Gerçekler

30 2 0
                                    

İçeride bulamayınca belki hava almak için dışarı çıkmıştır diye düşündüm. Bahçeye çıktım fakat burada da bulamayınca arka tarafa dolandım. Kısık kısık sesler geliyodu. Hemde bir kız sesi ! Köşeden kafamı uzatıp sesin geldiği yöne baktım. Birde ne göreyim ? Bu olamazdı, gözlerime inanamıyorum. Hemde en nefret ettiğim kişiyle,Asya ile öpüşüyürdu. Bundan daha kötüsünü düşünemiyordum.

"Devrim sen bizi yanlış anladın gördüğün gibi değil açıklayabilirim."

"Neyi açıklicaksın Oktay, doğumgünümde beni aptal yerine koyup bu kızla aldattığını mı açiklicaksın ha"

"Ben seni aldatmadım, bir anlık olan bir şey di bu, ben sadece seni seviyorum."

Asya: "Bir anlık olan bir şey mi? Farkındaysan biz uzun bir süredir beraberiz Oktay."

"Ne uzun bir süredir mi? İnanmıyorum sana Oktay. Hadi bu oruspudan beklerim de senden hiç beklemezdim."

Oktay: "Gerçekten özür dilerim Devrim sana bunları yaşatmak istemezdim lütfen beni affet."

Asya: "Kusura bakma Devrim sana açıklicaktık, bu şekilde öğrenmeni istemezdim, neyse ben gitsem iyi olcak galiba."

Yok birde kalsaydı, inanamıyorum deliricem ya, onun saçını başını yolmak istiyorum tabi Oktay'ında"

"Gününü berbat ettiğim için çok üzgünüm ama beni affetmen için elimden geleni yapıcam sana söz veriyorum."

Oktay'a doğru yürüyüp yanağına bir tokat attım

"Kendini bana affettirmek mi? Sen neyin kafasını yaşıyosun? Biz diye birşey yok sayende, inan bana yüzünü bile görmek istemiyorum, hatta sesini bile duymak istemiyorum, bu yüzden sakın beni aramaya kalkma çünkü açmicamı biliyosun."

"Tamam aramam, uzun bir süre karşına da çıkmam ama lütfen sinirin geçince sakin bir kafayla konuşalım."

"Bu ne yüzsüzlük, defol burdan!"

"Tamam gidiyorum"

Her şey birkaç dakika içinde gerçekleşmişti. Hayatımda yediğim en büyük kazık bu olmuştu. Gözlerimden akan yaşlara engel olamıyordum, sakinleşmek için biraz bekledim çünkü kimsenin beni bu halde görmesini istemiyordum.Sakinleştikten sonra içeri girdim, herkes olanlardan habersiz eğlenmeye devam ediyordu. Ama Yağız ve Azra hemen yanıma gelip "Bir şey mi oldu" diye sordu. "Hayır" dedim.

Azra: "Olmuş işte belli inat etmede anlat"

Okadar kötü mü görünüyodum gerçekten.Ama şu an bunları konuşmak istemiyordum.

"Sonra anlatırım" deyip onları tersledim.

Onlarda daha fazla ısrar etmeden yanımdan ayrılıp danslarına kaldıkları yerden devam ettiler.

KÜÇÜK DİLEK, BÜYÜK AŞK.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin