Sabah uyandığımda evde tek başımaydım.Gece geç saatte eve geldiğim için Joon sung Juliet'i kendi evine götürmüştü.
Bugün hava çok güzeldi.Kuş seslerini duyabiliyordum.Telefonumu elime aldım ve mesajlara baktım.Jungkook mesaj atmıştı.
RichKook68:
-MinJung bugün hava çok neşeli değil mi?MinJung31:
-Ah evet ben de şimdi aynısını düşünüyordum.RichKook68:
-Neyin aynısını?MinJung31:
-Senin düşündüğünün aynısını..RichKook68:
-Ben ne düşünüyorum biliyor musun?MinJung31:
-Söylicen mi?RichKook68:
-Hadi beraber dışarı çıkalım!MinJung31:
- Jungkook nereye gitmeyi düşünüyosun ki?O sırada kapı çaldı bijamalarla açmaya gittim.Bijamalarımda o kadar muhtesemdi ki Türk dizilerindeki evde kalmış kız imajı vardı üzerimde.
Merdivenlerden aşağı depar attım ve
kapıya koştum.Kapiyi açtığımda Jungkook'u gördüm.Jungkook:
-Selam
-Ne çabuk geldin
-Evet biraz öyle oldu.Şey bu senin için...
Elindeki gülü bana uzattı.Cekinerek gülü elinden aldım ama elindeki kanı gördüm:
-Jungkook...Elin kanıyor.
-Ah önemli değil gülü koparirken oldu.
-Nasıl önemli değil??
-Evet çok canım yanmıyor zaten,gülü seven dikenine katlanır değil mi?
-Burda bekle,dedim ve içeri yara bandı almaya gittim.Bana verdiği gülü suya koydum ve elimde yara bandıyla geri döndüm.Ben:
-En azından bunu yapıştıralım.
Jungkook'un elini kavradım.Damarlarini hissedebiliyordum.Elini okşamak istedim ama kendime hakim oldum.Elini çevirip bileğinin hafifçe üzerindeki yaraya baktım.Cok büyük çaplı olmasa da içimi acitiyordu.Yara bandını yapıştırdım.