CESARET

871 14 0
                                    

Sabah Luci'nin telefonuyla uyandım.Ah doğru ya bugün kızlarla piknik yapıcaktık ama sabahın yedisinde de kaldırılmaz ki.Zar zor kalkıp üstüme siyah şortumla gri atletimi geçirip saçımı topuz yaptım.Şimdi  gidip yıkanamazdım kafama gözlüğü geçirip çıktım dışarı.Luci'nin uyandığını tahmin ettiğim için evine uğramadım bende direk Gabriell'e gitmeye karar verdim.Açıkcası bu dört kişilik arkadaş grubumda en sevdiğim Gabriell'dir.Diğerlerinide çok sevirim tabi ama Gabriell ayrıdır benim için.Turuncu saçları yemyeşil gözleri vardır.Ama yüzündeki çillerden nefret eder nedense.Tamam  benimde yüzümde çiller fazlasıyla var bende sevmem  ama onda farklı duruyor işte.

Kapısına geldiğimde zile biraz fazla bastığımdan annesi açtı ve samimiyetlikten tamamiyle uzak içeri davet etti.Kadın haklı sabahın köründe evlerinin önüne dayanmıştım.Gabriell'in odasına girdiğimde şaşırmadığım bir dağınıklıkla karşılaştım.Hızlı hızlı koşarak kendimi atıverdim yatağın üstüne.Ben gülsemde canım arkadaşım huysuz huysuz homurdanmaya başladı.

-Hadi kalk huysuz piknik yapıcaktık unuttun mu?

-Aaaah unuttum ben onu lanet olsun kalk üstümden Bade!

Üstünden kalktığımda oda yataktan kalktığı gibi yüzünü yıkamaya gitti,geldiğinde üstüne kot bi t-shirt geçirdikten sonra zaman kaybetmeden attık kendimi dışarı.Markete uğrayıp yiyeceklerimizi alıp piknik yapacağımız yerin yolunu tuttuk.Yolda ise Ally ve Maggi'yi aradık onlar bizim aksimize giyinip yola koyulmuşlar bile.

Ben Bade arkadaşlarım gibi bende 17 yaşındayım.Ailemle birlikte Kanada'da yaşıyoruz.Üç sene önce babamın işleri yüzünden Kanada'ya taşındık.Babam türk.Sıradan bir hayatım sevdiğim arkadaşlarım ve 3 aylık bir ilişkim var.Adı Robin, lisenin başından beri beni sevdiğini itiraf ettiğinde bende ona karşı boş duygular beslemediğimi anlamıştım.Ama ne yazık ki biraz geç bir itiraftı bu.Ne biliyim daha erken konuşmuş olsaydık bu konuları, daha çok beraber olurduk.Okul daha yeni tatil olmasıyla birlikte kızlarla sürekli bişeyler yapıyoruz.Kumral tenli yeşil gözlü rahatsız edici 1.80 cm boyundayım yüzümde de fazlasıyla çillerim var.Allahıma şükürler olsun ki düzgün vücudum var. Ama yinede pek sevmem kendimi.Kızlar hemen sinirleniyor ben böyle diyince.

Gabriell'e birlikte piknik alanına geldiğimizde tabikide Luci bizden önce gelmiş masaya birkaç parça yiyecek koymuştu bile.Bizde ona yardım etmeye başladığımızda aklıma Robin geldi.İki gündür doğur dürüst konuşamamıştık.

-Kızlar diyorum ki Robin'i de çağıralım hem çok buluşamıyoruz güldürür eğlendirir bizi şaklabanlık yapar.dedim gözlerimi masadan kaldırmadan,sanki önemsiz bişey söyler gibi.

-Ooo gelsin tabi gelsin tabide çocuğa fırsat vermiyorusun ki bizi güldürsün.dedi Gabriell bana yan gözle gülerken.Tabikide Gabriell'den çekinmiyordum asıl çekindiğim Luci'ydi en başından kanı ısınmamıştır Robin'e.O sırada Luci'ye yavru kedi misali bir bakış attım.Luci'de biraz durakladıktan sonra..

-Gelsin bakalım giderin özleminizi.dedi aynı Gabriell gibi bir bakış attı.Tabi bende utanarak sevinç çığlıkları attım ve hemen mesaj attım.Hemen hazırlanıp geliceğini yazmıştı.

Hazırlığımız bittiğinde tam Ally ve Maggi'ye mesaj atıcaktım ki arka taraftaki ağaçların arasından bağrışları geldi.Bu iki kız kardeş tamamiyle birbirlerinden zıt yaratılmışlardı.Ally melez ve aramızdaki en tarz kızdır.Çok güzel giyinir modayı yakından takip eder.Maggi ise Ally'den daha koyu tenlidir ki bu durumda zenci oluyor ve gruptaki en soğuk kanlı aynı zamanda da en mantıklı olanımızdır.

Yanımıza kavga ede ede sonunda gelebildiler.Bizde onların hallerine gülerken 

-Yine başlamayın hadi sofra hazır oturunda başlıyalım gençler.dedi kahkahalar içinde Luci.Maggi bir anda

-Hayır anlamıyorum bir insan neden şu lanet olası ağaçların ordan geçerken kardeşini korkutur ki?

