Gece gördüğüm kabusun izleri hala üzerimde . Neydi o öyle ? Sabah kalktığımda kendimi çok yorgun hissediyordum . Ama zaten doğru dürüst uyuyamamıştım . Gözlerimin altı morarmış . Nerden mi gördüm ? Her sabah uyandığımda yatağımın karşısındaki aynaya bakarım da ondan . O sıcacık yatağımdan çıkıp buz gibi havaya direnmek kadar zor bir şey var mıdır ?bilmiyorum . Terliklerimi giyip banyoya yöneldim . Elimi yüzümü yıkadıktan sonra mutfağa geçtim . Sabah kahvaltı yapmayı pek sevmem ama işim buna elvermiyor malesef. Dinamik olmam şart . Kahvaltımı yaptıktan sonra üstümü giyinip hızla dışarı çıktım . Pazartesi günleri toplu taşımanın bayağı kalabalık olduğu günlerden biridir ve bu da benim hiç mutlu olamayacağım bir şey . İşyerine ulaştıktan sonra masamın başına geçtim . Birsürü evrak mevrak ,imzalanacak belgeler falan vardı . Anlaşılan yine akşama kadar bitmeyecekti işim . Tam başlayacaktım ki kalemlerimin yerinde olmadığımı gördüm . Ah! Mesut ,yine almıştı işte kalemlerimi . Aslında Mesut'u severim ama şu kalemlerimi almasa daha iyi olacak .
Yaklaşık 4 yıdan beri tanırım onu . Üniversiteyi bitirdikten sonra halkla ilişkiler uzmanı olarak işe başladı . Hala da aynı şirkette çalışıyoruz. İş arkadaşlarımı daha sonra anlatırım gerçi.
Saat 12 ye yakınlaşmış az da olsa yorgunluk başlamıştı . Gidip güzel bir öğle yemeği yemek istiyordum . Saat 12 ye gelince işe paydos verildi . Herkes ayrı ayrı yerlere dağılmış , kimi yorgun kimi heyecanlı kimi de bıkkın bir şekilde görünüyordu.
Ben hızlı adımlarla yemek yiyeceğim yere doğru giderken birden arkamda bir gürültü duydum ..