Eline aldığı taş parçasını sinirli bir şekilde denize fırlattı. Üzüntüsünü ve sinirini böyle çıkarıyordu Duru. Çok sevmiş ve kaybetmeşti o. Böyle bir şeyi hak etmeyen birisiydi. Çok acı çekmişti ama en çokta bu ağır gelmişti. Sevdiği bir insanın onu hiç değmeyecek birisiyle aldatılması onu gerçekten yıkımıştı. Aslında Duru çok güçlü bir kızdı. O her türlü engeli atlatmış bugünlere gelebilmişti. Borayı çok seviyordu her şeyden çok. Onun ilk aşkıydı Bora. Sürekli acı çekiyordu ve bunlara dayanamıyordu artık. Bir an için " İntihar etsem mi acaba? " diye düşündü ama o lanet herif için değmez diye düşündü. Kahverengi uzun saçları yeşil gözleri ve çilek rengine benzeyen dudaklarıyla çok güzel bir kızdı Duru.
Eline aldığı diğer taşı da bir hışımla denize fırlattı. " Denize acımıyor musun hiç? " sesini duymasıyla birden irkildi. Yanına uzun boylu bir erkek çocuğu gelmiş ve hemen yanına oturmuştu. Sorduğu soru üzerine biraz şaşırmıştı Duru. Ne diyeceğini bilemedi bir süre çocuğun mavi gözlerini izledi. Aynı deniz gibiydi gözleri. Ama cevap vermediğini fark edince " Nasıl yani? " dedi. Çocuk Durunun elinde olan taşı ve ardından denizi gösterdi.
" Deniz kendi maviliğinin içinde gidip gelirken sen neden onu aşık olduğu maviliğinden ayırıyorsun ki?" dedi çocuk. Duru bir süre düşününce çocuğun ne demek istediğini gerçekten iyi anladı. Şuan kendi yaşadığı bir durumu başka birisine daha yaşatıyordu. Bu insan olmasa bile bir denizdi. Eşsiz maviliği ve insanı büyülüğen dalgaların dans edişi...
Duru " Özür dilerim " dedi karşısında duran çocuğa bakarken. Karşısında duran çocuk ise yarım bir şekilde gülümsedi ve " Bir şeyi acıttıktan sonra ne kadar özür dilesen , ne kadar üzgün olduğunu belirtsen de bir işe yaramıyor. Bittikten sonra hiç bir şeyin anlamı kalmaz ki " dedi.
Duru'nun yaşlı teninden bir damla daha yaş aktı. Çocuk onun bu halini görünce " İyi misin? " dedi. Duru başını olumsuz anlamda iki yana salladı. " Anlatmak ister misin? " sorusunu duyunca tekrar çocuğun mavi gözlerine baktı ve " Neden hep canım yanmak zorunda? " dedi tiz çıkan sesiyle. Karşısındaki çocuk Duru'nun halinden anlamış bir tavırla " Çok mu sevdin sen? " dedi Duru'nun başını eğmesiyle bunun bir evet olduğunu anladı ve şöyle devam etti
" Çok seven kaybeder "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Deniz Mavisi.
RomanceÇok seven çok mu kaybederdi? Aşk insanı mutlu da edebilirdi mutsuz da. Aşk körebe oyunundan farksızdı. Gözlerimiz kapalı yaşıyorduk her şeyi. Bir nevi herkes ebeydi bu hayatta. Karşımıza çıkan insanları sobelemeyi çıkarken bizim için önemli olan sak...