Bölüm şarkısı ~ 5sos-Beside you~
-------
Jimin, pencereden süzülüp odasına giren altın sarısı ışık yüzünden gözlerini kırpıştırdı. Pencereden giren ışık Jimin'in rüyasını bölüp uyanmasına sebep olmuştu. Kafasını yastığa gömüp rüyasını devam ettirmeye çalıştı fakat başarılı olamadı. Pes edip sinirle üzerindeki yorganı yere savurdu.
Saatine baktığında alarmının çalmasına daha yarım saat olduğunu gördü. Erken uyandığı için huysuzdu. Lavaboya ilerledi ve yüzüne su çarpıp odasına geri döndü. Yatağının altında özenle sakladığı not defterini çıkardı. Son bir haftadır her gece birbirini takip eden garip rüyalar görüyordu. Uzun boylu kahverengi saçlı çocuk... Herkesin rüyalarını süsleyen kişi aşık olduğu kişi olurdu. Jimin ise bilinç altının ona sunduğu, tanımadığı çocuğa aşık olmuştu.
--
Serin bir bahar sabahı, deniz kenarında yürüyordum, sanki güneş, altın sarısı ışıklarını kuma yansıtmıştı. Dalgaların sesi kulağıma dolarken gülümsedim. Arkamda duyduğum ayak sesi ile arkama döndüm. Uzun boylu çocuk karşımdaydı ve bana gülümsüyordu. O kadar güzeldi ki sanki usta bir ressam en ince ayrıntısına kadar özenle resmetmişti. Yanına gitmek istedim, ona sarılmak, hep merak ettiğim kokusunu içime çekmek... Fakat sanki bir güç hareket etmemi engelliyordu. Ayaklarımı yerden kaldıramıyordum.Seslenmeye çalıştım fakat sanki dudaklarım kenetlenmişti. Uzun boylu çocuğun gülümsemesi soldu ve arkasına dönüp uzaklaşmaya başladı. Ona engel olmak istedim fakat taş kesilmiştim. Kımıldayamıyor ,sadece bu işkencenin bitmesini istiyordum
--
Alarm çaldığında her ne kadar rahatlamış olsada rüyanın geri kalanın merak ediyordu. Bir tarafı bu yüzden kızgındı. Rüyasında gördüğü çocuğun bilinç altının bir oyunu olduğuna inanmıyordu. Gerçekten var olduğunu ve onu bulması gerektiğini düşünüyordu.
Baekhyun'un odaya girmesiyle elindeki defteri hızlıca yastığının altına koydu. "Baba! Sana kaç defa dedi kapımı tıklatmadan içeriye girme diye?!" Baekhyun pencereye ilerledi ve hızla perdeleri açarak güneş ışığının tamamının odaya hücum etmesine izin verdi. "Okula geç kalacaksın kalk hadi baban aşağıda seni bekliyor." Jimin gözlerini devirerek yatakdan kalktı ve dolabındaki kazaklardan birini üstüne geçirdi. Boyu kısa olduğu için kazak diz kapağına kadar geliyordu. Altına pantolon giymesine gerek yoktu fakat Baekhyun'un ona kızacağını bildiğinden siyah bir pantolon giydi. O gün makyajını yapmaya üşenmişti. Zaten eğer yapmaya kalkışırsa kesinlikle okula geç kalacaktı.
Çantasını aldı ve hızla babası Chanyeol'un yanına indi. Okula geldiğinde dersinin başlamasına on dakika vardı. Hızlıca babasının yanağına ufak bir öpücük kondurdu ve sınıfa koşmaya başladı. Sınıfa geldiğinde öğretmen henüz gelmemişti. Büyük amfide her zaman oturduğu yere, en arka sıraya ilerledi. Yerine oturup eşyalarını çıkardığında kapının açılmasıyla tüm gözler oraya yöneldi.
Profesör Namjoon sınıfa girdiğinde tek başına değildi. Yanında uzun boylu bir çocuk vardı. Jimin en arkada ve yüksekte olduğu için çocuğu pek net göremiyordu. "Bu yeni arkadaşınız Jungkook. Japonya'dan öğrenci değişim programı ile buraya geldi." Sanki ilkokul çocuklarına bir şeyler anlatmaya çalışıyormuş gibi konuşuyordu.Bay Namjoon'un yüzü her zaman mimiksiz ve soğuk göründüğü için Jimin onun şu anda gülümsemesini garip bulmuştu. "İstediğin yere geçebilirsin Jungkook."
Uzun boylu çocuk kafasını salladı ve masaların arasındaki merdivenden amfinin yukarı sıralarına ilerledi. Jimin önüne dönüp test kitabı ile uğraşmaya başladı. Bir kaç saniye sonra yanındaki sandalyeye koyulan çanta ile irkildi. Yanına baktığında iri bir gövde gördü, yüzünü görmek için kafasını kaldırdığında şok olmuştu. Karşısında duran çocuk rüyalarını süsleyen çocuktu.
___
Selam! Pek içime sinmesede umarım yeni kurgumu beğenirsiniz...
Sevgi ile kalın~
M A D D Y
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dream Boy//JiKook
Fanfiction"Sen benim yanımdayken en karanlık gece asla bu kadar çok parlak hissettirmemişti."