0.1

75 13 15
                                    

Erza Scarlet 

Önüme gelen tabağa baktım. Çilekli pasta. Yavaşça tabağa elimi uzattıktan sonra alıp kokladım. Taze olduğundan emin olduktan sonra insanların bakışlarına aldırmadan çatalımı da masadan alıp yemeye başladım. Çilekli pasta benim için bir yaşam tarzıydı. Her ne kadar sonrasında aldığım kalorileri vermek için uğraşsam da vazgeçemediğim aşkımdı. Çilekli pasta, ÇİLEKLİ PASTA. 

Tabağımdaki pasta bitince normalde yenisini alırdım, ama kızlarla pikniğe gidecektik ve bu hayatta çilekli pasta kadar sevdiğim bir diğer şey ise kesinlikle pikniktir. Yani daha fazla yersem Lucy'nin yapacağı pastayı ve Mira'nın yapacağı börekleri yiyemezdim ve ölmek için fazla gencim. Bu yüzden garson çağırıp hesabı istedim ve ödedikten sonra hemen bulunduğum kafeden çıktım. Piknik yapacağımız yer yürüme mesafesiyle bakarsak az önce çıktığım erden 15-20 dakika uzaktaydı ve ben erken çıktığım için istediğim kadar oyalanabilirdim. 

Yerde dünkü yağmurdan kalma su birikintileri vardı ve.. çok ilgi çekicilerdi. Fazlasıyla. Çok fazla. Aniden gelen bir dürtüyle yolun ortasındaki kocaman ve parlak birikintiye doğru atıldım. Nedense fazla dikkatimi çekmişti ve tek düşündüğüm ona basmam gerektiğiydi. Bir bitiş çizgisi gibi duruyordu ve ben, ona ulaşacaktım. Kendimi yolun ortasına attığımda kulağıma gelen bir korna sesiyle iki kol tarafından yakalanıp kaldırıma çekilmem saniyeler içinde gerçekleşmişti. Kendime geldiğimde beni çekenin yaşıtım bir çocuk olduğunu gördüm. Mavi saçları ve yeşil gözleri vardı. Sağ gözünde, gözünün üstüne ve altına gelen kırmızı bir dövme vardı ve hızlı hızlı nefes alıyordu. Doğrulmama yardım ettikten sonra bir süre suratıma endişeli gözlerle baktı. Nefesini düzene soktuğunda konuşmaya başladı.

''Ne yapıyordun sen orada?''

''B-bilmiyorum.''

Bana 'ciddi misin' der gibi bakmaya başladığında devam ettim.

''Teşekkürler.''

''Önemli değil. Dikkatli ol.''

Kafamı hafifçe öne doğru eğip tebessüm ettim. Düşünceli insanların hâlâ var olması beni çok mutlu ediyordu. Ama az önce ne yaptığım aklıma gelince yüzüme ciddi bir ifade takınıp o su birikintisine baktım. Cidden beni çekiyordu. Az önce yola atlamadan önce durduğum yerde, vücudum yola dönük bir şekilde durdum ve kırmızı ışığın yanmasını bekledim. Kısa bir  bekleyişin ardından kırmızı ışık yandı. Bu esnada yanımdaki çocuk az önce olduğu yerden hiç kımıldamadan beni izliyordu. Sanırım yine yola atlayacağımı düşündü. 

 Akıllı çocuk. Tam da öyle yapacağım. Kırmızı ışık yandığı anda koşup o su birikintisine bastım. Yanımdaki arabalar camlarına sıçrayan su yüzünden korna çalıp bağırsalar da umrumda  değildi. Tahmin ettiğim gibi suyun içinde bir şey vardı. Sular etrafa saçılınca daha iyi görünmüştü. Aslında orada bir pet şişe genişliği ve derinliğindeki bir çukur vardı ve içinde de küçücük bir ördek yavrusu. İçindeki su çok yüksek değildi bu yüzden yavru boğulmamıştı ama burada durmaya devam ederse illaki ezilirdi. Bu yüzden hemen elimi çukura soktum ve yavruyu almaya çalıştım. Korkutmamaya çalışıyordum ama bir yandan da yeşilin yanması an meselesiydi ve arabalarına su sıçrattığım adamlar bana acıyacakmış gibi durmuyordu. 

 Hızla yavruyu yakalayıp yukarı çektiğim esnada yeşil yanmıştı ve tam önümdeki adam arabayı bana doğru sürmüştü. Korkak değildim ve bundan korkmadım. Arabanın ön kısmına ayağımı koyarak zıplayıp arabanın üstünden koşup ve kaldırıma atladım. Araba ne yaptığımı fark edemeden ilerlerken ben elimdeki yavrunun annesinin nerede olabileceğini düşünüyordum. Etrafıma bakınırken yanımdaki mavi saçlı çocuk konuştu.

Scarlet |Jerza| -Gökyüzü Serisi 4-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin