YABANCI

O Yabancı Çocuk

O KIZ İHANETİ BİZZAT TATTI. HEMDE AŞIK OLDUĞU ÇOCUKTAN... PEKİ BİRDAHA ONU SEVEBİLİRMİ? HIH NE DELİLİK. BELKİ DE BU BİR İHANET DEĞİLDİ,DÜŞMANLARI TARAFINDAN GÖSTERİLEN BİR RESİMDİ. AMA BU KIZ BUNU FARKEDEBİLECEK Mİ ?, İŞTE  BUNU TAM BİLEN YOK :)

    Herzaman ki gibi okula gine geç kalmıştım ama bu sefer  geç kalmamın gerçek bir bahanesi vardı.  Evimizin yanında oturan o moruk yüzündendi. Bu yaşlı adam beni gerçekten çok sinir ediyordu. Zaten bu seferde yaptı yapacağını. Bahçesini sularken beni yanlışlıkla biraz fazla ıslatmış meğersem. Onun yüzünden güzelim saçıma yaptığım maşam mahfoldu. Şimdi bu halde, nasıl okula gidecektim ben !

    Herkes bana sürekli maşa yaptığım yüzünden saçlarını çok yıpratıyorsun diyor ama ne yapıyım bana düz saçta hiç yakışmıyor ki. Bunları kendi kendime sinirlice söylerken okula geldiğimi farkettim. Saatime baktığımda okula yarım saat geç kalmıştım. Bu morukla yarım saat kavga etmiştik ama en azından matamatik dersinin bitmesine de az kalmıştı . Okulun merdivenlerinden yavaşça çıkıyordum , dersin bitmesine yaklaşık on dakika vardı. Bu on dakikayı merdivenlerden çıkarken geçirmeyi planlıyordum ki....  İşte o ses. Müdür gine, 'Yağmur ! bu kaçıncı ğeç kalışın bir daha senin geç kaldığını görmicem.'  diye  abazı çıktığı kadar bağırıyordu.

     Neden geç kaldığımı açıklayacaktım ki ' Hemen sınıfına geç ve üstünü başını düzelt !'diye o çırtlak sesiyle tekrar bağırdı. Bu sefer merdivenlerden hızlıca çıkmaya başladım. Kapıyı tıklayarak sınıfa girdim , ah işte bundan nefret ediyordum. Bir anda bütün gözler üstüme çevrilmişti  ve bütün sınıf aynı anda gülmeye başladı. Neye güldüklerini anlamam uzun sürmedi. Baştan aşağı ıpıslaktım ama bunda gülünecek ne vardı ki !,işte bizim sınıf. Kimseyi takmadan yerime geçecektim ki, kafamı çevirir çevirmez sıramda başka birinin oturduğunu gördüm. Bu çocuğu hayatımda hiç görmemiştim. Bembeyaz dişleriyle oda bana gülüyordu ama bu çocuğun gülüşü bir harikaydı. Tam çoçuğa dalıp gitmiştim ki öğretmenim bana 'Yağmur bir daha geç kalırsan, seni derse almayacağım. Bu sana son uyarım olsun ve de başka bir sıraya geç otur , artık o sırada sen oturmuyorsun!'diye sertçe bunları  söyledi.

     Bu hiç adilce değildi. Sadece sınıfın en arka sırası boştu. Şimdi ona mı oturacaktım? evet, galiba ona oturacaktım. Sinirli adımlarımla sıraya doğru yürürken bir anda zil çaldı.

     DEVAMINI SONRADAN YAZACAĞIM. UMARIM İLERİKİ ZAMANLARDA BU HİKAYE HOŞUNUZA GİDER, ÇÜNKÜ DAHA HİKAYENİN BAŞINDAYIZ VE HİÇBİŞİ BELLİ DEĞİL. :) YANLIŞLARIM VARSA ÖZÜR DİLERİM.