Merhaba Ben Brook Az Önce Nedenini Bilmediğim Ve bana Söylemeyen Harry ile ayrımıştım.Göz yaşlarım önümü doldururken kendı kendıme Avril Lavingne'nin I WİSH YOU WERE HERE Şarkısını mırıldanıyordum .Hiç beklemediğim anda benden ayrılmasına gerçekten çok üzülmüştüm ki ona aşıktım.Nedenini Zayn'i arayıp sordugunda bilipte bana söylemem gerektiğini söylemişti.Ağlayarak eve gittiğimde Annemim evde olmamısı için dua ediyordum.Annemin uyudugunu gordugumde sessice odama çıkıp ağlamaya başladım.Nedenki mutluyduk,çok mutluyduk.Diye ağlayarak kendimi uykuya teslım ettim.
5 YIL SONRA......
Kapı hızlıca çalıyordu, sabahın bu saatinde bu biraz anormaldi.Bu yüzden az da olsa telaşlandım ve hızlıca aşağıya indim.Kolu kendime çektiğimde karşımdaki surat beni çok şaşırtmıştı.Burada ne işi olduğunu merak ediyordum.5 yıl sonra kapımda ne yaptığını...
'Neden buradasın sen?'
'Brook seni ona götürmeliyim.'
'O kim Zayn?'
'Kim olcak Tabikide Harold Brook.
O da kim?'
Üzerime yürüdü ve beni kapıya sıkıştırdı ardından gözlerini bana dikti.Bir süre ona baktım ve yutkunup konuştu,
'Seni hastalığı için terk eden adam.'
'Hastalık mı?'
Ne diyordu bu ne hastalığı o hasta değildi ve beni bunun yüzünden terk etmemeliydi.Hayır!Bu, bu olmuş olamazdı Harry ben,i düşündüğü için bunu yapmış olmazdı.O babam gibi değildi olamazdı!
.Ama hayır,bu olmamalıydı.Ne o ne de başkası hiç kimse eskiyi bana hatırlatmamalıydı.
'Ama ben senin..'
'Hayır, ben ondan vaz geçemezdim.
'Benimle geliyorsun.'
Sesimi çıkarmadan onu takip etmeye başladım.Konuşmuyordu.Sonunda bizi bir hastaneye getirmişti.Koridorda ilerledik ve bir oda önünde durduk.
'Sen gir Brook .
5 yıldır görüşmemiştik.Onu tekrar görmek, işte bunu yapmak çok tuhaf geliyordu.Sonunda toparlandım ve kolu kendime çektim.
Oda aydınlıktı yatakta arkası dönük birisi vardı ama Harry'e benzemiyordu.Bu adamın saçları yoktu.
Geri dönmeye karar verdim.Muhtemelen yanlış gelmiştim.Arkamı döndüğüm sırada ardımdan bir inleyiş yükseldi,
'Brook gitme.'
'Ha...ha, Harry?'
'Evet benim.'
Sesi acı içerisindeydi.Ona yaklaştım.Saçları yoktu, derisi eskimeye yüz tutmuştu.O değişmişti, değişmişti fakat bir şeyi aynıydı.Gözleri.
'Neyin var senin?'
'Muhtemelen ölüyorum bebeğim.'
Ellerini kavradım ve göz yaşlarımla cevap verdim,
'Sen ve ölmek mi hadi ama daha çok kadın bulacaksın, benim kalbimi kıracaksın ama ölmeyeceksin, hayır bu olmayacak.'
'Ben seni bu yüzden...'
'Sen de babam gibiydin ha?Beni düşündüğün için bıraktın ha?'
'Sen babanın..'
'Öğrendim işte, lütfen Harry geri dönmeyi dene.'
'Yapamam.Hastalığım gerçekten çok ilerledi.
Konuşmadım,Konuşamadım.Çünkü boğazıma gelen bir yumruk benım konusmamı engelliyordu.Sadece sustum ve sarıldım.
'Ağlama.'
Dediğinde birşey demedim .Sadece bir daha bırakmayacak gibi sarıyordum onu kollarıma.
Sarılırken makınadan garip garip sesler çıkmaya başladı.Ayrıldığımda Harry'ın nefes alamadığını gördüm..Harry birden öksürmeye başladı.Şiddetle öksürüyordu.'Harry, Harry iyi misin?Hadi hadi kes şu öksürüğü!'
'Ben...iyi....iyi...'
'Öksürükler kesilmiyordu.Hatta eline kan bulaşıyordu.Bense göz yaşlarımı tutamıyor ve onu izliyordum.Sonunda durdu ve yaşlı gözleriyle inledi,
'Canım yanıyor Brook.'
Sevdiğim adam gözlerimin önünde eriyordu ve ben hiç bir şey yapamıyordum.Ses tonundan acı fışkırıyordu,
'Brook ben ben senin sevdiğin adam olmayı beceremedim...'
'Böylek konuşma!Tanrı aşkına böyle konuşma aptal herif.Ben seni seviyorum yapma!'
Elini dudağıma götürdü ve fsıltıyla inlercesine konuştu,
'Ben ölüyorum Brook.Ama seni severek ölüyorum.Canım acısada, derim pul pul dökülsede, saçlarım olmasada artık umursamıyorum.Ben bunu geç öğrendim.Ama iyi öğrendim.Benim hayatım sendin ve ben senden vaz geçerek onu 5 yıl önce bitirdim ve ben...'
Sözünü bitirmesine izin vermeden onu öptüm, yavaşça sessizce, inleyişine aldırmadan son kez.Ayrıldığımızdaysa düzensün nefesiyle bana tekrar fısıldadı,
'Ben seni sevdim.Ölene kadar hatta öldükten sonra bile sev...'
Büyük bir öksürük krizi daha ve titreyen bir vücut.Nefessiz kalan bir deri,
'Hayır, harry!Hayır!Yapma!Ölemezsin!Hayır!Beni yine bırakma dur!'
İşe yaramıyordu.Beni dinlemiyordu.Yırtınıyordu.Bağırıyordu.Oda doktorlarla dolmaya başlamıştı ama Harry iyileşemiyordu.Birden durdu.Kıpırdamıyordu.Sevdiğim adam hareket etmiyordu.
Doktor durdu ve hemşireye baktı,
'Yazın, ölüm saati...'
***
1 AY SONRA...
Harry'in ölümünden sonra Birçok kez intihar etmeye kalkışmıştım fakat Niall her seferinde buna engel olmuştu.Çocuklardan izin isteyerek Dısarı cıktım.Arabama bindikten sonra Harry'le ilk tanıştığımız yere gelmiştim.Tüm İngiltere ayağımın altındaydı.Yavaşça ilerlemeye başladım.Aşağıya baktığımda Heryer betondu.
'Geliyorum sevgili,geliyorum yanına.Birdaha asla bırakmamak üzere.' diyerek bıraktım kendimi aşarıya.
