BATU ŞENER (Ateş)
Küçüklüğümden beri hep acı anlar yaşadım. Arkadaşlarım tarafından dışlandım. Ama küçüklüğümden beri canım hiç bu kadar yanmamıştı. Bugün annemle babam trafik kazasında öldü. Ve bunuda az önce babamın arkadaşlarından öğrendim. Şuan ne mi yapıyorum; duvara sırtımı yaslamış ,geçmişteki anılarımızı düşünüyorum. Annemin o güzel sesiyle bana "Batu hadi hazırlan, okula geç kalacaksın!" diyişini babamınsa "Hadi oğlum ,geç kalıyoruz!" diyişini ve benimse "Okul bizim değil mi? Geç kalsak da sorun olmaz bence." diye onlara cevap verişimi hatırlıyorum. Kapının çalmasıyla düşüncelerimden sıyrılıp kendime geldim ve kapıyı açtım. Kapıda ajan giyinimli 2 adam bana bakıyorlardı. İçlerinden biri "Adın Batu mu?" diye sordu. Biraz çekinerek ve korkarak "Evet ,benim" dedim. Ve sonrası karanlık...
DEFNE ÇINAR (Su)
Yavaş yavaş gözlerimi açtım. Karanlık bir odadaydım ve karanlık fobim olduğu için bağırmaya başladım. Öyle çok bağırmıştım ki bu karanlık odada benden başka birinin olduğunu fark edememiştim. Bir anda kapı açıldı ve içeriye ışık girmeye başladı.Işığın ardındansa ajan giyinimli adamlar bir kişi daha getirmişti ve onuda içeriye koyup gittiler .İçerisi yine sessiz ve yine karanlık oldu.Evet, içeriye küçük bir delikten ışık giriyordu ama bana yeterli değildi. Ağlamaya başladım ve sonra bayıldım.
CANSU YILMAZ (Hava)
Alışveriş merkezinde arkadaşlarımla alışveriş yaparken bir anda elektrikler kesildi ve ben kolumdan çekiştirilmeye başladım. Her yer karanlık olduğu için hiçbir şey göremiyordum. Sonra kendimi bir arabada buldum, yanımda simsiyah giyinimli adamlar vardı. Hemen çığlık atmaya başladığımda simsiyah giyinimli adamlardan birisi ağzımı bağladı. Bir süre sonra ıssız bir yere geldik. Adamlardan biri beni kolumdan tutup çekiştirerek arabadan indirdi ve bir kapıyı açıp beni itekledi.Yere düşmüştüm ve canım yanmıştı. Hemen toparlanıp ayağa kalkmış ve beni yere iten adamların arkasından bağırmaya başlamıştım ki arkamdan gelen bir sesle durdum ve arkama döndüm .Şimdi önümde 3 kişi vardı. Birisi kızdı ve baygındı diğer ikisi ise erkekti, birisi uyanık ve diğeri ise baygındı. Ona sorular sormaya başladım. "neredeyiz biz" "o kızla oğlan niye baygın" "neden bizi kaçırdılar" "bizden ne istiyorlar" "bizi bırakmak için ailelerimizden para mı isteyecekler" gibi bir sürü soru sormuştum ve sormaya devam edecektim ki uyanık olan erkek "Yeter artık bi sus başım ağrıdı. Amma da çene varmış sende de ya !Annen baban sana nasıl katlanıyorlar ,hayret ettim vallaha." dedi. Tabi ben onu umursamayarak "sorduğum sorulara cevap ver." dedim. Oda başladı cevaplamaya "nerede olduğumuzu bilmiyorum, o kızda ilk önce uyandı ,sonra kızın karanlık fobisi varmış o yüzden geri bayıldı. Oğlan ise ben uyandığımdan beridir baygın halde, neden kaçırıldığımızı bilmiyorum, bizden ne istediklerini de bilmiyorum ve bizi bırakmak için para isteyip istemediklerini de bilmiyorum" dedi ve sustu. Evet şimdi tüm sorularımın cevabını almıştım ve yere oturup beklemeye başladım.Ve aklıma gelen o soruyu da sordum "adın neydi?" dedim ilk önce yüzüme boş boş baktı ve "başka soru sormayacaksan söylerim" dedi. Bende hemen "tamam" dedim. "Adım Batu" dedi ve "Senin adın ne" dedi. Bende "Cansu" dedim ve artık ikimizde susmuştuk.
