Biraz daha yürüyünce bir şeye çarptığımı hissettim.Ama önümde hiçbir şey yoktu.Oturup düşünmeye başladım ki,aklıma Kalkan geldi.Ayağa kalktım ve kolumu uzattım,bir şeyin içinden geçtiğim belliydi,ama hala kalkan olduğuna fazla inanamıyordum.Yavaşça tüm vücudumu geçirdim.Sonra kendimi karlı bir dünyada buldum
Anlaşılan Marina'nın bahsettiği kalkan buymuş.Karlı yolda ya da tabelada yazan KAR YOLU'nda ilerlemeye başladım.Bir süre daha yürüdükten sonra iyice acıktım ve üşümeye başladım.Zaten kıyafetim de fazla kalın değildi.
Yaklaşık yarım saat daha yürüdüm ve sonra oturup dinlenmeye karar verdim,ama çevrede hiç oturucak yer yoktu.Biraz daha yürüdüm ve bir ev gördüm.Eve hala uzaktım.
Daha da yürüdükten sonra eve vardım ki,tam kapıyı çalacakken aklıma geldi.Ya içeride kötü biri vardıysa? Evin arka kısmına oturup beklemeye başladım.İçeriden gülüşler,kahkahaların sesi geliyordu.Bazen birisi bir şey söylüyor,sessizlik oluyordu.Sonra aralarından bir tanesi "Gelecek,merak etmeyin..." diyordu.Ve başka şeyler söyleyip tekrar gülüyordu.En sonunda bir tanesi Hadi gidip yemek yiyelim. dedi ve tüm sesler kesildi.Onlar gittikten sonra kendimi rahat hissetmeye başladım.
İçeri gireyim mi girmeyeyim mi karar veremiyordum.İçeriden sesler gelmeye başladı.
"Hadi ama gelsene yemeğe."
"Aç değilim."
"Burada oturunca bir şey değişmeyecek küçüğüm."
"Korkuyorum,ya gelmezse.Bu hepimizin sonu olur.Biliyorsun."
"Hissediyorum,çok yakında.Ve eğer biz aç olursak ona yardım edemeyiz."
Kimden bahsettiklerini anlamaya çalışırken aklıma mektup geldi.Eğer bir şeye karar veremezsen veya çaresiz,umutsuz,tükenmiş kalırsan aç bu kutuyu. Çaresiz,umutsuz,tükenmiş,aç ve uykuluydum.Cebimden kutuyu çıkarıp açtım.İçinde bi kağıt vardı.Okumaya başladım.
Sevgili Marcus,
Eğer sen bu mektubu okuyorsan kesinlikle bir aynasındır.Aynalar şuan bulunduğun (muhtemelen) yerlerde yaşar.Onlar insanlardan farklıdır.Fazla anlatamayacağım ama onlar mevsimleri düzenler.Yüzyıllardır.Ve onların uzun bir süredir bir düşmanı var.
Bu düşman, yüzyıllar önce aynaların seçildiği yerdeymiş.O da seçilmeyi çok istiyormuş.Fakat Güneş (yada güneş olduğu söyleniliyor) onu seçmemiş.Güneş saygılı olan ve görevleri seçilmek için değilde sorumluluğu olduğu için yapan birtakım kişileri seçmiş.Seçilmişler ölümsüz.Bu kişiler yüzyıllarca hüküm sürmüş ve mevsimleri düzenlemişler.Biri dışında.O da düşman tarafından ikna edilmiş.Mevsiminden nefret etmiş ve halkını da soğutmuş.Sonbahar Kralı...Halkı intihar edip öldü ve onun da dünyaya gittiği söyleniliyor.Sonbahar halkı ve kralının gidişinden sonra milyonlarca ayna orayı terketti yada intihar etti.
Aynaların geçmişte ne olduğu bilinmiyor,belkide insan.Ve ben seninle tanıştığım günden beri senin ayna olduğunu düşünüyorum.Belki de Sonbahar Kralısın,bilmiyorum.Ama eğer Sonbahar Kralı geri dönmezse tüm gezegen yok olacak...
Her neyse karlı bir yol boyunca yürüdüysen karşına bir ev çıkıcak.Oraya gitmelisin.Orada sana her şey açıklanır,merak etme.
Umarım görüşebiliriz.Kendine iyi bak...
Marina Skale
Okumayı bitirir bitirmez mektubu tekrar kutuya ve cebime koyup ayağa kalktım ve evin kapısına ilerledim.Ve kapıyı çaldım...