-Sende neden kovaladın ki bir anda bende onu anlamadım.dedi Ally karşılık olarak.

Onların kavgaları devam ederken Robin göründü ağaçların arasından.Ah bu çocuk hep böyle tatlı mı olucak?Şimdi ben nasıl tutucam kendimi.İç sesimle konuşurken aynı zamanda bana yaklaşan Robin'e bakıyordum.O daha yanımıza varmadan kendimi tutamadım ve koşarak bacaklarımı açıp kucağına atlayıverdim.Onun da hoşuna gitmiş olacak ki kalçalarımdan tutmasıyla beni gülerek öpmesi bir oldu.Boynundan tutarak öpüşmeye devam ediyorduk ki beni kızların yanına getirdiğini bile farketmedim.Kucağından indiğimde Robin ve kızlar gülmeye başladılar.Ne yapayım yani kaç gündür görmemiştim özlemem doğal değil mi?

-----

Zamanın nasıl geçtiğini anlamamışım birkaç saat içinde kahvaltımızı kahkahalar içinde yapmış herzaman ki gibi Robin altımıza edinceğe kadar eğlendirmişti.Sıra oyun oynamaya geldiğinde hepimiz şişe çevirmecede karar kıldık.İlk olarak Ally'le Gabriell'e geldi.

-Doğruluk mu? cesaretlik mi ?.diye sordu mutlu bir şekilde Ally.

-Tabiki de cesaretlik bebeğim.dedi Gabriell heyecanlı ama bi okadar endişeli bakan gözlerle.

-O zaman şu ağaca sarılıp ''ben bir koalayııım'' diye bağır bakalım.dedi bağırarak. Heey konu Gabriell olunca bu onun için çocuk oyuncağıydı.Gabriell hiç sesini çıkarmadan seri adımlarla koca ağacın yanına gitti ve Ally'nin tam da istediğini gibi yaptı.Etrafta piknik yapan kişiler şaşgınlıkla baksalarda Gabriell önemsemeden yanımıza geldi.

Oyun devam ederken yanımda oturan Robin burnunu yavaş adımlarla boynumda gezdirerek 

-Umarım şişe sana ve bana dönmez yoksa başına iyi şeyler gelmicek.dedi nefesini boynumda hissederken.Kısık sesle konuşması bile yetiyordu.O küçük kahkahasını sadece ben duymuştum ve o güldüğünde ona döndüm.

-Umarım gelir ve bende cesaret seçerim sen bana kötü bişey yaptırmazsın..önemli olan senin benim elime düşmemen?dediğimde yüzünde ki gülümseme kulaklarına kadar gelmişti.O tatlı gülüşüne dayanamayıp alt dudağına uzandım ve güzel bir öpücük bıraktığımda elini belime sardı.Tam o sırada kızlardan biri öksürdüğünde Robin'den ayrılmak zorunda kaldım.Ama Robin işini iyi biliyor ki ben geri çekilince elini belime o harika vücuduna bastırdı.Tabi bende bundan rahatsız değildim.Şişe en son Luci'yle bana geldiğinde neler olacağını o piç gülüşünden anlamıştım.

-Doğruluk mu? cesaretlik mi ?dedi gülüşü daha büyümüştü.Bende ona gülerek

-Cesaret! dedim.

-O zaman öpüşünde içinizdeki ateş sönsün gençler.dedi gülerek.Herkes gülmeye başladığında bende zaman kaybetmeden tabiki de Robin'nin dudaklarına yapışıverdim.

Neden bilmem bu sefer içim rahat doya doya öpüştük.Robin aynı zamanda gülüyordu benim halime bu da benim hoşuma gidiyordu.Tam olarak Robine döndüğümde eli bedenimi tam olarak kavradı ve üst dudağımı sömürene kadar böyle devam etti.Kızlara arkadam dönük olduğu için onların görmediğine eminim.

Ben Robin'den ayrıldığımda kızlara döndüm ve Gabriell bana birşey söylicekmiş gibi bakmaya başladı.Gözlerini benden kaçırdı ve kızlara bakarak söze girdi.

-Arkadaşlar okullar tatil oldu ve Kanada'da eğleniceğimiz pek bir yerde yok.Bende diyorum ki biryere gidelim ama bu farklı bir yer olsun.dedi nedenini anlamadığım bir şekilde çekingen görünüyodu.

-Nasıl bir yermiş bu onuda düşündün mü bari?dedi Maggi dalga geçer gibi söyledi ama ciddi gözüküyordu.

-Ben diyorum ki Bade'nin bize hep bahsettiği memleketine yani Türkiye'ye gidelim çok eğlenceli olmaz mı? Gözleri kocaman olmuş hepimizin gözlerine bakıyordu.

--------

Umarım beğenirsiniz arkadaşlar karakterlerin çoğunu betimlemeye çalıştım ama Robin karakterini resimle görmenizi istedim çünkü aklımdaki resim tamda bu fotoğrafa uyuyordu.Dediğim gibi resimdeki Robin arkadaşlar.

CESARETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin