Kaçmak sanırım en kolay olandı ve ben deli gibi koşarak kaçıyordum üzerimde ki gri solmuş hırka omuzlarımdan sıyrılmak üzereydi.Nefes nefese kalmıştım ama buna değerdi.özgürlüğe değerdi. elimde küçük bir bavul,cebimde uüz lira ve beni bekleyen özgür bir yaşam.Sonunda otobüse yetişmiştim.Bekle beni yeni bir hayat.
Bu arada Elif ben Elif Yılmaz 20 yaşında kendi halinde sıradan bir kızdım ta ki annem vefat edene kadar.Annemin ölümünü henüz atlatamadan babam ve abim bana hayatımın ikinci şokunu yaşattılar.Üniversite sınavlarına deli gibi hazırlanmış ve emeklerimin karşılığını almıştım.Özel bir üniversitenin psikoloji bölümüne yüzde yüz bursla yerleşmiştim fakat hevesşm kursağımda kalmıştı babama sınav sonucunu söyleyemeden o akşam eve görücü gelmiş ve babam fikrimi dahi sormadan beni o sümsük Ferhata vermişti.Durum böyle olunca bana fazla seçenek bırakmayan babama söylene söylene gizlice üniversite kaydımı tamamlamış internet üzerinden yurt başvurumu yapmış hatta part time bir kaç iş başvurusunda bulunmuştum.Bir hafta öncesinden otobüs biletimi de alınca kaçışa hazırdım.Yaklaşık 7 saat sonra İstanbulda olacaktım.Bu hayalle tekrar gülümsedim ve otobüsün orta sıralarında olan 17. koltuğa yerleşip gözlerimi huzurla kapadım.Yeni hayatımın bana neler getireeğini bilmeden.
1 AY SONRA
Çalan alarma sinirle gözlerimi dikip,içimden söve söve uyandım.Okullar açılalı yaklaşık bir ay olmuştu ve ben bu süre zarfnda hem çalışıp hem okula devam etmeye çalışıyordum.Allahtan okula ve yurda çabuk alışabilmiştim hatta bi kaç akadaş bile edinmiştim. Paytak adımlarla dolabıma ilerleyip dar paça siyah bir kot ve üzerine kırmızı askılı bir body ile üzerime salaş siyah hırkamı geçirmiştim. Saate bakmayı akıl ettiğimde ise derse 20 dakika kalmış olması nihayet adımlarımı hızlandırmamı sağlamıştı Yurt kapısından çıkarken Esrayı görüp yanına yaklaşmıştım.Karşılıklı günaydınlaştıktan sonra o kendi amfisine ben ise kendi amfime doğru yol aldım.Orta sıralardan birine yerleşip dersi dinlemeye başladım.Hoca sonunda ara vermişti cidden biran hiç bitmeyecek sanmıştım. hızlı adımlarla cafeye doğru ilerleyip arka masalardan birine yerleştim ve O'nunla göz göze geldim. Mehmet Giray ARSLAN'la.