plus↦luke hemmings+michael clifford {au} (Türkçe)

giriş: şişko

Luke'un ağzından

"Neden sürekli beni savunuyorsun?"diye sordu,kahverengi gözlerinde merak ve şaşkınlık vardı.Kaşlarını çattı.Her zaman neden onu gerçekten umursadığımı farkedeceğini düşünürdüm.

Elimi saçlarımın arasından geçirdim,ondan başka herşeye baktım."Çünkü sen bunu haketmiyorsun"diye cevapladım,kendimi alnımdaki saçlarımı düzelterek oyalıyordum.

Dudaklarını büzüp kollarını kavuşturdu.

Bana inanmadığı açıktı,ama ben söylediklerimde ciddiydim.O incitici eleştirileri haketmiyordu,özellikle abisinden gelenleri.O bütün dünyayı hakediyordu.

"Sen güzelsin" dedim.Yanaklarımın kızarmaya başladığını hissetmeme rağmen gözlerimin gözlerinin içine bakmasına izin verdim.

Ne zaman başladığını bilmiyordum,bu bir anda oldu.Birgün uyandım ve ondan hoşlandığımı farkettim.Onu seviyordum.Diğerlerinin ona yaptığı tüm korkunç şeylerden onu koruma gereksinimi duydum.Kendini benim onu gördüğüm gibi -kesinlikle güzel-görmesini istedim.

Başını kararlı bir şekilde iki yana salladı."Hayır Luke lütfen sus.Yalan söylemene gerek yok.Yüzüme bakarak doğruyu söyle en iyi arkadaşın gibi."

"En iyi arkadaş" kelimesi kalbimin en hassas yerine dokundu.Abisini kastediyordu.Abisinin ona bu şekilde davranması beni incitmişti.Ama en kötüsüde onun kendine karşı olan tüm inancını yitirmesiydi.

"Sen güzelsin" diye tekrar ettim ona bir adım daha yaklaşarak.

Gözleri genişledi.Muhtemelen gerçekten ciddi olduğumu farketti."Şaka yapıyor olmalısın"

"Şaka yapmıyorum Aimee.Bu gerçeği kabul etmekte neden bu kadar zorlanıyorsun?"

"Çünkü....çünkü..."kekeledi.Kendi hakkında düşündüğünü söylemekte zorlandı.

Gözyaşları gözlerinin kenarından akmaya başladı.O an onu kollarımla sarmayı ve herşeyin iyi olacağını söylemeyi istedim.

Ama yerimde kaldım,devam etmesini bekledim.

"Çünkü ben...çünkü ben şişkoyum."