METE KARAHAN (Toprak)
Uyandığımda karanlık bir odadaydım. Etrafa baktığımda 3 kişi vardı bir kız baygındı ve bir kızla bir oğlan uyanıklardı. Hemen ayağa kalktım ve yerde oturan kızla oğlana baktım "Neredeyiz biz?" diye sordum yerde oturan oğlan kıza bakarak "bu sefer sen anlat, ben yoruldum." dedi. Kız bana bakarak "ilk önce yere otur sonra sakinleş" dedi. Kızın dediğini yapıp yere oturdum ve "anlat hadi" dedim. Kız anlatmaya başladı "Öncelikle benim adım Cansu. Peki senin adın ne?" dedi. Bende ona "Mete" dedim. Sonra kız olanları anlattı ben biraz şaşırmıştım ama sonra kendime geldim. Sonrada baygın olan kız uyandı. Cansu hemen onun yanına gitti onu sakinleştirmek için. İkisi kendi aralarında bir şey konuşmaya başladılar. Bizde Batu'yla konuşmaya başlamıştık, derken kapı açıldı. Ajan görünümlü adamlar yeni birini daha getirdiler ve buda erkekti, ama bu uyanıktı.
ARAS DEMİR (Ruh)(birinin içine girme)
Simsiyah giyinimli adamlar beni ilk önce arabaya bindirip ıssız bir yere getirdiler, sonrada bir odaya atıp gittiler. Etrafıma bakmaya başladım. 4 kişi beni izliyordu ilk önce ne yapacağımı bilemedim sonra içlerinden bir erkek ayağa kalkıp bana yaklaştı sonrada "benim adım Mete, bunların adı da Batu, Cansu" dedi. "Bende Aras" dedim. sonra orada ağlayan kızı gösterip "peki senin adın ne?" diye sordum. Kız biraz çekinerek "Benim adım ,Defne." dedi.Sonra "peki biri bana olanları anlatabilir mi?" dedim ve Mete "ben anlatırım" dedi. Anlatmayı bitirdikten sonra kendi kendime 'peki bizimle ne işleri var' dedim.Düşüncelerimden sıyrılıp gerçek hayata döndüğümde hiç kimseden çıt çıkmıyordu ve bende biraz uyumak istiyordum Mete'ye sessiz bir şekilde "ben uyuyacağım" dedim ve sonra uykuya daldım.
BAŞAK PARLAK (Kan)(kanı kontrol etme)
Odamda yatağımın üstünde oturmuş, bilgisayarımdan film izliyordum. Evde kimse yoktu. Babam arkadaşlarıyla buluşmuştu, annem de komşuya gitmişti, abim de dışarıda arkadaşlarıyla dolaşıyordu. Bir anda telefonum çalmaya başladı .Arayan Hilal'di .Hemen telefonu açtım. Hilal beni ceketini getirmem için parka çağırıyordu .Bende tamam, hemen getiriyorum deyip telefonu kapatmıştım. Hemen ceketi, telefonumu ve anahtarımı elime aldım, ayakkabılarımı giyip yola çıktım. 5 dakikada parka gelmiştim .Etrafa bakıp Hilal'i aradım. Sonunda onu görmüştüm Hilal'e ceketini verip eve gelmek için yola çıktım. Yolda ilerlerken önüme siyah bir araba çıktı içindende simsiyah giyinimli adamlar çıktı. Adamlara bir baktım da gerçekten de hiç mi hiç moda anlayışları yoktu diye düşünmeden edemedim sonra moda zevki hiç olmayan adamlar beni kollarımdan çekiştirip arabaya bindirdiler. Birkaç dakika sonra ıssız bir yere gelmiştik. Moda zevki hiç olmayan adamlardan biri beni zorla arabadan indirmiş ve bir kapıya doğru sürüklemişti. Kapıyı açıp beni içeri attı. Bakın resmen beni BAŞAK PARLAĞI içeri atmıştı. Ben bunun hesabını ona sorardım ama işte kapıyı kilitlemişlerdi. Sonra bol egolu cümlelerimden sıyrılıp etrafa bakındım. Benim dışımda 5 kişi daha vardı ve bana garip garip bakıyorlardı galiba az önce bol egolu cümlelerimi sesli sesli düşünmüştüm. Hemen konuyu değiştirmem gerektiğini düşündüm ve "Merhaba benim adım Başak" dedim. erkeklerin içinden biri "bunu az önce öğrendik hemde bol egolu cümleyle" dedi. Kızlardan biride "halla halla utandırmasana kızı ya" dedi sonra yanıma gelip "Benim adımda Cansu" dedi ve sonrada diğerlerini tanıttı. Evet kabul ediyorum aralarına bol egolu halimle girmiş olsam da iyi arkadaş olmuştuk.
