Haruka - Harun
Rin - Rıza
Makoto – Mahmut
Nagisa -Niyazi
Rei - Ragıp
Gou - Güzin
Aiichiro -Arif
Seijuro -Seyit
Sousuke - Serhat
Momotaro – Mehmet
Bir bahar günüydü, Rıza kimya dersinden pelte olmuş bir beyinle çıkmış, spor salonunun arkasındaki sigara köşesine doğru yürüyordu. Beyaz gömleğinin kolları kıvrılmış, kravatıysa kravatlıktan çıkma sınırının eşiğine kadar gevşetilmişti. Rıza elleri ceplerinde nöbetçi öğretmenlerin gözüne batmamaya çalışarak voleybol oynayan çömezlerin yanından geçip yavaşça spor salonunun köşesinden döndü, ağaçların gölgesinde biraz ilerlerken bir yandan da sigara köşesine göz attı. Şanssızlık bu olsa gerek, okulda en az görmek istediği insan grubu cılız ve sigara dumanına maruz kalmaktan hayata küsmüş bir ağacın altında kahkahalar atarak sohbet ediyor, şakalaşıyordu. Rıza onları görmezden gelip spor salonunun duvarına yaslandı, pantolonunun beline sakladığı sigara paketinden bir sigara çıkarıp ağzına koydu. Tam da ağız tadıyla sigarasını yakıp keyfine varabileceğine inanmaya başlamışken kulak tırmalayıcı bir ses bu hayallerini adeta çöpe attı.
"Rızaaaa! Bize katılsana şapşal şey, ne yapıyorsun orada tek başına?"
Rıza yüzünü ekşitip sesin sahibine baktı, ne kadar görmezden gelmek istese de Niyazi'nin ölse de onu salmayacağını biliyordu. Niyazi her ne kadar minyon tipli ve temiz yüzlü bir çocuk gibi görünse de Rıza hayatında ondan daha sinir bozucu, manipülatif ve yapışkan bir insan görmemişti. Adeta ayaklarını sürüyerek, isteksizce Niyazi ve arkadaş grubunun yanına giderken gruptaki insanları gözden geçirdi. Harun'un aralarında olmadığını fark edince istemsizce yüzü düştü, grup sadece Niyazi, Mahmut ve tanımadığı bir çömden ibaretti. Rıza, Niyazi'nin çim biçme makinesinin insan haline bürünmüş versiyonu olduğunu bilmese bu kadar sesin 3 kişiden nasıl çıktığını sorgulardı ama konu Niyazi olunca genel olarak bir şeyleri sorgulamak anlamsızdı.
Mahmut Rıza'ya bakıp gülümsedi. Rıza Mahmut'u görmezden gelip sigarasını yaktı. Mahmut da Rıza'nın ilgisizliğini görmezden gelip gülümsemeye devam etti. "Kusura bakma, Harun'u indiremedim. Biliyorsun, sigara kokusunu sevmiyor."
Rıza birden bire Harun'dan bahsedilince çektiği nefes boğazına takılsa da öksürmemeyi başarıp dumanı burnundan verdi. "Bunu bana niye söylüyorsun ki, Harun'dan bana ne?"
Mahmut Rıza'nın bu sözlerine karşılık vermeden bilmiş bilmiş (çoğu kişi Mahmut'tan bahsederken 'sevecen' kelimesini tercih edebilirdi ama Rıza bu piçin iliğini biliyordu) gülümseyip cevap vermedi. Rıza bunun üzerine gözlerini devirip tanımadığı çömeze doğru döndü. Çömez yerinde zıplayıp, ürkmüş bir köpek yavrusu gibi Niyazi'ye baktı. Niyazi onu daha da korkutmuş olsa gerek, son çare Mahmut'a bakıp çaktırmadan ona doğru bir adım attı. Rıza gözlerini devirip sigarasından bir fırt daha çekti.
"Rızaaaa! Bugün nargileye gidicez sen de bizimle gelseneee."
Rıza ağırlığını bir bacağına verip Niyazi'ye ilgisizce bir bakış attı. "Hayır."
"Aaaa! Ama çok soğuksun Rıza! Eski günlerin de mi hiç hatırı yok, ha?"
Mahmut, Niyazi'ye uyarıcı bir bakış atıp Rıza'ya döndü. "Niyazi'nin kusuruna bakma Rıza, ama eğer işin yoksa gerçekten ben de gelmeni isterim. Konuşmayalı çok uzun zaman oldu, hem de Harun kendi liginde biri olmayınca çok sıkılıyor. İkinizi birlikte içerken görmeyeli çok oldu."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Free! Anadolu Lisesi Nargile Klübü
FanfictionNargile dumanı altındaki rekabet, her nefeste ve her bakışta daha da alevlenen duyguların hikayesi.