Yıkılıyoz Be !!!

770 14 1
                                    

 DANİ

 “Ziziziziziziziziziz…..”Bu ne sesi böyle yine mi kulağım çınlıyor yoksa? Ay ben ne diyorum bu o lanet saatin sesi. Gözümü hiç açmak gelmiyor içimden….. OOfff bu saat hiç durmak bilmez mi? İlla ki beni kaldıracak deme? Yavaşça ve istemsizce yatağımın öbür tarafına döndüm. Bir taraftan bu kulağımı çınlatan sesin altında ezilirken bir taraftan da elimle saatin kapatma düğmesini arıyordum. Nerede bu ya! O an dayanamadım ve saati yere fırlattım.

Bu lanet olası saati neden bu sabah çalmaya ayarladığımı hiç bilmiyorum…… Uyumam lazım- Bir dakika bir dakika  ne diyorum ben ya bu gün Üniversitenin ilk günü hemen hazırlanmazsam ilk günden geç kalıcam .

  

İlk olarak banyoya koştum. Banyo için suyu hazırladım. Suyun ısındığını anlayınca küvete yavaşça girdim. Şampuanı almak için elimi perdeden çıkardım ve şampuan yerinde elimi gezdirdim. Olamaz! Şampuan burada değil. Nerede bu yaa.

İyice etrafıma baktıktan sonra şampuanın banyo kapısının yanında olduğunu gördüm. Tanrım bunu kim oraya koymuş ya! Hangi salak şampuanı kapının yanına koyar ki? Haa doğru ya ben koymuştum. Zaten bu evde benden başka kim yaşıyor ki. Tüh ya şimdi onu almak zorundayım. İstemsizce küvetten çıkıp havluyu üstüme sardım. Yavaşça çıplak ve ıslak ayaklarımla kapıya doğru yürümeye başladım. Yerler çok ıslaktı. Bir de sabuna bastığımı düşünüyorum da halim ne olurdu?

AAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAA…!            

……………………………………………………………………..

  Okula geldiğimde yanağımdaki o büyük morluğu soranlara ne kadar sabuna bastığımı söylesem de inandırmakta zorluk çekiyordum.

Öğle olduğunda yemekhaneye gittim. Yemeğimi aldım fakat oturacak yer yoktu. Hangi masaya oturmak için gitsem  masadakiler beni kovuyorlardı. Of ya bu ne biçim bir hayat böyle. Herhalde burada tek arkadaşı olmayan benim.

Utancımdan önüme bakamadan yürüyor kendime boş yer arıyordum. O  an bir kişiye çarptım. Elimdeki yemek yere düştü. Kafamı kaldırdığımda onun elindekiler de yere düşmüştü.

LİAM

Tanrım bu kız ne yaptı böyle.

“Önüne baksana be! senin yüzünden bütün yemeğim yerle bir oldu.” Dedim.

“A-a-asıl sen önüne bak! Tamam mı?  Benim yemeğim de yere düştü.”

“Önüne bakmayan sendin şapşal” Dedim. Sözünü keserek.

“NEEEE! Sen kime şapşal diyorsun. Asıl asıl  sen şapşalsın.  Bir bayana şapşal diyecek kadar şapşalsın şapşal herif.” Dedi bağırarak. Bu kız ne kadar da şapşal dedi öyle .

“Sen ne diyorsun.Ancak senin gibi şapşal bir insan bu kadar şapşal kelimesini kullanabilir ” Dedim kendimden emin bir şekilde.

“Ben mi şapşalım? Hele sen kendi haline bak.” Dedi kendini bilmişçesine.

“Ne varmış benim halimde. Sen kendine bak çirkin! Ha bir dakika dur. Sen şimdi aynaya bakarsan bayılırsın en iyisi hiç bakma kendine sen.” Dedim.

“Sen kime çirkin diyorsun” Dedi. Sinirlenmişe benziyordu. Eline aldığı makarnayı bana doğru fırlattı. Ben de refleks olarak kafamı eğdim. Şansa bak makarna tabağı Jessica’ya denk geldi. O okulun en havalı ve popüler kızı. Eyvah yandık biz!

Yıkılıyoz be!!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin