Sabahın ilk ayazında alarm'ın iğrenç sesiyle güne başlamak zorunda kaldım sabahın altı olmasına rağmen anneannemin mutfakta olduğunu anlamak zor değildi kahvaltı hazırlıyordu yine aç aç işe gitmemem için her sabah üşenmeden kahvaltı hazırlıyordu bana tebessüm ederek lavaboya girdim rutin işlemlerimi hallettikten sonra mutfağa anneannemin yanına gittim çok zengin değildik ama allaha şükür durumumuz o kadar da kötü değildi anneannemin ve dedemin emekli parası ile geçiniyorduk ama ne yazıkki pek yeterli gelmiyordu o para onun için bir işe girmiş elimden geldiği kadarıyla eve yardımda bulunmaya çalışıyordum kol kanat geçiniyorduk işte ses çıkarmamaya özen göstererek bir öpücük aldım yanağından o anki korkuyla baş parmağını damağına koyup
"Dur deli kız bir gün beni kalpten götüreceksin""Allah göstermesin zeynep sultan o nasıl söz "diyerek yer sofrasına oturdum anneannemi çok seviyordum annemden ve babamdan geriye kalan sadece onlar kalmıştı ve kardeşime bu zamana kadar bize bakıp büyüten kişi anneannem ve dedemdi kahvaltımı yaparken telefonum çaldı arayan ömerdi heyecanla telefonu açtım
- efendim ömer
+uyandıysan eğer seni almaya geldim işe geç kalıcaz-tamam 5 dakikaya hazırım diyerek telefonu kapattım
Heyecanla yerimden kalktım bugün ilk iş günümdü önceki iş yerimden de memnundum ama patron a zıt gittiğim için kadın benden pek memnun değildi anneanneme sarılarak "ben hazırlanıyorum çok geç kaldım prensesim ömer gelmiş "diyerek hızlıca odama girdim ne giyeceğim diye düşünürken hiçbirşeyim olmadını farkettim en son 1 sene önce alışveriş yapmıştım ve komşuların verdiği eski püskü kıyafetlerle dolanıyordum o sıra gözümden bir damla yaş aktı neyse şimdi ağlamamın sırası değildi hızlı bir şekilde kıyafetlerimi ve ayakkabılarımı giyip dışarı çıktım ömer arabada beni bekliyordu ömer benim ilk aşkımdı kendimi bildim bileli onu seviyordum benim ilkimdi herşeyimdi oldukça zenginlerdi babasının arazileri ve marketi vardı annesininde kuaföre vardı kendisi ise aylak aylak geziyordu amcasının iş yerinde çalışacaktık garson olarak benim için de iyi bir deneyim olacaktı aşçılık okuyordum ve bir yerden başlamam lazımdı sevinçle yanına gittim aksine onun beti benzi atmıştı birşeyler ters gidiyordu yada yine ben kuruntu yapıyordum
"günaydın "
Dedim gülümseyerek zoraki bir gülümseme yerleştirdi suratına "günaydın afra"
anlamıştım birşeylerin ters gittiğini
" neler oluyor ömer "
Tepkisizce yüzüme baktı
"Annemle kavga ettim "
Klasik birşey gibi geliyordu benim için kavga etmiş olmaları her gün kavga ediyorlardı nedeni bilemedigim bir sebepten dolayı sustum tepki vermedim çünkü konuşsam bağırıp çağırıcaktı susmak en iyisiydi 20 dakikalık yolculuktan sonra büyük elit bir restorantın önünde durduk normal hayatta böyle bir yerden yanlışlıkla geçmem bile imkansızken şimdi burada çalışacaktım heyecanla arabandan indim ömer heycanımı anlamış olacakki güven verircesine elimi tuttu bende gülümsemekle yetindim beraber restorant girdik yüzünün tamamı boya olan kokoş bir kadın tiksinircesine yüzüme bakıp yanıma yaklaştı
" dilencileri almıyoruz içeri çıkın lütfen " diyerek beni azarladı
Ben birşey demek için ağzımı araladım sırada ömer çoktan yanımdan ayrılmıştı daha ilk gün sakin ol afra diyerek kendimi tutmaya çalıştım fakat kadın beklemekten bıkmış olacak ki elini kaldırıp vuracağı sırada elini hava da yakaladım boşuna 2 sene karete yapmamıştım değil mi?
"Bana bak boya küpü ben dilenci felan değilim buraya çalışmaya geldim onur bey bizzat kendisi beni arayıp çağırdı"Karşımdaki kadın benden böyle bir tepki beklememiş olacak ki şaşkınlıkla yüzüme baktı "sen afra olmalısın beni takip et lütfen"
Birşey demeden boya küpünü takip ettim ve göstereşli bir kapının önünde durduk boya küpü bana yapmacık bir gülüşüyle içeriyi işaret etti bense kadının gülüşü aksine sert bakışımı atarak içeri girdim personel odasına doğru ilerledik mini bir etek ve beyaz gömlek uzattı ben ölsem bunları giymezdim ve makyaj malzemeleriyle yanıma geri geldi
"Al bu kıyafetleri giyin ve makyajını yap 5 dakikaya hazır ol " ne saçmalıyordu bu kadın
"Bakın ben makyaj yapmayı sevmiyorum ve bu etek sizce de çok kısa değil mi"