9

244 48 1
                                        

lila aktı bir fırça darbesiyle,
bardağın içine hapsedildi, sonrasında her yer kapkaranlık.
saçların gibiydi ilk baktığımda,
ve sonra saçının her teli bir şiirime dönüşmeye başladı.
siyahtan geri dönüş olmadığını anlamıştım bir başka renge,
ne turuncuya ne de güneşin o parlak ahengine.
beyazı sürdüm saçlarına,
yaşlandın artık
bu genç yaşında.

ne demiştim sana, ben seni ömrünün sonuna dek severim demiştim. değil mi?
ellerin hâlâ yumuşacık,
bir resmi okşadım sırf bu yüzden.
korkma, yaşlanmadın daha.
henüz bir turuncu sabah olmaktan bıkmadın sabahlarıma,
o masaya gidip oturuyorum her gün, bir pencere kenarı.
ve duvarda senin tablonla.

bir gece daha geçsinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin