BİR YÜZÜCÜNÜN HAYATI

545 5 4
                                    

1. Bölüm

Sabah yataktan kalkıp banyoya koştum. Sinsi abim yine benden önce davranmıştı.

"Ya abi çık artık, yarım saattir ağaç oldum!"

"Yürü git işine Merve. Ağaçlar insanlara faydalıdır. Sense sadece o bilgisayarınla uğraşıyosun."

"Of abi of."

Ama sen görürsün Mert Bey. Abimin odasına gidip az bulunan renklerdeki guaj boyalarının kapağını açtım. Böylece hem oda boya kokacaktı hem de boyalar kuruyacaktı. Tam planımı uygularken annemin sesini duydum.

"Merve Dursun, mutfaktan bekleniyorsunuz."

"Geliyorum anneee!"

"Mutfak Merve."

"Anne o ne ya öyle, Haluk ve Meltem gibi."

"Yemek soğuyo hadi."

Mutfağa gittiğimde burnuma güzel kokular gelmedi. Çünkü yumurtadan ve kokusundan nefret ederim. Oups. Ben size kendimi tanıtmadım .s

Öhm öhm.

Ben Merve. Dursun. Merve Dursun. Soyadımdan anlayabilmişsinizdir diye düşünüyorum, babam Ahmet Dursun. Beşiktaşlı futbolcu olan yani. Neyse. Mert diye amele bir abim var. Hobilerim müzik dinleyip tablette takılmak. Futbol oynuyorum. Forvetteyim. 17 yaşındayım ve İstanbul da yaşıyorum. Şimdilik bu kadar yeter.

Yemeğimi yeme düşüncelerime kapılmışken, babam sesiyle düşüncelerimi sonlandırdı.

- Yemeğini yemelisin Merve.

-Peki baba.

-Ömrüm azaldı herhalde.

-Neden öyle dedin ki?

-Mutlaka bir cevap bulursun ya kızım, ondandır.

-Aman anne sende of ya.

-Doğru söylüyo kızım annen.

-Ha bu arada, biz seni yüzme kursuna yazdırdık.

- Of Serpil, ağzında bakla ıslanmıyor seninde yahu.

-Kaçırdım hayatım ne yapabilirim?

-Hop gençler, yüzme kursu nerden çıktı şimdi ?

-Okulda disipline gitmiştin ya,  sağolsun Celal Bey önerdi. Bizde neden olmasın diye kabul ettik.

-Tenis olmaz mıydı ?

-İş işten geçti.

Odama gitttim. Abim duvara yaslanmış öbür duvara top atıyordu. Olanları anlatınca gülerek "Yüzme kursuna mı?" Dedi.

"Cellat önermiş." "Nasıl kurtulabilirim?"

"Kolunu ya da bacağını kır. Bi ay rahat olursun."

"Olmaz, futbol var. Başka bi şey lazım bana."

"Öl o zaman."

Oflayarak yanına oturdum.

"Ha ha çok komik."

"Tabi ki."

"Kendini beğenmiş."

"Bilmiş kız." dedi ve yatağımın üsündeki yastığı alıp kafama vurdu.

"Annee oğlun dövüyo yetişin yaa!"

"Sen bi gitsene şu evden."

"Abim şaşır yani artık. 20  yaşındasın bizle yaşıyosun."

"Üniversitem var akıllı."

Deyip yerden sigara paketini alıp gitti. Bu arada telefonuma mesaj geldi. Bende masaya gidip baktım.

"Sayın Merve DURSUN;

Kursunuz saat 14:30 da başlayacaktır. Öğretmeniniz Barış DENİZ dokzuncu kulvarda sizi bekliyor olacak. İyi dersler."

Barış? Deniz? Yüzme öğretmeni mi? Olamaz.

"Hey Jason. Dırı rım dırı rım rım rım. Talk Dirty To Me."

"Efendim Dilara?"

"Bugün gezelim mi?"

"Olmaz, üzme kursum var."

"Yüzme mi?"

"Evet maalesef."

"Ne güzel işte kızım. Belki öğretmenin yakışıklıdır."

"Of. Suyu sevmiyorum. Ayrıca abin öğretmenim."

"Barış abim değil ikiz kardeşim bu biir. Hem ne güzel hoşlandığın çocukla olcaksın bu ikii. Ayrıca Barış tipsiz du da üüç.

"Boş işler genel müdürü."

"Neyse şarJım bitiyo görüşürüz asq."

"Hoşçakaal muah."

***

Dolabımın kapağını açıp mayomu aradım. Saat 14:00 olmuştu. Mayomu buldum ve giydim. Üstüme sarı bir polo giyip kot pantolonumu geçirdim. Saçmı bağlayıp yola çıktım. Varddığımda karşımda iki bina vardı. Neyseki arkadaşım Koray'ı gördüm. Yanında da Didem vardı. Yanlarına gidip yüzme kursunun yerini öğrendim.

"Didem, Koray."

"Aa canım naber?"

"İyiyim sağolun. Biraz acelem var da, yüzme kursu hangi binada?"

"Şu mavi bina tatlım."

"Teşekkürleer."

"Hoşçakal."

Didem ve Koray. Koray üst sınıf. Yani dört.. Didem benim yakın arkadaşım. İkisi de çok iyi insanlar.

***

Binaya girip danışmaya vardım. Adımı söyleyip soyunma odasına geçtim. Çantamı koydum ve havuzun kenarında Barış ı beklemeye başladım. Sıkılıp suya girdim. Ben beklerken okulun popileri yanımdan geçti. Bu tipimle onlara alay konusu olmamak için suya daldım. Gidene kadar da çıkarmadım. Onlar gidince birisi başıma dikildi. Hemen kafamı çıkarıp ona doğru kaldırdım.

- Harika, üç dakika beş saniye.

- Anlamadım?

- Suda kaldığın süre. Ciğerlerin çok iyi.

- Teşekkürler.

- Hangi stilleri biliyosun?

- Kol ve bacak çırpıyorum sadece. Yani kulaç.

- Ona serbest stil deniyo.

Çocuk bana ilk günden İlber Ortaylı tarzında laf soktu.

- Biliyorum hocam.

- Tamam o zaman küçük hanım, 300 metre gidiyosun. Sonra kurbağa öğreniceksin.

" Gençler, 300 metre serbest stil gidicez, tam kulvardayız. Düdükle başla.

"300 METRE SERBEST STİL Mİ? YANDIK DESENE!"

Tabletten yazdığım için yazım yanlışlarım olabilir.  Kusura bakmayın .s Bir de birisi kapak yaparsa çook sevinirim. Mutlimedyayı halletmeye çalışırım.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 14, 2014 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

BİR  YÜZÜCÜNÜN  HAYATIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin