Nedir ?

Aşk Nedir ?

aşk o kadar büyük bir kavramdır ki, yeryüzündeki tüm lisanları kullanarak günlerimi harcasam yinede anlatamam fakat benim anlatabildiğim, senin anlayabildiğin kadarını yazabilirim. aşk çok başka bir şeydir bence, kimisi vardır evcil hayvanına aşık olur kimisi içtiği içkiye kimisi yazdığı kitaba kimisi de yazılan kitabı okumaya, çok çeşitli aşık olunabilir. peki aşk denilen şey gerçekte nedir ? ilkokulda görüp onsuz yaşayamayağınızı düşündüğünüz ama okul çıkışında arkadaşlarınıza eğlenirken aklınızdan uçup giden o kişiye beslediğimiz his midir ? yoksa biraz daha büyüyüp ergenlikte olduğunuzu sandığınız o his uğruna içtiğiniz antidepresanlar , alkoller, uyuşturucuların vücudunuza girmesini sağlayan şey midir ? yoksa uğruna dağları deldiğni iddia eden ferhat'ın şirin'e beslediği tarifi olmayan bir his mi ? ancak perspektifimizi genişletip başka açılardan bakarsak öldürmeye aşık olan albert fish'in son sözü ' elektirikli sandalyede idam kararını duyunca, daha önce tatmadığım bu zevki tadacağım için çok heyecanlandım ' işte bu da bir aşk. fakat kime göre ? neye göre ? bizlere bazen çok saçma gelen şeyler bir başkası için uğrunda canını feda edebileceği kadar çok değerli olabilir.  mesela bir taş.  evet bir taş, sokakta tekme atıp tekmenizden sonrasını düşünmediğiniz ufak bir taş. sizin için hiç bir anlamı olmayabilir ama belkide bundan onlarca sene önce o taş bir kişinin hayatında geçirdiği en güzel/kötü günü anımsatan bir anı hatırlatıcısı idi ? ve o taşa her bakıldığında bir anıyı hatırlayabilen insanlar vardı ? bu mümkün olabilir. işte aşk bu saydıklarımın hepsini ve sayamadığım nicelerini kapsayan dev bir meçhulden başka bir şey değildir. çok fazla üzerinden prim de yapılır şarkılar , diziler, kitaplar vs. bunlara bir bakın hep aşk içerirler çünkü aşk insanı çeker, aşk insanı yorar , aşk insanı üzer , aşk insanı güldürür , aşk insanı pişman eder , aşk insanı yok eder , aşk insanı yeniden hayata döndürür, aşk insanı öldürür , aşk insanı yaşatır. aşk o kadar karışıktır ki sizi üzede bilir güldürede bilir, bu kişinin şansına kalmış bir şey. şahsen aşk konusunda pek yüzüm gülmedi bu yüzden acılı kısmı anlatıp tarif edebilirim. aşktan yüzü gülenler de okumalı ve bir oh çekmeliler :) aşk denilen boyuta ortaokulda geçtim ama o zamanlar bambaşkaydı şu anki yaşıma, yaşantıma göre. her şey öğretmenin sevdiğim kıza verdiğim kağıdı görmemesinden ibaretti, kolaydı. yaş ilerledikçe yaşantı değişti, yaşantı değiştikçe ben değiştim, ben değiştikçe çevrem, çevrem değişince her şey değişti. aşk çok esnektir ki bu nedenle o da değişti. ve sonra birini sevdim detaya girmeye gerek yok ' sevdim ' demem yeterlidir bence. şans işte o beni sevmedi bu çok klasik bir şey, çok fazla düşünecek zamanım oldu kendime sorduğum her sorunun cevabını bulurken tek bir soru senelerce cevapsız kaldı, o soru sadece 'neden ? ' di, yani bir bakınca karşıdakinin umrunda bile değilken onun umrunda olmayışının 2 katı neden umrumdaydı ki ? bu gerçekten çok saçma ve işte aşkı cevapsız bırakan temel sorulardan birisi. ama çokta tecrübe edindim bu yolculukta, hayatınızda yaşadığınız her olaydan her saniyeden tecrübe edinirsiniz. ama en büyük tecrübenizi sizi en çok üzen ve yıpratan şeylerden edinirsiniz. çok üzülüp yıpranan tanıdıklarım vardı hallerine güldüğüm, ne oldu ? devir değişti ben gülünür hale geldim. ama asla utanmayın sevmekten ve sevilmekten eğer hem seviyor hem de seviliyorsanız arkanıza yaslanıp hayatın güzelliklerini yaşayın, ama pek denk gelmez o ikisi :) doğru insan yanlış insan ikilemi olur hep ama olsun bırakın aldatsınlar, bırakın arkanızdan vursunlar , bırakın cinsel açlıkları için sizlere sevdiklerini söyleyip kandırıp çekip gitsinler, bırakın güveninizi yıksınlar. bunlar olmasın istersiniz ama olmalılar. olmalılar ki bundan sonraki hayatınıza yön verebilesiniz, neye nasıl yaklaşacağınızı kararlaştırabilesiniz, tecrübelerinize dayanıp hareket edebilesiniz. ve sakın yanılgıya düşmeyin, sevmediğiniz birisinden alacağınız sahte gülümsemeler değil, sevdiğinizden alacağınız hakiki gözyaşlarıdır gerçek aşk.