Kimsenin olmadığı bu karanlık sokakta tek başıma yürümeye başladım. Sahil evimize çok uzak değildi. Yavaş yavaş karanlığı ruhumda hissede hissede gidiyordum. Onbeş dakika sonra sahile vardığımda kimsenin olmadığını gördüm. Banklardan birine oturup karanlığın ve denizin huzurunu iliklerime kadar hissetmeye başladım. Bu duyguyu seviyordum. En azından gerçekçiydi. Biraz daha öyle durduktan sonra karşı bankima bir genç oturdu. Uzun boylu,siyah saçlı,karanlıkta tam göremesem de kahverenginin en koyu tonunda olan gözleriyle iyi görünüyordu. Birkaç saniye göz göze geldik. Gözleri dolmaya başladı. Üzgün gibiydi. Yarım saat sonra anlamını çözemediğim manasiz gülücükler saçmaya başladı etrafa. Ayağa kalkıp banka çıktı. Ellerini iki yana açarak "özledim be "dedi. "Annem kokunu özledim,bana kızmanı özledim annem,en çok ta mutsuzluğunun arasında benim yüzüm gülsün diye attığın yarim gülüşlerini özledim "dedi. Yanagima bir damla düştüğünde ağladığımı farkettim. O gülerken ben ağlıyordum. Söylediklerini çok içten söylemişti. Onu anlıyordum. Küçük yaşında canını kaybetmişti. Banktan inip yanıma geldi.
"Ağlama "dedi. Ama bunu derken bile gülüyordu. Eliyle gözyaşlarımı silip bana sarıldı. Neden bilmiyordum ama bende ona sarılmak istiyordum. Bende ona sarıldıktan sonra biraz öyle kaldık. İçimde değişik bir his vardı. Daha önce hiç olmayan bir his. Birbirimizden ayrıldıktan sonra ayağa kalkıp hızlı adımlarla eve doğru yürümeye başladım. Eve vardığımda zili çalıp kapının açılmasını bekledim. Çok geçmeden kapı açıldığında içeri girdim. Hemen odama çıkıp kapımı kilitledikten sonra yatağımda oturmaya başladım. Gözlerimi kapattığımda az önce yaşananlar aklıma geldi. Hâlâ anlamını çözemediğim tuhaf bir his vardı içimde. Daha fazla düşünmemek için ayağa kalkıp üzerimi degistirmeye karar verdim.Tekrar yatağıma gidip uzandım. Gözlerimi yavaş yavaş kapatıp uyumaya başladım.