ÇAĞATAY YILDIRIM (Şimşek)
Arkadaşlarla bir kafe de oturmuş sohbet ederken birden telefonum çalmaya başladı. Masadan uzaklaşıp telefona baktım annem arıyordu. Hemen açtım ve "Efendim anne" dedim annemde "Oğlum benim şirkete gitmem gerek hizmetliye de izin vermiştim kardeşinde evde tek sen eve gelsen de kardeşine baksan" dedi. Bende "tamam anne yola çıkıyorum hemen 10 dakikaya evde olurum" dedim ve kapattım. Masaya geri gittiğimde kalkmak zorunda olduğumu söyledim ve hemen yola çıktım. 10 dakikaya eve varmıştım kapıyı anahtarla açtım ve içeriye girdim. Bizim bücür tabi ki de televizyon izliyordu. "Ben geldim" dedim oda bana "hoş geldin" dedi sonrada "ben odama çıkıyorum" dedim odama çıkmadan da Elif gile gidebilirsin istersen dedim ve benim bu söylediğimin karşılığında ise "oleyyyyyyyyyyy" diye bağırmaya başladı bende onun susması için "şimdi susmazsan gidemezsin dedim oda hemen sustu. Hemen hazırlandı ve gitti evde yiyecek bir şeyler ararken zil çaldı hemen kapıya gittim. Kapıda ajan giyinimli biri vardı ve sonra yüzüme bir şey sıktı ve bayıldım.
SUDE ÖZSU (Buz)
Ablamla birlikte evde oturmuş TV izlerken ablam "evde mısır, cips kalmamış, markete gidip alsan" dedi. Ben biraz oflasamda sonra gitmeye karar verdim. Yola çıktığımda önüme siyah bir araba çıktı. İçinden de simsiyah giyinimli adamlar çıktı. İçlerinden biri burnuma birşey koklatıp beni bayılttı...
1 Saat sonra
Uyandığımda karanlık bir odadaydım. Birinin kucağında yatıyordum kimin kucağında yattığımı öğrenmek için kafamı kaldırdım ve karşımda Çağatayı (sevgilimi) gördüm. Biraz şaşırsamda hemen boynuna atladım çünkü çok korkmuştum. Biraz öyle kaldıktan sonra birbirimizden ayrıldık etrafıma baktığımda bizi izleyenlere bakıp herlesle tanıştım aradındanda Çağatay herşeyi anlattı resman şoka girmiştim. Aklımdan "bize ne yapacaklar acaba?" diye düşünürken kapı açıldı ve içeriye adamlar girdi. Hepimizi o karanlık odadan çıkartıp arabalara bindirdiler bir süre sonra bizi akademi gibi bir yere getirdiler. Şimdi ise aklımda "acaba bizi neden buraya getirdiler."diye bir soru vardı.