağı incelemeye devam etti gözleri.
Kendini suyun içine bıraktığında şimdiden ne kadar rahatladığını fark etti, ki az sonra kalbinin durmasını sağladığında daha da rahatlayacağı belliydi.
Bıçağı elinde birkaç tur çevirdiğinde son kez sevdiği adamın ismini anmak istedi. Bıçağın ucuyla bileğine sevdiğinin adını ince ince kazıdı. Bileğinden kan akmaya başladığında acıyı umursamadı. Çünkü şimdi yapacağı hiçbir şey, Jongdae'nin ölümünden daha fazla acıtamazdı. Hem bu şekilde onu bulacak kişilere neden kendini öldürdüğüne dair bir bilgi vermiş oldu.
Sonra diğer bileğini çevirdi ve bıçakla derin bir kesik açtı. İşte şimdi vücudu sıcak suya rağmen titremeye, nefesleri kesik kesik olmaya başlamıştı. Bilekleri uyuştu ve şeffaf su kırmızının tonlarını almaya başladı.
Acıyordu, acıyordu tabii ama sonunda isteğine kavuşmuştu Minseok. Sonunda bu kötü hayatına son vermişti.
Gecenin ilerleyen saatlerinde, Minseok'un kalbi durdu ve Jongdae'nin yanına gitti.
Ama Jongdae'yi bulamadı.
●○●○●○●○●
"Geçen gün intihar eden kişiyi hatırlar mısınız? Hani bileğine bir isim yazan ve küvette kendini ölüme bırakan kişiyi?"
Karakolun büyük ama dağınık odasında konuştu, Park Chanyeol. Diğer arkadaşlarıysa onu dinlemek için rahat bir pozisyonda oturdular.
"Bildiğiniz gibi, kurbanımız intihar etmiş. Küvette, bileklerine derin kesikler bırakmış ve kan kaybından hayatını kaybetmiş."
Onu bıkkınlıkla dinleyen Sehun bacak bacak üstüne attı ve kollarını bağlayınca, "Bunları biliyoruz." dedi.
Ardından Jongin merakla sordu, "Ama intihar ettiyse bunun bir sebebi olmalı, değil mi?"
"İşte olay da burada başlıyor." Chanyeol büyük bir zevkle söylediğinde diğerleri olaya dikkatlerini verdi. Chanyeol ise birkaç belgeyi önüne koydu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
suicide hotline ;; chenmin
Fanfiction[1st hotline fic] minhyung: Burası intihar hattı mı? markiplier'in videosunu izleyip esinlenerek yazdığım bir kurgu. 16.10.2017 kısa hikaye #42 cover by me 19.12.2016