BÖLÜM 9

41 4 1
                                    

Sabah Cemre nin çekiştirmesiyle zorda olsa uyandım. Tabi Hazal hanım gece geç saatlere kadar Yağızı keserseniz durum bu olur. Off ya benim uykum çok vardı. Gözlerimi ovuşturup cemrenin  suratına bakmaya başladım. Beni uyandırdığı için beyinsiz tek hücreli amip arkadaşımı birazdan yolacaktım. Hem okul yok bişey yok allahın dağında beni niye rahatsız ediyordu ki hemde bu saate.

Cemre
-"Kalk hadi Hazal yeter o koca poponu büyüttüğün". Dedi saçlarını toplarken.
Saçlarını dağınık bir topuz yapıp aynanın karşısına geçti.

Ben yorganı kafama kadar çekip uykumun gitmemesi için dua ediyordum o sırada.

Ben
-"Sa-na-ne".

Cemre kafamdan yorganı çekip yere attı. Gerizekalı!. Sabah sabah sinir etmekte üzerine yoktu zaten.

Ben
-"Ya nevar ya niye uyandıruyorsun beni yine ne oldu".

Cemre
-"Beden hocası yürüyüş yapacağımızı söyledi neymiş efendim erken kalkıcakmışız yoksa yakarmış". Dedi komikti bu hareketi çünkü beden hocasının taklidini yaparak konuşmuştu. Ben gülmemek için kendimi çok zor tutarken kalkıp hazırlanmaya başladım. Sonuçta zorunluduyduk. Hemen gardıroptan siyah bir sweet-tsort alıp üstüme geçirdim. Altınada yine aynı renkte olan bir tayt alıp giyindim. Ben yüzüme üç beş bişeyler sürerken Cemre spor ayakkabılarından birini seçmeye başlamıştı çoktan. İkimizinde işi bittiğinde dışarı çıkıp hocanın öğrencileri sıraya geçirdiği yere doğru yürümeye başladık. Sıraya geçtiğimizde gözüm sebepsizce Yağızı aradı fakat hiç bir yerde yoktu. Aras cemrenin yanına gelip yanağından makas aldı. Cemre ona hernekadar kızsada bu Arasın umrunda değilmiş gibiydi.

Aras
-"Günaydın kızlar".

Ben
-"Günaydın Aras"
-"Yağız nerde?". Dedim merak içinde.

Aras
-"Giyinip gelecek". Demesiyle Yağızın yanıma gelmesi iki dakika içinde olmuştu.
Yanıma geldiğinde yüzü biraz kötüydü. Sanki üzgündü. Birşeyler olmuştu ama bunu bana belli etmemek için yüzünü toparlamaya çalışıyordu. Ama ne kadar saklasada yada saklamaya çalışsada iyi olmadığı her halinden belliydi.

Ben Yağıza dönüp yüzünü inceledikten sonra hemen konuşmaya başladım.

Ben
-"Yağız iyimisin?"

Yağız
-"İyiyim". Dedi hiç haz etmediğim soğuk bir şekilde. İyi değildi işte buna biliyordum.

Ben
-"Yalan söylüyorsun".

Yağız
-"HAZAL İRDELEME, söylemek istediğim bir şey olsa söylerdim. Gerek duymuyorum". Dedi yüzünü başka bir yöne çevirerek. Soğuktu. Herzamankinden daha soğuk. Yutkundum. Belkide gerek duymuyordu belkide önemsizdi oyüzden bende onun gibi yaparak yüzümü başka bir yere çevirdim. Önemsemiyormuş gibi görünmeye çalıştım.
Zaten biraz sonra hoca geldi ve bizi komut vererek koşturmaya başladı...
Koşmaktan nefes nefese kalmıştım. Benle birlikte Cemre de aynı şekildeydi biz bir yerde soluklanırken onlar hala koşmaya devam ediyorlardı. Cemre dizlerinin üstüne elleriyle bastırarak dinlemeye başladı. Bende bir ağaca yaslanıp nefesimi düzene sokmaya çalışıyordum. Moralim hernekadar düşsede koşmak iyi gelmişti. Mert yanımıza gelerek bizi koşanların yanına götürdü. Biraz daha koştuktan sonra hoca eliyle dur işareti yapıp bizi durdurdu. Herkes soluklanıp yanlarında getirdikleri sularını içmeye başladı. Hoca bizi sıraya soktuktan sonra yerine geçip konuşmaya başladı.

Hoca
-"Çocuklar biliyorsunuzki burda son günümüz ve bugünü iyi değerlendirmek için harika bir planım var. Şimdi planımı açıklamadan önce eşinizin yanına geçin".

Hoca cümlesini bitirdikten sonra hemen Yağızın yanında geçtim. Yağız bana bakmadan yanına gelmem için yer açtı. Bu hareketine ne kadar kırılsamda fark ettirmemeye çalıştım. Neden benden uzaklaşmaya çalışıyorki. Neden dün gece çok iyiyken şimdi yüzüme bile bakmıyor anlamıyordum. Ne yapmıştımki bilmeden en iyisi bunu ona sormaktı.

SİYAHIN AŞKIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin