8.Bölüm

73 3 5
                                    

----Emma---

Onu nasıl tanımazdım ki.Jaymes'imi.Şu zamana kadar arkadaşım,dostum tek diyebileceğim insanı.Aslında haksızda değildim.O çok çökmüştü.Oldukça zayıflamıştı.Eskiden beline kadar gelen saçları seyrekleşmiş ve eski sarı saçlarının yerini siyah saçlarına bırakmıştı.Eskisi gibi kendinden emin bir şekilde dik yürümüyordu.Hafif kamburu çıkmıştı.

-Çok değişmişsin.

Zayıf ve uzun parmaklarıyla önüne düşen bir saç demetini kulağının arkasına sıkıştırdı.Bunu hep yapardı.Utandığında yalan söylediğinde veya konuşmak istemediğinde.

-Evet biraz çöktü-

Hızla elimi kaldırdım ve onun sözünü kestim.

-Ben saçından bahsediyordum.Çok değişmiş.Kaç yıldır bu modeli kullanıyorsun?

-Sen taşındığından beri?

-5 yıldır bu modeli mi kullanıyorsun yani?

Kafasını salladı.Ders zili çaldığında ayağa kalktım ve kapıya doğru ilerledim.

-Bir ara mutlaka buluşmalıyız.Şimdilik sana iyi dersler Jaymes.''dedim ve sınıftan dışarı çıktım.

Ben çıktığımda kapıda biriken topluluk içeri girmeye başladı.Bana gülümseyen birkaç kişiye bende gülümsedim ve kendimi hızla kızlar tuvaletine attım.

Musluğu açtım ve hemen elimi yüzümü yıkadım.Kapının hızla kapanma sesiyle yerimde sıçradım ve arkamı döndüm.Elimi hızla kalbime götürdüm.

-Ödümü kopardın seni ahmak.

Bana yaklaştı ve sarıldı.

-Kime ahmak dediğinize dikkat edin küçük hanım.

Kafamı onun göğsüne gömdüm ve kokusunu içime çektim.

-Harry birşeyler anlattı meleğim.Şimdi daha iyi misin?''dedi ve iki elinide yanaklarıma götüürdü ve kafamı yukarı kaldırdı.

Evet anlamında gözlerimi sıkıca kapattım.

Ellerimi onun ellerinin üzerine koydum.

-Ben sadece.

Kafamı iki yana salladım ve 

-Bilirsin işte herzamanki sinir krizleri.

Gülümsedi ve alnımı öptü.

-Harry'ye daha çok iş vermeye başlayacağım.

Bende onun gibi gülümsemeye çalıştım.

-Bu iyi olur işte.

Geri çekildi ve gözlerime bakmaya başladı.Yüzü ciddileşmişti.

-Ne oldlu?''dedim.

-O kızı nerden tanıyorsun sen?

-Kimi?

Kaşlarını çattı ve.

-Kristen Jaymes Stewart.

Bende onun gibi kaşlarımı çattım ve kollarımı önümde birleştirdim.

-Bu seni neden ilgilendiriyor?

Bana doğru yaklaştı ve ellerini kollarıma koydu ve sıkmaya başladı.

Acının etkisiyle yüzümü buruşturdum ve arkaya doğru gitmeye çalıştım ama artık o nasıl bir yapışmaysa kıpırdıyamıyordum bile.

-Bırak beni !

Kaşlarını daha da çattı.Bunun üzerine bende çırpınmayı kestim.

-Eski bir dostum.Çok yakındık.Şimdi çok değişmiş.O yüzden başta tanıyamadım.Oldu mu tamam mı?

Kolumu sıkmayı bıraktı.

Dudaklarıma küçük bir öpücük kondurdu ve kızlar tuvaletinden çıkıp gitti.

Öküz işte ya bildiğiniz saf öküz.Parmaklarımı sıktığı yere götürdüm.Biraz morarmışttı.Ama artık alışmıştım onun bu çıkışlarına.Neden bugü kısa kollu giyinmiştim ki.Çantamdan bir kapatıcı çıkardım ve morluğa sürmeye başladım.Biraz kapanmıştı.Alışiktim artık.Bana zarar vermek istemesede yapardı.Sonra bunu görüncede kendinin harap ederdi.

Tuvaletten çıktım.İlk dersimi kaçırdığım için sorun etmiyordum.Zaten Bay Buzolic'i ve onun dersini pek önemsemezdim.Kantine indim.Boş masalardan birine oturdum.Telefonumu çıkardım ve Sun Raha Nai Na Tu'yu dinlemeye ve sözlerini mırıldanmaya başladım.

Bless me with your grace..

O dear.. O dear.. O love..

Lütfunla beni korusun .. 

Ey sevgili .. Ey sevgili .. Ey aşk ..)

Give me intentions..

Give me promises, guarantees,

Support the signs of my prayers..

Give shelter to the heart..

Give some new excuses,

Give the peg of weathers

to the rains of dreams..

Bless me with your grace..

Look this way too..

(Bana niyetlerini ver .. 

bana vaat ver, teminatlar, 

benim dualar belirtileri destekleyin .. 

.. kalbe barınak ver 

bazı yeni bahaneler verin, 

havalarda pimini ver 

hayalleri yağmurlar .. 

lütfunla beni korusun .. 

de bu şekilde bak ..)

''Güzel ses, güzel surat, güzel şarkı.''

Yanımdaki sandalyenin çekilmesiyle birlikte sesin sahibi yanıma oturdu.

''Kulaklığın tekini alabilirmiyim Madam''

Buda neyin nesiydi böyle.Onu bu okulda hiç görmemiştim.

Elini bana uzattı ve 

''Ben,Ben Barnes''

Bende ona elimi uzattım ve 

''Bende Emma Watson''dedim.

-Beni bu okulda hiç görmedin çünkü ben burda okumuyorum sadece kardeşimi ziyarete geldim''dedi.

Aklımı mı okuyorsun sen çocuk.Kulağımdaki kulaklığın tekini çıkarıp ona uzattım.Gözleri koluma kaymıştı.

-Koluna ne oldu.

-H-hiç birşey.

-Hadi ama o kadar çok kapatıcı kullanmışsın ki.Eliyle kolumdaki Kapatıcıyı silmek için bana uzanacaktı ki arkadan gelen sesle ikimizde arkamızı döndük.

''Koluna birşey mi oldu''

Hemen sandalyeden ayağa kalktım ve ona doğru yürüdüm.

''Birşey olduğu yok Zain sakin ol lütfen''

Hemen yanıma geldi ve kolumdaki kapatıcıyı eliyle silmeye başladı.

''Kahretsin'' diye mırıldandı.

-Önemli değil Zayn.

-Önemli değil.diyerek tekrar ettim.

Etrafıma baktığımda Ben gitmişti.

Kafamı geri Zayn'e döndüğümde gözleri dolmuştu.

Önce morartıyor sonrada ağlıyor mu? 

Ahh benim aptal sevgilim.

+10 vote   +4 yorum 

Dirty Little Secret (team of mean girls)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin