Kardeşim eğer bir önce ki başlıkta ki isme yani vehhabi iftirasına uğramışsan, müfteriler hiç vakit kaybetmeden bu sefer seni harici olmakla suçlayacaklardır. Sebibi ise onlardan ve onların batıl ilahlarından-rablerinden teberri edip yanlızca dinini hak olan'a has kılmandır. Bundan dolayı karşında sürekli sana muhalefet olan, kendi lehlerine getirdikleri deliller de sadece heva ve heveslerinden kaynaklanan aciz insanlar göreceksin. Bilakis onların getirdiği her delil aksine onların aleyhinedir. Te'vil daha doğrusu mananın Ta'tili sayesinde içinde bulundukları duruma pay çıkaran iftiracılara milyonlarca kez veyl olsun.
Aziz kardeşim; Hak ehlinin değişmeyen özelliklerinden birisi de insanları sürekli karşılarında bulmaları, toplumların hep azınlık gurubunu oluşturmalarıdır. Öyle ki sen insanları hayra çağırsan yobaz, kendini islama nispet edenleri islama çağırsan harici, hariciyi i'tidale çağırsan mürcie olarak yaftalanırsın. Bu ve buna benzer yaftalamalar bizleri davamızdan kesinlikle caydırmamalı, ehli sünnetin şiarı olan "kınayıcının kınmasından korkmazlar" kaidesini kendimize mihenk taşı edinip hakkı daima dillendirmeliyiz.
Evet kardeşim, Bize harici diyenler bizim ulul emr(!) e olan isyanımızı delil göstermekteler. Ulul emr olarak niteledikleri hakikatte ulu'l kufr olan devlet reisleri; Abd gibi büyük bir şeytanlara "kadim dostumuz, müttefik, misyon ortağı..." gibi ihanet dolu sözleri sarf etmekten hiç çekinmeyen insanlardır. İfade ettiğimiz gibi bu tür tuğyanlardan ve onların destekçisi olan insanlardan teberri ettiğimiz için harici damgası yemekteyiz. İbrahim aleyhisselam'ın hanif dininin müntesipleri iddasında bulunan bu iftiracı kezzaplara, aynı İbrahim aleyhisselam'ın babasına ve kavmine olan nidasıyla seslenir ve deriz ki "Biz sizden ve Allah'ı bırakıp taptıklarınızdan uzağız. Sizi tekfir ediyoruz. Siz bir tek Allah'a inanıncaya kadar, sizinle bizim aramızda sürekli bir düşmanlık ve nefret belirmiştir... (Mümtehine 4)"
Bizi harici olarak isimlendirenler, bizi harici yaptığını düşündükleri tekfir meselesinin kendi üzerlerinde olan yansımasını ayın on dördünde ki ışık kadar net olduğunu görmezler. Bizler tekifiri şer'i çerçevler içinde ki yaparken onlar, tamamen nefislerinin kendilerine güzel gösterdiği biçimde yapmaktalar. Allah korkusunu hiç gözetmeden hiç bir delil sunmadan; filanca cemaat kafir, filanca örgütün islamla alakası yok, filanca zaten ajan... gibi cahiliyye özellikleri kendi üzerlerinde tezahür etmiş bulunmakta. Kısaca bize tekfirci diyenler tekfirin alasını yapmaktalar.
Bizim Allah'tan olan niyazımız, Allahın kendi resulune öğretmiş olduğu şu duadır;
"Allahım hidayet ettiklerinin yoluna beni de hidayet et. Allahım afiyet ver. Dost edindiklerinle beraber beni de dost edin. Verdiğin şeyleri bana müberek eyle. Hükmettiğin şeylerin şerrinden beni koru.Şüphesiz sen hüküm verirsin fakat kimse sana hüküm veremez. Senin sevdiklerin zelil olmaz. Senin düşman oldukların asla aziz olmaz. Rabbimiz sen mübarek ve yücesin." (Ebu Davud)
YOU ARE READING
Yoksa sende mi Vehhabisin?
Historia CortaBu davanın bir köşesinden tutan her kardeşin en az bir defa bile olsa karşılaştığı durum;